Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Kemal ULUSOY
Köşe Yazarı
Kemal ULUSOY
 

KÖKÜ BİLMEK ÖNEMLİ

      Ne “Laz” nede “Rum-Romalı” sayılır !   Adını kuleye veren Galicia – GALATA, aslen kuzey birleşik kırallık Galler halkı Celtik – Kelt ile aynı kökenden olduğu söylenen 2.276 yıl önce Anadoluya yerleşmiş Türkler, Aziz Atatürk'ün ''M.Ö. 3.400 yıllarından beri bu coğrafyada medeniyetler kurmuş'' diğer medeniyetlerle içiçe tezini teyid eder ( https://www.youtube.com/watch?v=H_A1f_gki3M ) Milattan önceki yıllardan beri, Doğu Karadeniz bugün olduğu gibi hep Türk'tü.  Geçmişten günümüze: Kimmer, Gaska, İskit, Dril, Tibaren, Peçenek, Bulgar, Akhun, Hun, Hazar, Kuman ve Çepni, Avşar ... gibi bir çok Türk Budunu bölgede yurt tutmuştur. Bugün çokça adı duyulan iki Türk Budunu Çepni ve Kıpçaktır. Ancak Doğu Karadeniz'e geçmişten günümüze dek yerleşen Türk-Turani kavimlere bakılırsa, aslında Doğu Karadeniz'in küçük bir ''Turan'' yurdu olduğu ortaya çıkmaktadır. Tıpkı, Fâtih Sultan Mehmed'in fethettiği, Yavuz Sultan Selim Hanın vâlilik yaptığı ve Kânûnî Sultan Süleymân'ın doğduğu 4.100 yıllık Trabzon yanıbaşında, Kafkasya üzerinden göç eden - İran kökenli Laz'ların konuştukları dil: Farsca – Ermenice – Gürcüce kökenli olup olup ( https://www.youtube.com/watch?v=7BGi21dwzEg ), nüfusları ülke genelinde 200.000 civarında oldukları tahmin ediliyor.  Pazar, Ardeşen, Çamlıhemşin, Fındıklı, Arhavi, Hopa ve Borçka’da yaygın olarak yaşarlar. Yani Artvin ve Rize haricinde ''Müslüman olmuş Ermeni'' diye tanınan Lazların aslında köken olarak Doğu Karadenizle alâkaları yoktur. Oysa ''Rum'' etnik kökeni temsil eden bir kelime değildir.  Yazılışı "Rome" Okunuşu "Rom" olup, zamanla Rum kelimesine evrilmiştir. Tıpkı Mevlana Celaddini Rumi – Roma topraklarından anlamlı, Roma ve Romalı demektir. Anadolu'ya yerleşmeleri çok eski tarihlere dayanan Rumlar, 1923 yılından sonra Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi ve en son olarak 6-7 Eylül Olayları ile Türkiye Cumhuriyeti'nden neredeyse tamamen ayrıldılar (1.dünya savaşına kadar Anadolu’da bütün etnik kökenler ayrı ve eli tetikte yaşamaktaydı. Kaldı ki İslam inancına göre kız alınır fakat kız verilmezdi. Anadolunun Türkleşmesi kavramı yüzyıllar boyunca bu şekilde oldu). Rum sözcüğü etimolojik ve tarihsel kullanılışıyla Roma'dan kaynaklanmıştır. Bu sözcükle "Roma İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu'nda yaşayan kimse, Romalı" gibi "Arap diyarından başka ilden olan kimseye ise Anadolulu" denirdi. Tıpkı Eski Türkçede Anadolu'ya ''Diyar-ı-Rum'' yani Roma Ülkesi denirdi. Selçukluları zamanında Anadoluya hakim olan Türklerden bahsederken ‘Konya Rum sultanlığı - Rum sultanı - Diyarı Rum Selçuklu Devleti" gibi isimlerin yanı sıra, Roma topraklarından Mevlana Celaleddin Rum-î, Eşrefoğlu Rum-î, Osmanlı dönemi Yıldırım Bayezid'ın Sultan-ı İklim-i Rum-i ünvanını alması ... gibi tarihi simâların taşıdıkları adlar Türklerin bu isim zarfında, Akdeniz dünyasından olduklarını gösterir. Trabzon’da İskan edilen çeşitli Oğuz Türk boyları yaşamaktadır.  Bunların ezici çoğunluğu Fatih Sultan Mehmed'in Trabzonu fethinden sonra Trabzona yerleştirdiği, tımar sahiplerinin de Çepni'lerin olduğu görülmektedir. Çepniler Şalpazarı, Beşikdüzü, Düzköy, Vakfıkebir, Akçaabat, Çarşıbaşı, Of ve Sürmene ile Araklı ilçelerinde yaşamakta olup bazı yöreler en eski Türkmen geleneklerini hala sürdürmektedirler. TRabzon genelinde Çepni, Çebi, Hamzaçebi, Akifçebi, Çep, Çapoğlu, Çebili, Çepnioğlu, Çetmi gibi soyadları oldukça yaygındır.Bu soy isimler dışında isim ve soy isim olarak, Çepnilerin çoğunluğunun bektaşi olmaları var sayılarak bölge halkının soy ve isimlerinin tıpkı Babam, oğlumun, amcalarımın adları gibi: ailede Ali, Hasan, Hüseyin olması da Çepnilerin varlığını göstermektedir . Osmanlı döneminde TRabzon'un da içinde bulunduğu Ordu-Giresun-Trabzon-Gümüşhane bölgesine "Vilayet-i Çepni" de denmekteydi. Ayrıca Evliya Çelebi, eserinde Trabzon bölgesi için "20.000 Çepni Türkmen çadırının bulunduğu yer" olarak bahsetmektedir. Fatih zamanında Oğuzlar'ın Avşar boyundan olan Karamanoğullarından gelen Türkmenler ile Halep-Irak bölgesinden gelen Türkmenler de TRabzon'a yerleştirilmişlerdir. Trabzon, Osmanlı'nın dağılmasından sonra Kırım Türkleri tarafından da yerleşim yeri olarak seçilmiştir. Bölgedeki Rum-i - Romalı nüfus 1923 yılında Yunanistan ve Türkiye arasında yapılan "Nüfus Mübadelesi" ile gönderilmiştir.