Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
İdris Akyüz
Köşe Yazarı
İdris Akyüz
 

Durum çok vahim

        Durum çok vahim !   Fikir ve düşünce özgürlüğü ile basın özgürlüğü adına edecek söz bulmakta güçlük çekiyor insan. Yüz yıllık cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir süreçten geçen Türkiye…   Düşüncelerinden ötürü siyasetçiler, bilim insanları ve gazetecilerin tepesinde, “yargı sopası” dolanıp duruyor. Son günlerde, sırf yazdığı yazılardan ya da televizyon ekranlarındaki ifadelerinden dolayı gazeteciler kelepçeleniyor, gözaltına alınıyor… Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2024 Mayıs ayı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, 180 ülke içerisinde 158’inci sırada yer aldı. Bu araştırmaya göre Türkiye 2023’e göre, basamak atladı. 165’inci sıradan 158’inci sıraya çıktı.  Buna rağmen Türkiye; “durumun çok vahim” olduğu ülkeler kategorisinde yer almaya devam etti.  Aynı örgütün yaptığı çalışmada AKP’nin iktidar olduğu 2002 yılında Türkiye 100’üncü sıradaydı. 22 yıl sonra 58 basamak geriye düştü. İlk sırada, kuzey ülkeleri var. İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka ve Hollanda…Pakistan, Cezayir, Kongo, Bangladeş, Meksika, Hindistan, Kamboçya, Kolombiya ve Birleşik Arap Emirlikleri bile “Basın özgürlüğü” adına Türkiye’den çok daha iyi durumda… 2025’e ayak basarken mevcut durumdan daha iyi olduğumuzu ya da olacağımızı söylemek çok zor ! Merak ettiğim; bu çalışmada veri olarak nelerin kullanıldığıydı… Öğrendim ki üzerinde en çok durulan anket sorularının başında; gazete ve televizyonların yayın politikalarına  hükümetin  müdahale edip etmediği… Ayrıca, medya çalışanlarının “korku ve baskı” karşısında “oto sansür” uygulayıp uygulamadığı… *** Gerçekten çok vahim… Siyaset – medya ilişkisinde, ülkeyi yöneten ya da yönetme iddiasında olanlar, medyanın sürekli kendi lehine yayın yapmasını ya da kendilerini desteklemesini ister… Bu yaklaşım; demokratik bir talep olarak olağan karşılanabilir. Ancak, bu talebin yerine getirilmesi için “siyasi baskı”yı kullanırsanız, ortada ne basın özgürlüğü ne de demokrasi kalır… Yaşadığımız süreçte AKP iktidarı; cumhuriyet tarihinde görülmeyen bir biçimde, medyayı kontrol altında tutmak istiyor… Eleştiriye açık değil… Kendisine muhalefet edenleri, yargı sopasıyla hizaya getirmeye çalışıyor. Ya bendensin ya da karşı taraftan anlayışı…        1950’lerdeki Demokrat Parti döneminde bile gazeteler ve gazeteciler daha özgürdü… Hatta 1980 askeri darbesinde bile… Aradan geçen yıllarda ne yazık ki “düşünce ve fikir özgürlüğü” ile “basın özgürlüğü” kavramları sadece kağıt üzerinde kaldı… Evrensel boyutta; yasama, yürütme ve yargıdan sonra “dördüncü güç” olarak kabul edilen “özgür basın” diğer birçok kurumda olduğu gibi AKP iktidarları döneminde erezyona uğradı. Oyasa Atatürk’ün söylediği gibi; “Basın hürriyetinden doğan mahsurların yegane izale vasıtası yine basın hürriyetidir” Ama nerde bunu anlayan ve algılayan !  

Durum çok vahim

 

 

 

 

Durum çok vahim !

 
Fikir ve düşünce özgürlüğü ile basın özgürlüğü adına edecek söz bulmakta güçlük çekiyor insan. Yüz yıllık cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir süreçten geçen Türkiye…
 

Düşüncelerinden ötürü siyasetçiler, bilim insanları ve gazetecilerin tepesinde, “yargı sopası” dolanıp duruyor. Son günlerde, sırf yazdığı yazılardan ya da televizyon ekranlarındaki ifadelerinden dolayı gazeteciler kelepçeleniyor, gözaltına alınıyor…

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2024 Mayıs ayı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, 180 ülke içerisinde 158’inci sırada yer aldı. Bu araştırmaya göre Türkiye 2023’e göre, basamak atladı. 165’inci sıradan 158’inci sıraya çıktı.  Buna rağmen Türkiye; “durumun çok vahim” olduğu ülkeler kategorisinde yer almaya devam etti Aynı örgütün yaptığı çalışmada AKP’nin iktidar olduğu 2002 yılında Türkiye 100’üncü sıradaydı. 22 yıl sonra 58 basamak geriye düştü. İlk sırada, kuzey ülkeleri var. İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka ve Hollanda…Pakistan, Cezayir, Kongo, Bangladeş, Meksika, Hindistan, Kamboçya, Kolombiya ve Birleşik Arap Emirlikleri bile “Basın özgürlüğü” adına Türkiye’den çok daha iyi durumda…

2025’e ayak basarken mevcut durumdan daha iyi olduğumuzu ya da olacağımızı söylemek çok zor !

Merak ettiğim; bu çalışmada veri olarak nelerin kullanıldığıydı… Öğrendim ki üzerinde en çok durulan anket sorularının başında; gazete ve televizyonların yayın politikalarına  hükümetin  müdahale edip etmediği… Ayrıca, medya çalışanlarının “korku ve baskı” karşısında “oto sansür” uygulayıp uygulamadığı…

***

Gerçekten çok vahim…

Siyaset – medya ilişkisinde, ülkeyi yöneten ya da yönetme iddiasında olanlar, medyanın sürekli kendi lehine yayın yapmasını ya da kendilerini desteklemesini ister…

Bu yaklaşım; demokratik bir talep olarak olağan karşılanabilir. Ancak, bu talebin yerine getirilmesi için “siyasi baskı”yı kullanırsanız, ortada ne basın özgürlüğü ne de demokrasi kalır…

Yaşadığımız süreçte AKP iktidarı; cumhuriyet tarihinde görülmeyen bir biçimde, medyayı kontrol altında tutmak istiyor… Eleştiriye açık değil… Kendisine muhalefet edenleri, yargı sopasıyla hizaya getirmeye çalışıyor. Ya bendensin ya da karşı taraftan anlayışı…        1950’lerdeki Demokrat Parti döneminde bile gazeteler ve gazeteciler daha özgürdü… Hatta 1980 askeri darbesinde bile…

Aradan geçen yıllarda ne yazık ki “düşünce ve fikir özgürlüğü” ile “basın özgürlüğü” kavramları sadece kağıt üzerinde kaldı…

Evrensel boyutta; yasama, yürütme ve yargıdan sonra “dördüncü güç” olarak kabul edilen “özgür basın” diğer birçok kurumda olduğu gibi AKP iktidarları döneminde erezyona uğradı.

Oyasa Atatürk’ün söylediği gibi; “Basın hürriyetinden doğan mahsurların yegane izale vasıtası yine basın hürriyetidir”

Ama nerde bunu anlayan ve algılayan !

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort