Atatürk sonrası CHP içindeki bitmez pislikler..
Türkiye koşar adım seçime gidiyor koşar adım Saray rejimi terörle mücadele ediyoruz ayaklarıyla CHP ile DEM Parti'yi aynı pakete koydu. Seçime Endeksli koltuk manevrasıyla peş peşe kayyumları dizdi. Belli ki seçim atmosferi bunun üstüne oturacaklar ve çok enteresan bir Testere çalışıyor, iki yönü kesiyor. Hem Amerikan dayatmasıyla İsrail'i koruyacak olan tampon bölgenin boydan boya sınırımızdaki Garnizon kürdistanlılar için her türlü tavizi veriyorlar hemde bakın terörü bitirmek için fedakarlık yapıyoruz ayağıyla, böyle işte Abdullah Öcalan'ı serbest bırakacaklar gibi.
Biz terörü bitirmek için böyle yapıyoruz ama CHP PKK ile ortak hareket ediyor diye Kayyum şovu yapıyorlar. Devlet Bahçeli dün Öcalan teklifimin arkasındayım ! ve devamında Tayyip Erdoğan'ın 3. kez seçilmesi için anayasa değişikliği yapılmalı dedi.
Aslında bu işin Kürt meselesiyle filan alakası yok
Saray ittifakının terörle mücadele ettiğini düşünmek insanın gerçekten denyo olması lazım. Sırf Tayyip Erdoğan'ı yeniden seçtirmek için destek olun bu anayasayı değiştirelim - yani ben de MHP olarak iktidarda kalmaya devam edeyim, şayet onay vermezseniz, hakim - savcı .. hepinizi içeri takacağız diyo.
Fakat CHP çıkıp gerçek sorunlardan – açlıktan Hayat pahalılığını anlatacağına, maalesef cehenneme odun taşıyor yani bitmiş tükenmiş bir ikinci parti durumuna düşmüş AKP iktidarını sarayın tezgahına düşerek diriltiyor, Özgür Özel açık açık bu topraklar Kürdistandır diyen Ahmet Türk içi barış güvercini ! filan deyip DEM partiye kefil ! oluyor.
Ve Özgür Özel'in kefil olduğu DEM Parti'nin eş başkanı Tuncer Bakırhan öfkesine yenildi Aklındaki baklayı çıkarıverdi ‘’çok iyi bilsinler ki dedi Seit Rıza - Şeyh Sait ne yaptıysa Kürt halkı da Türkiye halkları da onların yaptığını yapacaktır, bizlere diz çöktüremeyeceksiniz, Bu bgün olmazsa yarın mutlaka olacaktır’’ dedi.
DEM Parti Resmi açıklamayla tarihsel bir hafızaya işaret etti.
Herkes çok iyi bilsinki Seyit Rıza - Şeyh Said ne yaptıysa, Kürt halkı da Türklere onların yaptığını yapacaktır ! ne demek ?. Tarihi hatırlayalım. Cumhuriyet ilan edildi 1923, Halifelik, Şeriye mahkemeleri lağvedildi, medreseler kapatıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu, laik eğitim sistemine geçildi, Kalkınma hamlesi başlatıldı, İş Bankası kuruldu, Ankara'ya yolcu uçakları inmeye başladı, Devlet Demir Yolları kuruldu. Ovaların sulanması için kanallar, Mersin liman inşaatına başlandı.
Müzik öğretmeni yetiştirmek amacıyla Musiki Muallim Mektebi – bugünkü Ankara Devlet konservatuarı, vapur - tramvay gibi toplu taşıma araçlarında kadınlar perdenin arkasında oturuyordu eşleriyle bile yan yana oturamıyorken, Cumhuriyet ile kaldırıldı. Sinema – Tiyatro, restoranlar açılmaya başlandı. Sosyal hayat yeşerdi, 400 yıl kul oldukları padişahların yaşadığı Saraylar, artık halkın oldu. İdealist gençler yurt dışına eğitime gönderilmeye başlandı, Mühendis Doktor Arkeolog jeologlar olarak dönüp gelmeye başladılar.
