Tarihe iz bırakmış bazı Türk devletleri ve kurucuları:
- Büyük Hun İmparatorluğu: Teoman
- Batı Hun İmparatorluğu: Panu
- Avrupa Hun İmparatorluğu: Balamir
- Ak Hun İmparatorluğu: Aksuvar
- Göktürk Kağanlığı: Bumin Kağan
- Avar Kağanlığı: I. Bayan
- Hazar Kağanlığı: Böri Şad
- Uygur Kağanlığı: Kutluk Bilge Kül Kağan
- Karahanlı Devleti: Bilge Kül Kadir Han
- Gazne Devleti: Alp Tigin
- Büyük Selçuklu İmparatorluğu: Tuğrul Bey
- Harzemşahlar Devleti: Kutbeddin Muhammed
- Altın Orda Devleti: Batu Han
- Timur İmparatorluğu: Emir Timur
- Babür İmparatorluğu: Babür Şah
- Kayı Boyu Oğuz Türki Osmanlı İmparatorluğu: Osman Gazi ......
İslam'ın kuruluşu dönemi, Emevi ve Abbasi bünyesinde konuşlanmış, ordugah şehirlerde yaşayan Türklerin varlığı - Irak Bağdat Samarra yakınlarında, Abbasiler tarafından Müslüman Türklerin eğitilmesi için kurulmuştu. Bunlardan biri Ahmet Tulunoğlu vali olarak Mısır'a gönderiliyor fakat orada bağımsızlığını ilan edip bir Türk devleti kuruyor. 800'lü yılların sonlarında Mısır'da kurulan ilk Müslüman Türk devletinin bir ucu bugün Tulunoğlu Ahmet'in mezarının bulunduğu Tarsus ve diğer taraftan Mekke ve Medine'ye kadar uzanıyordu.
İslamiyetin nerdeyse en başından beri, Kızıldenizle ve Hint okyanusu arası Hicaz bölgesi Müslüman Türk devletleri tarafından korunmuş, muhafaza edilmiştir. Suud Ailesi Bugünkü Başkent Riyad civarında küçücük bir köyde yaşayan - Arap yarımadasında yüzlerce benzer kabileden oluşan Suudi Arabistan, bugün ders kitaplarında Osmanlı Devleti'ni hala neden yerden yere vurmasının sebebi ne ?
20-30 yıl önce, Yayınevi, yazarı olmayan ‘’Mekke tarihi’’ diye TÜRKÇE basılı 1015 sayfa kitapta, Emeviler Dönemi Mescid-i Haram ve Kabe - Mekke şehrine hangi hizmetlerde bulunmuşlar detaylı anlatılır, fakat 1.200 yıl o coğrafyada Türkler neler yapmışlar asla anlatılmaz. Suudi Arabistan tarafından özel yazdırılmış aynı kitapta Kayı boyu Türk Osmanlı, Selçuklu, Memlüklü, Tulunoğulları …. gibi Türk toplumlarının BİNLERCE YIL İslamın bekçiliği – bayraktarlığı ve korumasını yaptığımız kutsal topraklardaki emeğimiz anlatmakla bitmez.
YAPMACIK ARAP DEVLETLERİ
I. Dünya Savaşı'na KALLEŞCE bizi arkadan vuran Ürdün kralı Abdullah'ın büyük büyük dedesi, Osmanlının Mekke Şerifi Hüseyin Türklere isyan edip İngilizlerle anlaşınca, oğlu Faysal’a Irak diye bir devlet uydurup kurdurdu, Diğer oğlu Abdullah’a Ürdün diye bir devlet uydurup kurdurttu.
Oysa, tarih boyu ASLA Irak/lı, Ürdün/lü ve/ya Suriye/li diye bir devley halk halk yoktu. Bugün Türkiye'deki Suriyeden gelenlerin 1950 lerden önce KİMLİKLERİ YOKTU. Mesela Türk Memlük, Eyyubi ve ondan Abbasi, Emevi, Roma İmparatorluğuna dayanan yönetimde, tıpkı tarih boyu ASLA MİLLET OLMAMIŞ, Arap Yarımadasında İngilizlerle işbirliği yapıp, MÜSLÜMAN Türk – Osmanlıyı sırtından hançerleyen Suud ve Haşimileri, sadece Atalarını tanımaz – tarih bilmez Arap seviciler dışında ASLA aklıselim bir Türk SEVEMEZ.
Bir zamanlar topraklarında bugünün 37 devletini barındıran Türk - Osmanlı Devletleri, asla Arap düşmanı değildi. Bugün dahi Suudi Arabistan ders kitaplarında Türk Osmanlı'yı yerin dibine soktuğu özet dışında, düşman olmamızada sebep yoktu.
Olayların arkasında: 1740 te küçücük bir kasaba olan Riyad köyünde Çadırda yaşayan 100 kişilik Muhammed Bin Suud ailesine, kendini İslam alimi gibi gösteren Muhammed Bin vehhap adında biri sığınıyor ve kendince ‘’İbn teymiyye yolundayım’’ diye bir şey uyduruyor. Güya Harran - Ulu cami’mizde hocalık yapmış diye kendini tanıtan bu sahtekar, Suudi Arabistan’da İbn teymiyye ve onun öğretisi Vahhabilik - İslamın kabul ettiği 4 MEZHEB dışında, Peygamber Efendimizi - şefaatini reddeden, İslam'ın birçok kutsalını sıfırlayan, yerin dibine indiren Vehhabilik tarihinin en rezil olayıdır.
