Belkide Dünyada tek !
Devlet Denetleme Kurumu - DDK’ya kamuda görevden alma yetkisi verildi:
Önceki benzer girişimler Anayasa Mahkemesi kararıyla durdurulmuştu fakat Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda görüşülen '191 Sıra Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' Perşembe gece yarısı ! Kanun, AKePe, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) oluşturduğu Cumhur İttifakı milletvekillerinin oylarıyla TBMM Genel Kurulu'ndan geçti kabul edildi.
Kanunla, AKePeli Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Devlet Denetleme Kurulu'na (DDK) her kademe ve rütbedeki kamu hizmetlisini görevden alma yetkisi tanındı. Yeni dönemde odalar, bakanlıklar ve belediyelerdeki her rütbeden kamu çalışanları, DDK'nın "ilgili kurul üyesi" veya "denetçisinin, görevden uzaklaştırma" emrine tabi.
.
CHP, AYM'ye gidecek
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), "en ivedi şekilde" Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) "kanunun iptali" ve "yürürlüğünün durdurulması" için başvuruda bulunulacağını açıkladı. CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın, Genel Kurul öncesi sosyal medya platformu X üzerinden yayınladığı gönderide "Buradan bir kez daha irademizi ve kararlılığımızı ortaya koyalım" diye yazdı.
Bu gece TBMM’de, Cumhurbaşkanı’na, benzeri ancak tümüyle denetimsiz sadece diktatör ve sultanlarda görülen yetkiler veren bir düzenleme görüşülecek.
Nasıl mı?
Devlet Denetleme Kurulu’na, her kademe ve rütbedeki görevliyi görevden uzaklaştırma yetkisi veren bir düzenleme AKePe grubunun teklifiyle Genel Kurul’a indirildi.
Devlet Denetleme Kurulu (DDK) Başkan ve üyelerini Cumhurbaşkanı atıyor. Kurul, AKePeli Cumhurbaşkanı’nın isteği üzerine, tüm kamu kuruluş ve kurumlarında, her türlü inceleme, araştırma ve denetleme yapabiliyor. Mevcut duruma göre inceleme, araştırma ve denetleme sonucunda düzenlenen raporlar gereği yapılmak üzere Başbakanlık’a gönderiliyor ve DDK raporları yayınlanabiliyordu. Ancak; Bu gece Kuruluş Kanunu’na eklenmeye çalışılan düzenlemeyle DDK üyesi veya denetçiye, “kamu hizmetinin gerekleri yönünden görevi başında kalmasında sakınca görülen her kademe ve rütbedeki görevliler hakkında görevden uzaklaştırma kararı verme” yetkisi tanınıyor. Böylesine açık ve basit: Ucu açık, keyfiyete varan bir takdir yetkisi ile artık hiç kimsenin görev teminatı olmayacak. Yalnızca atanmışlar için değil, bu keyfiyet seçilmişleri de kapsıyor.
Artık bir soruşturma, kovuşturma, yargı kararı vs süreçlere de gerek yok.
AKePeli Cumhurbaşkanı DDK Başkanı’nı çağırıyor “şu belediye başkanı hakkında denetim yap” diyor, Başkan bir Kurul üyesini görevlendiriyor, o da gidip “görev başında kalması sakıncalıdır” diyerek seçilmiş belediye başkanını görevden uzaklaştırabiliyor. Her şey jet hızıyla, her şey kanuna uygun ve elbette tümüyle hukuka aykırı.
Peki bu düzenlemeyi AKePe ilk kez mi getiriyor?
Hayır. İlkinde 5 numaralı AKePeli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK) ile aynı yetkiyi DDK’ya almayı denediler. CHP Grubu’nun başvurusu üzerine AYM düzenlemeyi iptal etti (AYM, E.2018/121, K.2021/84, 11/11/2021: R.G.Tarih-Sayısı : 17/3/2022-31781).
İkincisinde bir torba kanun içerisinde Meclis Genel Kurulu’na indirdiler, muhalafetin ortak ve etkin direnciyle düzenlemeyi torba kanun içinden çıkarmak zorunda kaldılar.
Şimdi üçüncü kez deniyorlar. Başta CHP grubu olmak üzere demokrasiye inanan tüm parti grupları ve milletvekilleri, günlerdir engelleme yapıyorlar. Meclis aritmetiği dayatmasıyla bu açık hukuka aykırı demokrasi tırpanını yasalaştırıp Resmi Gazete’de yayınlatmaya çalışacaklar.
Bu durumda kuşkusuz en ivedi şekilde AYM’ye iptal ve yürürlüğünün durdurulması başvurusu yapacağız. Bu somut durum, hukuk ile kanun arasındaki farkı açıkça ortaya koymak üzere, Hukuk fakültelerinde örnek olay olarak okutulabilir kuşkusuz. Buradan bir kez daha irademizi ve kararlılığımızı ortaya koyalım.
Kum saati çalışıyor.
Hukuksuzluklarınız, adaletsizlikleriniz, haksızlıklarınız ve zulmünüzle birlikte tarihe gömüleceksiniz. Türkiye mutlaka ve yeniden laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti niteliğine kavuşacak; barışa, özgürlüğe ve huzura yelken açacaktır..
Gökhan Günaydın … yazısından alıntı