Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Kemal ULUSOY
Köşe Yazarı
Kemal ULUSOY
 

Geleceği okumak meslek olabilir

          Falcılık mesleği gibi Fazla birşey bildiğimden değil, belki çok dünyalı olmanın birkaç lisan bilmenin yardımıyla geleceğe ait falcılık hakkında yetenek ! sahibi olunuyormuş    Liyakat ÇOK önemli.  Tarihini bilmezlerin gelecek hakkında hiçbir fikri OLAMAZ esasıyla, Suriye batağındaki ülke yönetiminin maalesef göremediği son birkaç aydır evrensel ÇOK ÖNEMLİ - hızlı gelişmelerle YENİ DÜNYA DÜZENİ hakkında bazı ipucları verir gibi. Rusya ve ABD arasında yeni bir Yalta Konferansı benzeri bir toplantı yapılabilir. Bu toplantıda, dünya etki alanları yeniden paylaşılabilir. Ancak, Avrupa Birliği bu süreçte dışlanmış durumda. Avrupa, kendi kıtasındaki krizleri yönetmekte zorlandı ve ABD'nin müdahalesine ihtiyaç duydu. Bu durum, Avrupa'nın yeni dünya düzenindeki rolünü sorgulatıyor. Çin-ABD İlişkileri ve Gelecek Çin'in ekonomik, askeri ve siyasi yükselişi, ABD için büyük bir tehdit oluşturuyor. Çin, Rusya ile askeri işbirliğini artırarak, ABD'nin karşısında güçlü bir blok oluşturuyor. ABD, Çin'i dengelemek için Rusya'yı yanına çekmeye çalışıyor. Ancak, bu stratejinin başarılı olup olmayacağı belirsiz. İsrail'in Rolü ve Orta Doğu'daki Gelişmeler İsrail, ABD'nin birinci önceliği olmaya devam ediyor. Trump, İsrail'in güvenliğini ön planda tutarak, siyonist destek gruplarının desteğini almayı hedefliyor. Ancak, İsrail'in agresif politikaları, bölgede yeni krizlere yol açabilir. İran'a yönelik bir saldırı, Rusya'nın da dahil olacağı büyük bir çatışmaya neden olabilir.   Özetle: Dünya, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana en kritik dönemlerinden birini yaşıyor. Uluslararası düzen, çok kutuplu bir sisteme doğru evriliyor ve bu geçişin sancıları hissediliyor. ABD'nin tek başına liderlik ettiği dönem sona ererken, Rusya ve Çin'in yükselişi yeni bir denge arayışını tetikliyor. Temel Unsurlar: Rusya'nın askeri gücü: Rusya, Ukrayna'daki çatışmalarda NATO'ya rağmen sahada kazanımlar elde ederek gücünü kanıtladı. Çin'in ekonomik ve teknolojik yükselişi: Çin, ekonomik büyümesi ve savunma teknolojilerindeki ilerlemesiyle küresel güç dengesini değiştiriyor. ABD'nin değişen stratejisi: Trump'ın olası dönüşüyle ABD, "Önce Amerika" (MAGA) politikasına odaklanarak iç sorunlarına öncelik verebilir ve dış politikada daha temkinli bir yaklaşım sergileyebilir. Tartışılan Konular: Yeni bir Yalta Konferansı ihtimali: Riyad'daki görüşmeler, savaşan tarafların değil, kazanan tarafların bir araya geldiği Yalta benzeri bir düzenin habercisi olabilir. Avrupa'nın rolü: Avrupa Birliği, kendi kıtasındaki krizleri yönetmekte yetersiz kalıyor ve ABD'nin gölgesinde hareket ediyor. Trump'ın Avrupa'ya yönelik eleştirileri, kıtanın savunma sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğine işaret ediyor. Çin-ABD ilişkileri: Çin'in yükselişi, ABD'nin en büyük jeopolitik sınavı. Trump, Çin ile de müzakere ederek askeri harcamaları azaltmayı ve yeni bir denge kurmayı hedefliyor. Nükleer silahların geleceği: Yeni START Anlaşması'nın sona ermesiyle nükleer silahların kontrolü ve sınırlandırılması konusunda belirsizlikler ortaya çıkıyor. Çin'in nükleer silahlanması, ABD-Rusya müzakerelerini zorlaştırıyor. Beklentiler: ABD ve Rusya arasında yeni bir mutabakat belgesi imzalanabilir. Ukrayna'da ateşkes sağlanabilir, ancak Kırım ve Donbas'ın statüsü belirsizliğini koruyabilir. Avrupa Birliği, savunma harcamalarını artırarak daha bağımsız bir askeri güç haline gelmeye çalışabilir. Çin-ABD ilişkileri, rekabet ve işbirliği arasında gidip gelebilir. Nükleer silahların kontrolü konusunda yeni bir anlaşma yapılması zorlaşabilir. Sonuç: Dünya, belirsizliklerle dolu bir geçiş döneminden geçiyor. Mevcut güç dengeleri değişirken, yeni ittifaklar ve çatışma alanları ortaya çıkabilir. Uluslararası aktörlerin bu süreçte sergileyeceği tutumlar, gelecekteki dünya düzenini belirleyecek. 2025'te uluslararası düzen, büyük güçler arasındaki mücadelelerle şekilleniyor. Rusya'nın sahada elde ettiği başarılar, Çin'in yükselişi ve ABD'nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi sorunlar, yeni bir dünya düzeninin kurulmasına neden oluyor. Bu süreçte, Avrupa Birliği'nin rolü sorgulanırken, İsrail'in bölgedeki etkisi de önemli bir faktör olmaya devam ediyor. Çin-ABD ilişkileri ise geleceğin en belirleyici unsuru olarak öne çıkıyor.  

Geleceği okumak meslek olabilir

 

 

 

 

 

Falcılık mesleği gibi

Fazla birşey bildiğimden değil, belki çok dünyalı olmanın birkaç lisan bilmenin yardımıyla geleceğe ait falcılık hakkında yetenek ! sahibi olunuyormuş 

 

Liyakat ÇOK önemli.  Tarihini bilmezlerin gelecek hakkında hiçbir fikri OLAMAZ esasıyla, Suriye batağındaki ülke yönetiminin maalesef göremediği son birkaç aydır evrensel ÇOK ÖNEMLİ - hızlı gelişmelerle YENİ DÜNYA DÜZENİ hakkında bazı ipucları verir gibi.

Rusya ve ABD arasında yeni bir Yalta Konferansı benzeri bir toplantı yapılabilir. Bu toplantıda, dünya etki alanları yeniden paylaşılabilir. Ancak, Avrupa Birliği bu süreçte dışlanmış durumda. Avrupa, kendi kıtasındaki krizleri yönetmekte zorlandı ve ABD'nin müdahalesine ihtiyaç duydu. Bu durum, Avrupa'nın yeni dünya düzenindeki rolünü sorgulatıyor.

Çin-ABD İlişkileri ve Gelecek

Çin'in ekonomik, askeri ve siyasi yükselişi, ABD için büyük bir tehdit oluşturuyor. Çin, Rusya ile askeri işbirliğini artırarak, ABD'nin karşısında güçlü bir blok oluşturuyor. ABD, Çin'i dengelemek için Rusya'yı yanına çekmeye çalışıyor. Ancak, bu stratejinin başarılı olup olmayacağı belirsiz.

İsrail'in Rolü ve Orta Doğu'daki Gelişmeler

İsrail, ABD'nin birinci önceliği olmaya devam ediyor. Trump, İsrail'in güvenliğini ön planda tutarak, siyonist destek gruplarının desteğini almayı hedefliyor. Ancak, İsrail'in agresif politikaları, bölgede yeni krizlere yol açabilir. İran'a yönelik bir saldırı, Rusya'nın da dahil olacağı büyük bir çatışmaya neden olabilir.

 

Özetle:

Dünya, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana en kritik dönemlerinden birini yaşıyor. Uluslararası düzen, çok kutuplu bir sisteme doğru evriliyor ve bu geçişin sancıları hissediliyor. ABD'nin tek başına liderlik ettiği dönem sona ererken, Rusya ve Çin'in yükselişi yeni bir denge arayışını tetikliyor.

Temel Unsurlar:

  • Rusya'nın askeri gücü: Rusya, Ukrayna'daki çatışmalarda NATO'ya rağmen sahada kazanımlar elde ederek gücünü kanıtladı.
  • Çin'in ekonomik ve teknolojik yükselişi: Çin, ekonomik büyümesi ve savunma teknolojilerindeki ilerlemesiyle küresel güç dengesini değiştiriyor.
  • ABD'nin değişen stratejisi: Trump'ın olası dönüşüyle ABD, "Önce Amerika" (MAGA) politikasına odaklanarak iç sorunlarına öncelik verebilir ve dış politikada daha temkinli bir yaklaşım sergileyebilir.

Tartışılan Konular:

  • Yeni bir Yalta Konferansı ihtimali: Riyad'daki görüşmeler, savaşan tarafların değil, kazanan tarafların bir araya geldiği Yalta benzeri bir düzenin habercisi olabilir.
  • Avrupa'nın rolü: Avrupa Birliği, kendi kıtasındaki krizleri yönetmekte yetersiz kalıyor ve ABD'nin gölgesinde hareket ediyor. Trump'ın Avrupa'ya yönelik eleştirileri, kıtanın savunma sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğine işaret ediyor.
  • Çin-ABD ilişkileri: Çin'in yükselişi, ABD'nin en büyük jeopolitik sınavı. Trump, Çin ile de müzakere ederek askeri harcamaları azaltmayı ve yeni bir denge kurmayı hedefliyor.
  • Nükleer silahların geleceği: Yeni START Anlaşması'nın sona ermesiyle nükleer silahların kontrolü ve sınırlandırılması konusunda belirsizlikler ortaya çıkıyor. Çin'in nükleer silahlanması, ABD-Rusya müzakerelerini zorlaştırıyor.

Beklentiler:

  • ABD ve Rusya arasında yeni bir mutabakat belgesi imzalanabilir.
  • Ukrayna'da ateşkes sağlanabilir, ancak Kırım ve Donbas'ın statüsü belirsizliğini koruyabilir.
  • Avrupa Birliği, savunma harcamalarını artırarak daha bağımsız bir askeri güç haline gelmeye çalışabilir.
  • Çin-ABD ilişkileri, rekabet ve işbirliği arasında gidip gelebilir.
  • Nükleer silahların kontrolü konusunda yeni bir anlaşma yapılması zorlaşabilir.

Sonuç:

Dünya, belirsizliklerle dolu bir geçiş döneminden geçiyor. Mevcut güç dengeleri değişirken, yeni ittifaklar ve çatışma alanları ortaya çıkabilir. Uluslararası aktörlerin bu süreçte sergileyeceği tutumlar, gelecekteki dünya düzenini belirleyecek.

2025'te uluslararası düzen, büyük güçler arasındaki mücadelelerle şekilleniyor. Rusya'nın sahada elde ettiği başarılar, Çin'in yükselişi ve ABD'nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi sorunlar, yeni bir dünya düzeninin kurulmasına neden oluyor. Bu süreçte, Avrupa Birliği'nin rolü sorgulanırken, İsrail'in bölgedeki etkisi de önemli bir faktör olmaya devam ediyor. Çin-ABD ilişkileri ise geleceğin en belirleyici unsuru olarak öne çıkıyor.

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.