Geçenlerde arkadaşın biri, senin köyün neresi ? diye sormuştu...
Ben de Darıca demiştim..
Tesadüf bugün anılardan, 2 yıl önce birşeyler karaladığım..bir
anı çıktı karşıma...yıllar önceki Darıcadan enstantaneler..)))
Evvelsi gün Darıca'dan 86 yaşındaki dayım, yarım çuvala yakın
fındık gönderdi...
Pek rüya görmem, görsem de...bazıları gibi ; Yav akşam bir rüya
gördüm..hayır mıdır, şer midir anlıyamadım falan gibi 'çok bilen'
birilerine de sormam etmem..sizlere de sormayacağım tabi..))
Dün gece erken yattım..ve bir rüya gördüm..ilginçtir, rüyanın
konusu Darıca, dayım, çocukları..vs idi..
10- 15 gün önce kaybettiğimiz, volsvagenci abimiz Muharrem
ustanın orda, palamut ızgara yapıyoruz güya...
'Grand tuvalet' bi adam geldi ; Afiyet olsun beyler deyince...
ben hiç arkama bakmadan eyvallah amca..buyur gel otur..
dedim...
-Sağol dorunum, Tekele uğrayacağım biraz işlerim var orda..
Ses hiç yabancı gelmedi..dönüp baktım ki dayım...
Halit Kanber.. nam-ı diğer, Kanberoğun Halit...)) şehre indiği
günler ya da bayramlarda geldiği zaman, hep böyle şıktır...
Zorla da olsa oturtduk..bir balık yedi..ve Tekele doğru yol aldı...
Tekel deyince...o zamanlar Darıca da hatta Akçaabat'ın tümünde
tütün ekilirdi...köylünün geçim kaynağı tütündü..
İktidarın tekelci sermayeye peşkeş çektiği tütünümüz..her yerde
olduğu gibi Akçaabatta da ekimi yasaklandı..
Neyse sabah uyandık...rüyanın etkisiyle olsa gerek...geçmiş
şöyle bir gözümüzün önünden geçti..
Örneğin,
Yazları, okul tatillerinde köye gittiğimiz zaman...boş durmazdık,
tütün dizerdik...
Özellikle geceleri 'lüküs' ışığında tütün dizmek, grunduk marka
radyodan müzik dinlemenin apayrı bir yeri vardı...
Büyükler tarla da çalışırken yemek molası verirlerdi...rahmetli
anneannemin ;
Heyden bakayım uşaKlar, çabuk yeğun yeğun da belleğun..))
demesini hiç unutmam..
Köyün bir değirmeni vardı..genel de mısır ekmeği yenildiği için,
bütün köylü orda öğütürdü mısırlarını..
Birgün ben de gittim değirmene dayımın çocuklarıyla...yaşım da
13-14 var yok..ve bir görüşte aşık oldum derler ya...?
İşte ben de, o değirmencinin kızına bir görüşte aşık oldum..))
Çocukluk, platonik bir aşk işte...
Değirmene gidilecek günleri dört gözle beklerdim...Dayım bu
değirmen hevesimi görünce beni methederdi ;
Aferin dorunuma bak..ne çalışkan uşak, sizin gibi tembel diy..))
Bilmiyorum o 'ilk aşkım' yaşıyor mu..?
Yaşıyorsa uzun ömürler diliyorum..öldüyse de, ruhu şad olsun...
Biz büyüdük tabi..72 ya da 73 olabilir, gençliğe adım attığımız
yıllar...
Trabzonda bir olaydan dolayı saklanmamız gerekiyor..en uygun
yer de Darıca tabi..o zamanlar telefon ne gezer..
Haber uçuruldu Darıcaya, Anarşit Haydar geliyor diye..))
Yaklaşık 15 gün dayım bana 'yardım ve yataklık' )) yaptı..eyy gdii.))
Son dönemlerde pek sık gitmesem de..gittiğim zamanlar sahilden
eve çıkana kadar, yaklaşık 300-400 metrelik mesafedeki köylüler,
Ki birçoğu 80'nini devirmiş insanlar ;
-Ula habu bizim rahmetli Asiye'nin uşağı Haydar diyil mi..hoşgeldin
dorunum, nasilsun eyi misun..çoluk çocuk nasil eyiler mi...? diye
sorarlar hala sağolsunlar..
Köyüm olduğu için söylemiyorum ama..kendi halinde, binbir emekle
ürettikleri tütünle geçimin sağlayan, mutlu mesut insanlardı...
Özellikle 70'li yıllarda...örneğin Maçka neyse, ( küçük moskova ) ))
derlerdi o zaman...Darıca da oydu..
Tabiri caizse silme Atatürkçüydü...siyasi anlamda birçok devrimci
bu yöremizden çıkmıştır..
12 Eylülden sonra...özellikle AKP iktidarından sonra, burası da
bozuldu maalesef...
Sözün özü ; pislemedikleri ocak başı kalmadı bu haramilerin..! ))