(Gönderilenlerin çoğunluğu da hristiyanlığı benimsemiş olan Kuman-Kıpçak Türkleri olmuştur).  Şive, Lehçe Yapısında Trabzon’un batısındaki konuşmalarda genellikle Çepni ağzı yaygınken doğuya doğru gidildikçe konuşulan Türkçenin daha sert bir hal aldığını ve Kıpçak-Kuman şekline döndüğünü görürüz. Örnek vermek gerekirse Karadeniz de sıkça kullanılan "haçan (ne zaman, mademki), uşak (çocuk, evlat), afkurmak (boş konuşmak, çemkirmek), ula (oğlan/ulan), gız (kız), kitmek (gitmek) gibi sözcüklerin öz Türkçeden gelen sözcükler olduğu ve diğer Türk devletlerindeki Kıpçak Türkçesiyle eşleştiği görülmektedir. Trabzon'da ayrıca sayısı tam bilinmemekle beraber 5.000 civarında olduğu tahmin edilen konuşucu tarafından da Latinceye benzer ''Romeika - Antik Roma Dili/Rumca'' konuşulmaktadır. Bu dil Çaykara, Dernekpazarı, Tonya, Maçka ilçelerinde toplamda yaklaşık 45 köy insanı tarafından bilinmektedir. Bu dili konuşan insanların o bölgeye Osmanlı'dan önce yerleşen bir zamanlar krallıkolan ''Kommenos – Kumanlar'' olduğu tarihçiler tarafından belirtilmiştir. Kemanın atası sayılan Kemençe Öz Türk Çalgısıdır ve Horon Öz Türk Oyunudur. Karadeniz bölgesinin bu geleneksel çalgı ismini Kumanlar da şahıs ismi olarak ta kullanılmıştır.  Tarih sayfaları incelendiğinde: 1290 da Macar Kıralı IV.Laszlo’yu öldüren Kumanlardan birinin adı 'Kemenche' idi. Kemençe ismini Kumanların yayıldığı sahalarda da görmek mümkündür. Örnek olarak keza: Kırım yarımadasında ''Kemençe, Küçük Kemençe, Murzatar Kemençe'' isimli köyler bunlardan bazılarıdır. Tıpkı bugünün hristiyan Türk Gagauzlarda Kemençe kelimesinin anlamı ''Keman'' olup Kemençe çalıp oynanan oyunun adı da Horon dur.Bunlar, Türkler'in Orta Asya'dan beraberinde getirdikleri çalgılardır.  Bir anlamda 'Horon oluşturmak, horan tepmek' gibi horanla beraber kullanılan kelimeler ile horon oyunuyla ilgili kelime ve terimlerin tamamına yakını Türkçe kökenlidir ve Türk kültürüyle ilgilidir.  Ayrıca Gagauzlardan derlenmiş dil ve masal, bilmece vb gibi halk edebiyatına ait malzemelerin bir değerlendirmesi yapıldığı zaman Trabzon bölgesi ile çok büyük bir benzerlik olduğu görülür. Aynı şeyi Kumanlardan kalmış dil ve halk edebiyatı malzemesi için de söyleyebiliriz.  Kelime anlamıyla ''Trabzon'' antik Yunanca ve/ya Lâtince bir kelimeye dayandırmakta olup İyonların: Kuman – Kommenon Türk şehri TRabzon’u kuşatan surlarına bakarak, Yunanca “dört köşeli” mânâsına gelen “Tarpezus” dediklerini tarih kaydeder. Trabzon üzerine araştırmalardan en gerçekçi olan Alman Arkeoloji Bilgini Falmerayer’dir. 1827 senesinde Münih’te basılan Geschichte Kaiserturm ''Trapezont'' isimli eserinde bu araştırıcı, târihini teferruatlı olarak inceler ve târihî vesikalara dayanarak Trabzon’u Orta Asya’dan gelen Türk kavimlerinden - Turanlara bağlı “Tibarenler”in kurduğunu ifâde eder.  Tibarenler bu bölgenin ilk sâkinleri Elizonlarla kaynaşmış ve gelişen şehir “Tibaren-Elizon” ismini almıştır. Zamanla “Tirenbun” sonra da “TRabzon” olan bu ismin menşei “Tibaren-Elizon”ların yaşadığı şehir isminden gelmiştir.   Keza, eski Türk kavimi olan Saka-İskitler'in ilk yurtlarının Trabzon olduğu, Sakaların ilk boyları M.Ö. 8. yüzyılda yine bu bölgeden batıya göç ettikleri bilinmektedir.   Bizi BİZ yapan geçmişimizi, kim ? olduğumuzu bilmek önemli. DeMaDiDeMa.com  

