Benzerlik Mİ ?
Fransız, ilk eşimin annesi ‘gözlemleme ve gördüğünü hissedebilme YETENEKTİR’ derdi. Uzun yıllar orda kalmış, biri orda doğmuş, anneleri ile birlikte yaşayan çocuklar ve çok sayıda dostlarımdan dolayı, yakından takip ettiğim, aralıklı periyodlarda 1789 ruhunu yaşamayı ve başkalarına örnek olmayı sever Fransa ve son günlerde yaşanan olaylar ne anlam ifade ediyor, bizle ilgisi ne ? diye düşünürken bizi BİZ yapan geçmişimiz - TARİH bilgisi ve bakarken hissedebildiğim izlenimler önemliymiş, şimdi daha iyi anlıyorum.
Aslında ‘sürekli yenilenmesi gerek demokrasi, bedel ödemedir’ ve diğer ‘’koloni’’ sahibi İngiltere, İspanya, Belçika, Hollanda, Portekiz … ülkeleri gibi, zenginleşip daha sonra teknoloji ile asırlardır başkalarını sömürmeleri, 2. dünya savaşı sonrası aynı üstünlüğü yakalama adına eski kolonilerden getirilen işçiler ‘banliyo’ bölgelerinde yaşarken, şehir merkezi yerliler tarafından sahiplenince - toplumdan dışlanan göçmen işcilerin, hiç vazgeçmedikleri sırtlarında taşıdıkları eski - ananevi ilkel köy kültürü zamanla hortladı.
3. jenerasyon her nimetinden faydalandığı Almanyada hala müslümanım diye, toplumla entegre olamayan Türkler gibi bize benzerlikleri ÇOK fazla. 1970 lerde şehir dışında kurulan ve 1980 lerde BÜYÜK HATA kabul edilip, hemen tüm avrupa tarafından vaz geçilen ‘’habitation à loyer modéré – HLM’’ devlet destekli ‘’cage a lapin – tavşan kafesleri’’ denen insanları KÖKSÜZ yapma hedefli ucuz işçi evleri, maalesef oy devşirme politikaları ile şehir merkezinden uzak - ruhsuz – toplama kampları tıpkı ‘’TOKİ toplu konutları’ sendromu, çok yakında bizdede patlamaya hazır - bomba gibi.
Şu an düşük ölçekte Belçika’ya sıçramış olayların asıl hedefi, dışlanmış SINIF FARKLILIĞI olabilir. Zengin – tahsilli, iyi iş sahibi olanların doğal olarak kültürün – çeşitliliğin çok olduğu, yabancıların görmek istediği ŞEHİR MERKEZİ tercihleri ile ezik – dar gelirli ailelerin komşularını tanımadığı şehirden uzak yüksek katlı hapisanelerde – kültür ve toplumdan uzak yaşamaları aslında sonu, tıpkı fransada olduğu gibi, çok yakında bizdede korkunç SINIF ÇATIŞMASI haline dönüşmeye gebe.
Tüm dünyaya KÖTÜ ÖRNEK olan genellikle Kuzey Afrikalılardan oluşan Fransız nüfusunun % 16 sı - banliyödeki ucuz – bakımsız ve komşuluk ruhunun kaybolduğu, bazen polisin bile giremediği KURTARILMIŞ BÖLGE haline dönüşen ‘’HLM’’ toplu konutlarda yaşıyor. Toplam konutların % 72 si 2001 öncesi yapılmış Fransa, bugün ‘’€ 280 MİLYAR ZARAR’’ diye gördükleri ve EN BÜYÜK SORUN haline gelen bu yapılar, EŞİTSİZLİK adına diğer ülkelerede sıçraması muhtemel olayların, yakın çağın sosyolojik ÇARPIK KENTSELLEŞME olayı diye normal karşılanmalı.
Hala ‘’aya çift şerit yol yapıyoruz desek, çok sayıda inanacaklar vardır’’ diyen, bilimle ÇAĞDAŞ olma yerine, merdiven altı KAÇAK kuran kurslarında yetişen – sonra kadın göbeğine muska yazar hocalarla yüzlerce huri adına cennet bekler - okul yerine önce cami der CAHİL - YOBAZ toplum ‘’geçici MİSAFİR mülteci’’ denen, fakat savaştaki ülkesine rahatça ‘’bayram tatiline’’ gidebilen Suriyelilere terk etmek mecburiyetinde kalınacak TOKİ toplu konutları, tıpkı Fransa gibi, sosyal yapının mahvoluşuna gidiştir.
Avrupanın en büyük ülkesi Fransadan 1,5 kez daha büyük Türkiyede sanki her kişiye bahçeli ev yapacak kadar yeri yokmuş gibi, İNATLA vertical - yukarı doğru yapılaşması ’cage a lapin – tavşan kafesleri’’ denen, insanları KÖKSÜZ yapma hedefli Fransada olduğu gibi, çok yakında bizdede KURTARILMIŞ bölge ilan edilecek, Tekrarlanan HATALAR başlıklı ucuz politika ‘’TOKİ Toplu konut faciası’’ maalesef ülke için HER YÖNÜYLE DİZ ÇÖKÜŞ haline dönüşmesi KAÇINILMAZ diniDAR politikaların bir parçasıdır.