Çağrı !
Bütün kurum ve kuralları ortadan kaldırılmış, hukukun yerini yönetim erkinin keyfiyeti almış ve temel özgürlüklerin baştan aşağıya sınırlandırıldığı sistemin adı demokrasi değil, otokrasidir…
Olup bitene şöyle bir bakalım;
2010 referandumu ile “fikren ve ruhen” 2017 referandumu ile de şeklen “iğfal edilen” anayasa ile birlikte demokrasinin yerleşik geleneksel ruhuna “fatiha” okunmadı mı?
Ardından, “kimin hangi konuda yetkili ve sorumlu olduğu bilinmeksizin” kuvvetler ayrımı kavramı yok edilip, kurumlar arası ilişkiler işlemez hale getirilmedi mi? Söz konusu ilişkilerde “ben daha yetkiliyim” tartışmaları ile kurumlar arasında “özhakimiyet” kavgası yaşanmadı mı? (Anayasa Mahkemesi kararının Yargıtay tarafından tanınmaması gibi)
Devlet; anayasası, yasası, “takdir ve tekdiriyle” tek kişinin egemenliği altına girmedi mi? Bireyin hakkı ve hukuku yönetenin takdir yetkisiyle sınırlandırılmadı mı?
Doğru mu yanlış mı?
Bu tespitlere itirazı olan var mı?
Hal böyleyken, böyle bir sistemin adı demokrasi olabilir mi?
Asla !
Bu sistemin adı yukarıda da belirttiğim gibi “otokrasi” dir. Otokrasi; idari şekillenmede yetki ve sorumluluğun paylaştırılıp aynı kişiye verilmediği, yetkili ve sorumlular arasında çıkan krizi, en tepe noktadaki “tek çözücü”nün giderdiği bir sistemin adıdır aynı zamanda. Buna kriz yönetim biçimi de denebilir.
***
Bu sisteme itirazı olanlara kimi önerilerim var…
Özellikle de 2010 referandumundaki “yetmez ama evet” diyenlere…
Bölünmüş parçalanmış bir muhalefet yapısı ile bu sistemi sürdürme adına “yine demokrasi yutturmacası ile” nihai amacına ulaşmak isteyen bu iktidara yol mu vereceksiniz? Hala; aynı deneyden farklı sonuç çıkmayacağını anlamadınız mı? Aynı suda bir kez daha yıkanma niyetinde misiniz?
Tespitim odur ki; bugünkü AKP iktidarı (Daha doğrusu Tayyip Erdoğan) muhalefeti sevmiyor ve muhalefet istemiyor… Hatta muhalefetten nefret ediyor. Hele hele güçlü bir muhalefeti asla… Kendisi dizayn etmek istiyor. Parçalanmış ve bölünmüş muhalefet onun işine geliyor.. Elinden geldiğince de muhalefetin parçalanıp bölünmesine destek veriyor…Ve bunu devlet gücüyle, korkutarak yapıyor. Sonuçta kimilerini teslim alıyor, kimileri de kendiliğinde teslim oluyor.
***
Tüm siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri başta olmak üzere bu gidişata, bu anti demokratik anlayışa ve hukuksuzluğa itirazı olanlara çağrıdır “demokrasi ortak paydası”nda bir araya gelin. Bir büyük muhalefet bloğu oluşturun. Ancak bunu yaparken kimileriniz “iktidarın günlük pragmatist önerileri” ile gözünü kamaştırıp kör olmasına izin vermesin.
Bir kez daha söylüyorum; bu gidişattan memnun olmayan gerçek demokrasi yanlısı muhalefet, Türk demokrasisinin cenazesinde cemaat olmamak için “amasız-fakatsız” bir araya gelmeli. Aksi takdirde, savunacağımız, yanında duracağımız bir demokrasi kalmayabilir ve otokrasinin esiri oluruz.