Yeni anayasa kabul edildi, eşitlik - Kişi - konut dokunulmazlığı, din – vicdan, düşünce, seyahat, seçme ve seçilme özgürlüğü, yargı güvencesi … türü kavramlar anayasa çerçevesinde garanti altına alınırken Ulus tanımı yapıldı anayasal vatandaşlık tarif edildi ‘din ve ırk ayırt etmeksizin vatandaşlık bakımından ülkede yaşayan halklara Türk denir’ tanımları kanunlaşırken Şeyh Sait ayaklanması ayaklanması patladı. Saf – cahil halkkı sömüren Nakşibendi şeyhi meczup, Eşitlik kavramı ile allaha kul olmak isteyen Kutsal Cumhuriyete karşı olan - Kürt İstiklal komitesi denilen bir örgüt üyesi Şeh Said hemen ‘’bunlar dinsiz, gece gündüz fuhuş yapıyor - içki içiyorlar, Dinimizi yalanlarına alet ediyor’’ diyerek asıl niyetini kustu ve Kürtlerin bulunduğu yerleri Türklerin elinden alacağız deyip, Güneydoğu'daki tüm Kürt aşiretlerine talimatlar göndererek İslamiyet adına silahlı ayaklanma fetvası verdi ve Tıpkı Vahdettin’in Atatürk için dediği ‘’Cumhuriyete destek verenlerin öldürülmesinin ve mallarına el konulmasının helal’’ olduğunu söyledi.
Daha sonra White Hall – Britanya parlementosu belgeleri ile ispatlı, Toplamda 43 vagon tüfek ve mermilerle donatılmış, yaklaşık 7.3oo Kürt, İngilizler tarafından silahlandırılarak: Siverek, Ergani, Varto, Silvan ele geçirdiler. Diyarbakır'ı kuşattılar. Muşa yürüdüler. Türk askerleriyle çatıştılar, Elazığ'ı ele geçirdiler, telgraf hatlarını kestiler, Ziraat Bankası şubelerini yağmaladılar, jandarmaları ve kafir diye nitelendirdikleri öğretmenleri öldürdüler. Tıpkı bugünün merdiven altı kaçak kuran kurslarında küçük çocuklara tecavüz eden yobazlar gibi yeşil bayrak taşıyorlar.
Sorun 2 ay sürdü, sonunda meczup yakalandı İstiklal Mahkemesince yargılandı, idam edildi. Kendi çocuklarının geleceği için Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan Kürt kökenli milletvekillerinin tamamı cumhuriyetin yanında, tamamı yobaz Şeyh Said'in karşısında yer aldı .
Cumhuriyet yobazlar yüzünden nefes alamadı
1926'da Soğanlı, Cilkanlı, Bilhan, Sori ve Celali aşiretleri Şeriat isterüüük diye ayaklandı. İsyan bastırıldı İran topraklarına kaçarken hepsi yakalandı gerekli cezaları verildi. bir yıl sonra 1927'de bu defa Ermeni Subaylar bu Kürt aşiretlerine katılmıştı. İngiliz malı son teknoloji silahlarla donatılmış yabancı destekle İran ve Suriye sınırından eş zamanlı girerek kalleşçe saldırıyor, köyleri yağmalıyor yakıp yıkıyorlardı. Yine zorlukla kalkışma bastırıldı. 2 yıl sonra - 1930'da bir defa daha isyan çıkartıp, köyleri yakmaları üzerine bu defa Ankara - Tahran hükümetiyle anlaştı ve sınır ötesi Harekat yapıldı, Türk ordusu İran'ın izniyle İran topraklarına girdi, Ağrı dağı tamamen kuşatıldı, aşiretler bastırıldı liderleri yargılanıp derhal asıldı.
