Artık YETER ..
1824 yılında İngiltere'nin Leeds kentinde, Joseph Aspdin isimli bir duvarcı ustası yaptığı çalışmalar sırasında bir kısım doğal kil ile 3 kısım kalker karışımını pişirip öğüterek dayanımı ve dayanıklığı yüksek ilk çimento icadını bazı kafalar BETONLAŞMA dini olarak algıladı.
Betonlaşma adına AVM - Otel yapılmak istenen, Kadıköy’de rıhtımda bulunan Haydarpaşa Garı
Padişah II. Abdülhamit döneminde, 30 Mayıs 1906 tarihinde yapıma başlanmıştır. İki Alman mimar ve 1500 İtalyan taş ustasının iki yıllık çalışması sonucu 19 Mayıs 1908 tarihinde tamamlanıp hizmete girmiştir. Padişah III. Selim, kendi adını taşıyan Selimiye Kışlası’nın yapımında çok emeği geçen Haydar Paşa’ya jest olarak, bu binanın bulunduğu semte ve civarına Haydarpaşa denmesine karar vermiştir. Dolayısıyla gar binası da Haydarpaşa adıyla anılır olmuş.
Binanın inşaatı, Anadolu Bağdat adı altında bir Alman şirketi gerçekleştirmiştir. Ayrıca bir Alman’ın teşebbüsüyle garın önünde mendirek inşa edilerek Anadolu’dan gelecek veya Anadolu’ya gidecek vagonların ticari eşyasını yükleme ve boşaltma işlevi için tesisler yapılmıştır. Ayrıca Anadolu’dan gelen ve Anadolu’ya giden trenlerin taşıdığı ticari eşyaları saklamak için de silolar inşa edilmiştir.
Mimarisi
Yolculuk eden çoğu insanın İstanbul ve o muhteşem manzara ile ilk tanıştığı yer olan gar binası aslında klasik bir Alman mimari örneğidir. Binanın, kuş bakışı bakıldığında bir bacağı uzun, diğer bacağı kısa bir “U” harfi şeklinde olduğu görülüyor. Binanın içinde, yani bu kısa ve uzun bacakların içinde, geniş ve yüksek tavanlı odalar yer alır.
Odaların içinde bulunduğu “U” şeklindeki koridorların her iki kolu da kara tarafında bulunuyor. İç tarafta kalan boşluk ise iç avluyu oluşturuyor. Bina, her biri 21 metre uzunluğunda olan bin 100 ahşap kazık üzerine inşa edilmiş. Bu kazıklar 1900’lü yılların başındaki teknolojiyle yani buharlı şahmerdanla çakılmış. Binanın esas strüktürü bu kazıklar üzerine yerleştirilen kazık ızgarası üstünde yükseliyor.
Çok sağlam inşa edilmiş olan gar binasının şiddetli bir depremde bile zarar görme ihtimali yok denecek kadar az. Binanın çatısı ahşap ve klasik Alman mimarisinde çok sık kullanılan bir tarz olan ‘dik çatı’ şeklinde yapılmış.
Yangınlar, Patlamalar
Haydarpaşa Garı’nın tarihinde belki de en dikkat çekici ama ne yazık ki kötü anılardan biri 6 Eylül 1917’de bir İngiliz casusunun düzenlediği sabotajdır. Garda bekleyen vagonlara vinçlerle cephane yüklenirken İngiliz casusun sabotajı sonucu; binada depolanan, garda bekleyen ve gara girmek üzere olan trenlerdeki cephaneler patlamış ve görülmemiş büyüklükte bir yangın başlamıştır. Trenlerde bulunan yüzlerce asker de bu patlamadan ve çıkan yangından büyük zarar görmüştür. Hatta patlamanın şiddetinden Kadıköy ve Selimiye’deki evlerin camlarının kırıldığı anlatılır.
15 Kasım 1979’da garın biraz açığında, ‘Independanta’ adlı Romen yakıt tankeri patlamış ve binanın camları ve tarihi renkli vitrayları parçalanmıştır.
Yandaşlara rant kapısı BETONLAŞMA artık bunalttı, Haydarpaşa Gar olarak kalmalı..