Edip Akbayram’ın ardından
Tarih, 4 Mart 2025 Salı…
Sabah saat 11.00 sıraları…
İstanbul’daki Cemil Reşit Rey kültür merkezinin büyük salonu hınca hınç… Bir o kadar da insan dışarıda…
Sahnede; çevresi çiçeklerle bezeli bir katafalk…
Bir tabut…Bir fotoğraf…
Edip Akbayram…
75 yıla sığan, çoğu eza ve cefa ile geçen bir ömür…
Herkes üzgün… Hüzün çökmüş, suratlar asık, gözler nemli… Gözyaşlarını tutamayanlar, hüngür hüngür, hatta böğüre böğüre ağlayanlar…
Bir kişi daha eksildik !
***
O, sıradan bir şarkıcı ya da sanatçı değildi. O, bu ülkenin gerçeklerini bilen biriydi. Müziği ile “solcusu, muhafazakarı, sağcısı olsun” milyonların gönlünde taht kurmuş, yiğit ve yurtsever bir devrimciydi. Bu nedenledir ki seveni çoktu… Ama sevmeyeni de vardı elbette…
Mesela siyasi iktidar… AKP’den kimse yoktu. Devleti temsilen de ne kültür bakanlığından ne İstanbul Valiliğinden bir temsilci ne bir kaymakam ne de bir mal müdürü…
Oysa Edip Akbayram, halka malolmuş, bu ülkenin son 50 yıllık kültür tarihine müzik alanında damga vuran çok önemli bir renkti. Ülkeyi yöneten siyasi kadroların bu gerçeği görmemesi için kör olması gerekirdi. Bu arkadaşlar kör olmadığına göre, kasten mi katılmadılar Akbayram’ın cenaze törenine?
Sahi ! Gerçekten neden gelmemiş olabilirler?
Düşündüm de Edip Akbayram; katıksız bir Atatürkçü, bir solcu, bir cumhuriyetçi.. Kadın-erkek eşitliğine yürekten inanan, hırsızlığa, yalana, talana, soyguna itiraz eden, demokrasi ve özgürlüğün yılmaz savunucusu, ezilenden yana bir karakter olduğu için olabilir mi acaba?
Yoksa AKP’liler “cenazeye katılırsak protesto ediliriz” endişesine mi kapıldılar? Ki, 2005’te, hayatını kaybeden tarihçi yazar ve şair Attila İlhan’ın cenazesine katılan zamanın Kültür Bakanı Atilla Koç’u yuhalanması mı kalmıştı akıllarında? Acaba bunu hatırlayıp da mı gelmemezlik ettiler cenazeye?
***
Hiç sanmıyorum…
Zira AKP’nin izlediği siyasi strateji bütünüyle “bizden olmayan bizden değildir, bizden olmayana külliyen karşıyız” anlayışına dayalıdır. Ki, geçmişte çok örneği var bu zihniyetin…
Mesela; Menzil tarikat şeyhinin cenazesine “birinci derecede” olağanüstü ilgi gösteren AKP’liler, dünyaca ünlü TİME dergisinin “21’inci Yüzyılın Filozofları” sıralamasında ilk 10 arasına giren ilahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün 2016 Haziran’ındaki cenazesinde de yoktular. Ve O’nun da cenazesine devleti temsilen kimse katılmamıştı.
Neden?
Çünkü Yaşar Hoca, onların İslam anlayışına ve hayata geçirmeye çalıştıkları devlet sistemine şiddetle muhalefet ediyordu da ondan !
Gelseler ne olur, gelmeseler ne olur…
Bence hiçbir önemi yok. Zira bu toplum, bu halk, kimin ne olduğunu gün geçtikçe çok daha iyi görüyor ve anlıyor…
***
Edip Akbayram’ı sonsuzluğa uğurlarken, yüreğimizde deli dalgalar, kulaklarımızda O’nun “Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz” yanık sesi…
“Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş” misali, elbette hasretiyle gönlümüz yanacak… Ama eminim ki tüm türküleri kuşaktan kuşağa aktarılacak. Ve hiç kimse, ne AKP’yi ne de onların temsilcilerini hatırlayacak.
Ruhun şadolsun Edip Akbayram ! Sen hep aramızda olacaksın.
06 03 2025