KÖKÜ BİLMEK ÖNEMLİ

 

 

 

Ne “Laz” nede “Rum-Romalı” sayılır !

 

Adını kuleye veren Galicia – GALATA, aslen kuzey birleşik kırallık Galler halkı Celtik – Kelt ile aynı kökenden olduğu söylenen 2.276 yıl önce Anadoluya yerleşmiş Türkler, Aziz Atatürk'ün ''M.Ö. 3.400 yıllarından beri bu coğrafyada medeniyetler kurmuş'' diğer medeniyetlerle içiçe tezini teyid eder ( https://www.youtube.com/watch?v=H_A1f_gki3M )

Milattan önceki yıllardan beri, Doğu Karadeniz bugün olduğu gibi hep Türk'tü.  Geçmişten günümüze: Kimmer, Gaska, İskit, Dril, Tibaren, Peçenek, Bulgar, Akhun, Hun, Hazar, Kuman ve Çepni, Avşar ... gibi bir çok Türk Budunu bölgede yurt tutmuştur. Bugün çokça adı duyulan iki Türk Budunu Çepni ve Kıpçaktır. Ancak Doğu Karadeniz'e geçmişten günümüze dek yerleşen Türk-Turani kavimlere bakılırsa, aslında Doğu Karadeniz'in küçük bir ''Turan'' yurdu olduğu ortaya çıkmaktadır.

Tıpkı, Fâtih Sultan Mehmed'in fethettiği, Yavuz Sultan Selim Hanın vâlilik yaptığı ve Kânûnî Sultan Süleymân'ın doğduğu 4.100 yıllık Trabzon yanıbaşında, Kafkasya üzerinden göç eden - İran kökenli Laz'ların konuştukları dil: Farsca – Ermenice – Gürcüce kökenli olup olup ( https://www.youtube.com/watch?v=7BGi21dwzEg ), nüfusları ülke genelinde 200.000 civarında oldukları tahmin ediliyor.  Pazar, Ardeşen, Çamlıhemşin, Fındıklı, Arhavi, Hopa ve Borçka’da yaygın olarak yaşarlar. Yani Artvin ve Rize haricinde ''Müslüman olmuş Ermeni'' diye tanınan Lazların aslında köken olarak Doğu Karadenizle alâkaları yoktur.