Muhammed Bin Vehhab kızını, sığındığı Muhammed Bin Suud’un oğluyla evlendiriyor ve Vehhabilik kabilenin damarlarına işliyor. 1801 yılların başında, Suudlar Şii grupların yoğun yaşadığı Kerbela bölgesine giderek Siz burada bidat yapıyorsunuz diyerek birkaç yüz şiiiyi öldürüyor. Daha sonra Kerbela mateminin bittiği tarihte bir gece baskınında 4.600 civarında Şii’yi kalleşçe öldürüyorlar. 1806 da Mekke ve Medine'ye saldırıyorlar.
Osmanlı iç kargaşada, İmparatorluk - İstanbul zor bir durumda iken, Suud çetesi Mekke ve Medine'yi işgal edince, Yunanistan – Kavala’dan, Mehmet Ali Paşa, Sultan Mahmut - Divanı Hümayun adına Büyükoğlu İbrahim Paşa ve ortancı oğlu Kemal Tosun Paşa orduyla, hemen Mekke ve Medineyi kurtarıyor. Suud yezitleri Riyad’a kaçıyorlar. 1814 te tekrar İsyan edip, Mekke Medine'ye saldıran Suudlara, Gencecik yaşta ölmüş Tosun Paşa yerine, Kavalalı Mehmet Ali Paşa bu kez Büyükoğlu İbrahim Paşa ordusuyla, Muhammed Bin Suud ve ona Vehhabi Mezhebini aşılayan Muhammed Bin vehhap torunları Muhammed Bin Suud ve dört oğlunu, tutukluyor önce Kahire'ye ordanda, boyunlarına çiftler zincir bağlanarak İstanbul'a getiriliyor, Sultan Mahmut huzurunda mahkeme ediliyor, başları vücutlarından ayrılıp, Topkapı Sarayı'nda ibret olsun diye günlerce sergileniyor ve sonra, Saray burnundan denize fırlatılıyor.
Kutsal toprakları koruyan müslüman Türkleri, hiristiyan İngilizlerle bir olup sırtından hançeleyen, Suud Ailesi bu çok büyük bir kuyruk acısını hiçbir zaman unutmaz ve Türk - Osmanlı'yı bu olaydan dolayı bugün Balkanlar dahil, heryerde Sünni Müslüman Türkiye ile Suud ve UYDURMA MEZHEP Vahabi arasında gizli bir savaş vardır. Herbiri daha düne kadar bedevi çadırında yaşayan Suud kralları, Türkiye ziyaretlerinde HER devlet başkanı gibi - varlığımız sebebi - bir Osmanlı subayı - Aziz Atatürk mozolesinin önüne gelip saygı durduğunu göremezsiniz.
Hangi akla hizmetse aynı suudların torunu - eski kral Abdullah için Türkiye Cumhuriyeti Milli YAS İLAN ETTİ bilinmez, lakin Türk - Osmanlı'yı hiçbir zaman sevmeyen, 1. Dünya Savaşında önce Basra körfez'ine çıkan İngilizler ile Bağdat'ı işgal etmek isteyen KALLEŞ Arapları Kutül Amarada koca bir İngiliz kol ordusu ile esir ettik. Bilahare Çanakkale, 1 ve 2. Gazze Savaşlarını kazandık, Filistin cephesinde aslan duruşumuzu sergiledik. Lakin: Almanlar ve Avusturya Macaristan yenildi diye bizde yenik sayılınca, İngilizler sözde Müslüman ! KALLEŞ - Şerif Hüseyin ile anlaşıp, oğullarıyla Türk Osmanlıya isyan ettiler. Enver Paşanın talimatıyla, Fahrettin Paşa Medine'den, Kuşçubaşı Eşref paşayla 300.000 altını örgütlenmek için bize her zaman sadık Yemen'e gönderiyor. Geç kalınmıştı, daha sonra yanlış politikalarla sırtımızı döndüğümüz ‘’Bizi bırakıp nereye gidiyorsunuz ?’’ diyen Yemen maalesef müstakil bir devlete dönüştü.
Esed'in ‘Mekke'ye giden yol’ kitabında 1930 lu yıllara kadar varlığımız sebebi – KUTSAL Cumhuriyetin kurucusu ATATÜRK döneminde, Türk Osmanlı Devleti'ni yıkılmak – tarihten silinmekten Kurtaran Adam diye bizim gibi İNSANCA YAŞAM isteyen Arap dünyasında doğan her 10 çocuktan üçüne, idöl olarak gördükleri ‘’Kemal’ ismini veriyorlardı.
Tıpkı, Lozan'da bizim yanımızda olan, Türk ve Osmanlıya sadık tek bir Arap kabilesi – KALLEŞ SUUDLARIN ezeli düşmanı Reşidileri niye bize anlatılmaz ?. Bu örnekler çoğaltılıp bizi sırtımızdan hançerleyen KALLEŞ - bedevi Suudlar ile olan geçmişimiz tam olarak anlatılmalıdır.
Çünkü: Tarih bilmeden ülkeler asla yönetilmez, Dış ilişkiler çöker – GUGUK devleti olunur, kimse sizi ciddiye almaz, kaçak baronlarla ülke DÜNYA NARKOTİK MERKEZİ olur.