Kürt aşiretlerinin şeriat isterüüük palavraları boş, Asıl gayesi Türkiye'nin enerjisini emmek – tıpkı bugün hizmet ettikleri - bölgedeki enerji kaynaklarında gözü olan Yabancı emperyal güçlerin uşağı olup Türkiye'yi meşgul etmekti. O tarihlerde Musul'u İngiltere'nin kontrolünde tutmak için babası Şeyh Sait gibi, kafirlerin uşağı - gizli faaliyet gösteren Şarki Kürdistan Cemiyeti kurucusu Sabahattin tutuklandı. Ankara'da yargılanırken savunmasında ‘Ben Türkiye cumhuriyetinin Türk ferdiyim, ingilizler beni kandırdı bağışlayın’ diye çocuk gibi yalvardı.
1935'te, Dersim'e Tunceli adı verildi.
Farsça "Der - Kapı" ve "Sim - Gümüş" kelimelerinin birleşiminden türeyen "Gümüş Kapı" veya geçit anlamına gelen Dersim aslında Erzincan, Elazığ Malatya ve Bingöl'ü kapsayan bir bölgeye artık Tunceli adı verildi. 1936 yılında İnşaat faaliyetleri başladı, yeni yollar açılırken, Tunceli - Erzincan yolu üzerindeki ahşap köprü yakıldı, telefon hattı koparıldı. Hava kararınca kalleşçe seyyar Jandarma taburlarına Ateş açılıyordu. Murat Nehri üzerindeki Singeç köprüsündeki Karakolu basıp 33 askerimizi şehit edince, Ankara katı tavırla vatan hainlerinin peşine düştü.
Olaylara sebep Seyit Rıza yakalanacağını anlayınca, kendisini kukla olarak kullanan İngiltere'nin Dışişleri bakanına Suriye'deki İngiliz elçiliği aracılığı ile herkese açık Biritanya müzesinde: FO – Foreign Office, Dışişleri bakanlığı 371 / 20 864 / 5529 bak kayıt numaralı mektubunda çocuk gibi yalvarıp hizmetkarınız beni kurtarın ! diyordu.
AKP iktidara gelince, S’açılım saçmalıklarıyla ‘’Avrupa Dersim Soykırım Dernekleri Federasyonu’’ kuruldu. Almanya'da Konferansı düzenlendi. Bastırtılan Dersim 1938 kitabında ‘’Atatürk'ün emriyle soykırım yapıldı, Kemalizm bu gerçekle yüzleşmeli !’’ denildi ve Seyit Rıza için anıt mezar yapılması istendiğinde CHP adına Trabzonlu Onur Öymen mecliste ‘’Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda, Şeyh Said ve Dersim İsyanlarında, Kıbrıs'ta Analar ağlamadı ? deyince, Hitler Onur Öymen Pankartları açıldı.
Bölgeyi ziyaret eden AKePe li Abdullah Gül’e Dersim için bizden özür dileyin yazan mektup verildi. Osda derhal ilgileneceğini söyledi, sonra Dersimspor Futbol Kulübü, hayasızca Tunceli valisi Onursal başkanlığında kuruldu. Dersim katliamını ! Uluslararası yargıya taşımak konferansının sonuç bildirgesi için CHP Milletvekili Hüseyin Aygün Dersim'in katliamının sorumlusu CHP ve Atatürk' idi deyince Tayyib Erdoğan bu CHP pasını gole çevirdi ve 1938 Dersim olayları için devlet adına ben özür diliyorum dedi.
Sonra, 13 seçim kaybetmiş ama hala bana bir şans daha tanıyın diye tutturan ‘’ben Dersimliyim’’ diyen denyo Kemal Kılıçdaroğlu miting düzenledi ve ‘’Tunceli'nin tekrar Dersim olmasını isterim bunun için referandum yapılmasını arzu ederim’’ demişti.
Siz unutsanızda Hz. Yapay zeka sayesinde TARİH UNUTMAZ.
Tayyib Erdoğan ve/ya AKePe ye gerek yok, maalesef sayıları bol asıl hainler CHP içinde..