Oysa ''Rum'' etnik kökeni temsil eden bir kelime değildir.  Yazılışı "Rome" Okunuşu "Rom" olup, zamanla Rum kelimesine evrilmiştir. Tıpkı Mevlana Celaddini Rumi – Roma topraklarından anlamlı, Roma ve Romalı demektir. Anadolu'ya yerleşmeleri çok eski tarihlere dayanan Rumlar, 1923 yılından sonra Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi ve en son olarak 6-7 Eylül Olayları ile Türkiye Cumhuriyeti'nden neredeyse tamamen ayrıldılar (1.dünya savaşına kadar Anadolu’da bütün etnik kökenler ayrı ve eli tetikte yaşamaktaydı. Kaldı ki İslam inancına göre kız alınır fakat kız verilmezdi. Anadolunun Türkleşmesi kavramı yüzyıllar boyunca bu şekilde oldu).

Rum sözcüğü etimolojik ve tarihsel kullanılışıyla Roma'dan kaynaklanmıştır. Bu sözcükle "Roma İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu'nda yaşayan kimse, Romalı" gibi "Arap diyarından başka ilden olan kimseye ise Anadolulu" denirdi. Tıpkı Eski Türkçede Anadolu'ya ''Diyar-ı-Rum'' yani Roma Ülkesi denirdi.

Selçukluları zamanında Anadoluya hakim olan Türklerden bahsederken ‘Konya Rum sultanlığı - Rum sultanı - Diyarı Rum Selçuklu Devleti" gibi isimlerin yanı sıra, Roma topraklarından Mevlana Celaleddin Rum-î, Eşrefoğlu Rum-î, Osmanlı dönemi Yıldırım Bayezid'ın Sultan-ı İklim-i Rum-i ünvanını alması ... gibi tarihi simâların taşıdıkları adlar Türklerin bu isim zarfında, Akdeniz dünyasından olduklarını gösterir.

Trabzon’da İskan edilen çeşitli Oğuz Türk boyları yaşamaktadır.  Bunların ezici çoğunluğu Fatih Sultan Mehmed'in Trabzonu fethinden sonra Trabzona yerleştirdiği, tımar sahiplerinin de Çepni'lerin olduğu görülmektedir. Çepniler Şalpazarı, Beşikdüzü, Düzköy, Vakfıkebir, Akçaabat, Çarşıbaşı, Of ve Sürmene ile Araklı ilçelerinde yaşamakta olup bazı yöreler en eski Türkmen geleneklerini hala sürdürmektedirler.

TRabzon genelinde Çepni, Çebi, Hamzaçebi, Akifçebi, Çep, Çapoğlu, Çebili, Çepnioğlu, Çetmi gibi soyadları oldukça yaygındır.Bu soy isimler dışında isim ve soy isim olarak, Çepnilerin çoğunluğunun bektaşi olmaları var sayılarak bölge halkının soy ve isimlerinin tıpkı Babam, oğlumun, amcalarımın adları gibi: ailede Ali, Hasan, Hüseyin olması da Çepnilerin varlığını göstermektedir .

Osmanlı döneminde TRabzon'un da içinde bulunduğu Ordu-Giresun-Trabzon-Gümüşhane bölgesine "Vilayet-i Çepni" de denmekteydi. Ayrıca Evliya Çelebi, eserinde Trabzon bölgesi için "20.000 Çepni Türkmen çadırının bulunduğu yer" olarak bahsetmektedir. Fatih zamanında Oğuzlar'ın Avşar boyundan olan Karamanoğullarından gelen Türkmenler ile Halep-Irak bölgesinden gelen Türkmenler de TRabzon'a yerleştirilmişlerdir.

Trabzon, Osmanlı'nın dağılmasından sonra Kırım Türkleri tarafından da yerleşim yeri olarak seçilmiştir. Bölgedeki Rum-i - Romalı nüfus 1923 yılında Yunanistan ve Türkiye arasında yapılan "Nüfus Mübadelesi" ile gönderilmiştir.(Gönderilenlerin çoğunluğu da hristiyanlığı benimsemiş olan Kuman-Kıpçak Türkleri olmuştur).  Şive, Lehçe Yapısında Trabzon’un batısındaki konuşmalarda genellikle Çepni ağzı yaygınken doğuya doğru gidildikçe konuşulan Türkçenin daha sert bir hal aldığını ve Kıpçak-Kuman şekline döndüğünü görürüz. Örnek vermek gerekirse Karadeniz de sıkça kullanılan "haçan (ne zaman, mademki), uşak (çocuk, evlat), afkurmak (boş konuşmak, çemkirmek), ula (oğlan/ulan), gız (kız), kitmek (gitmek) gibi sözcüklerin öz Türkçeden gelen sözcükler olduğu ve diğer Türk devletlerindeki Kıpçak Türkçesiyle eşleştiği görülmektedir.

Trabzon'da ayrıca sayısı tam bilinmemekle beraber 5.000 civarında olduğu tahmin edilen konuşucu tarafından da Latinceye benzer ''Romeika - Antik Roma Dili/Rumca'' konuşulmaktadır. Bu dil Çaykara, Dernekpazarı, Tonya, Maçka ilçelerinde toplamda yaklaşık 45 köy insanı tarafından bilinmektedir. Bu dili konuşan insanların o bölgeye Osmanlı'dan önce yerleşen bir zamanlar krallıkolan ''Kommenos – Kumanlar'' olduğu tarihçiler tarafından belirtilmiştir.

Kemanın atası sayılan Kemençe Öz Türk Çalgısıdır ve Horon Öz Türk Oyunudur. Karadeniz bölgesinin bu geleneksel çalgı ismini Kumanlar da şahıs ismi olarak ta kullanılmıştır.  Tarih sayfaları incelendiğinde: 1290 da Macar Kıralı IV.Laszlo’yu öldüren Kumanlardan birinin adı 'Kemenche' idi. Kemençe ismini Kumanların yayıldığı sahalarda da görmek mümkündür. Örnek olarak keza: Kırım yarımadasında ''Kemençe, Küçük Kemençe, Murzatar Kemençe'' isimli köyler bunlardan bazılarıdır.

Tıpkı bugünün hristiyan Türk Gagauzlarda Kemençe kelimesinin anlamı ''Keman'' olup Kemençe çalıp oynanan oyunun adı da Horon dur.Bunlar, Türkler'in Orta Asya'dan beraberinde getirdikleri çalgılardır.  Bir anlamda 'Horon oluşturmak, horan tepmek' gibi horanla beraber kullanılan kelimeler ile horon oyunuyla ilgili kelime ve terimlerin tamamına yakını Türkçe kökenlidir ve Türk kültürüyle ilgilidir.  Ayrıca Gagauzlardan derlenmiş dil ve masal, bilmece vb gibi halk edebiyatına ait malzemelerin bir değerlendirmesi yapıldığı zaman Trabzon bölgesi ile çok büyük bir benzerlik olduğu görülür. Aynı şeyi Kumanlardan kalmış dil ve halk edebiyatı malzemesi için de söyleyebiliriz.  Kelime anlamıyla ''Trabzon'' antik Yunanca ve/ya Lâtince bir kelimeye dayandırmakta olup İyonların: Kuman – Kommenon Türk şehri TRabzon’u kuşatan surlarına bakarak, Yunanca “dört köşeli” mânâsına gelen “Tarpezus” dediklerini tarih kaydeder.

Trabzon üzerine araştırmalardan en gerçekçi olan Alman Arkeoloji Bilgini Falmerayer’dir. 1827 senesinde Münih’te basılan Geschichte Kaiserturm ''Trapezont'' isimli eserinde bu araştırıcı, târihini teferruatlı olarak inceler ve târihî vesikalara dayanarak Trabzon’u Orta Asya’dan gelen Türk kavimlerinden - Turanlara bağlı “Tibarenler”in kurduğunu ifâde eder.  Tibarenler bu bölgenin ilk sâkinleri Elizonlarla kaynaşmış ve gelişen şehir “Tibaren-Elizon” ismini almıştır. Zamanla “Tirenbun” sonra da “TRabzon” olan bu ismin menşei “Tibaren-Elizon”ların yaşadığı şehir isminden gelmiştir.   Keza, eski Türk kavimi olan Saka-İskitler'in ilk yurtlarının Trabzon olduğu, Sakaların ilk boyları M.Ö. 8. yüzyılda yine bu bölgeden batıya göç ettikleri bilinmektedir.

 

Bizi BİZ yapan geçmişimizi, kim ? olduğumuzu bilmek önemli.

DeMaDiDeMa.com

 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort