Sülün kuşu yürürken bir kekliğe rastlamış. Keklik yürüyünce, sülün onun yürüyüşüne hayran kalmış. Ve Sülün, kendi yürüyüşünü ter ederek, keklik gibi yürümeye başlamış. Fakat yıllarca kekliği taklit eden sülün, bir türlü keklik gibi yürüyememiş. Sonrasında sülün, kendi yürüyüşüne geri dönmek istese de yürüyüşünü unuttuğu için ne keklik olabilmiş, ne de sülün. Bu arada adımlarını kontrol edemeyen sülün, nereye ne şekilde yürüyeceğine de karar verememiş.
Bu hikaye, 6’lı masada kararlar vermeye çalışan liderlerin, nereye gideceklerini bulamamasının hikayesini anımsatıyor adeta.
Oysa ki aynı fikirde olmamak, en az iki ayrı fikrin olduğunu gösterir.
İttifak neden yaptılar peki !
Seçimlerde anlaşmak, uyuşmak, oyların bölünmemesi, millet ittifakı tekrar kazanmasın diye…
Yoksa aynı ideolojiyi, paylaştıkları için değil elbette.
Fikri, zikri ayrı olanlar toplanıp bir araya geldi gelmesine de, sonrasında sülün misali yollarını şaştılar.
Bugünlerde CHP’de ise başka rüzgarlar esiyor. Yürüyüşünden saptı ya artık, kendi yürüyüşüne dönmesi çok olası gözükmüyor gibi.
CHP hikayesinin kaybı oldu adeta. Oysa bir varmış, bir yokmuş diye başlayan hikayesinde mümkün olmayacak, mucizelere inandırmış kendisini. Elinde olan misyonu, vizyonu, yönü değişmiş.
Vatansever değil, koltuk sever olmuşlar. Toplumsal sorunları yansıtmaktan uzak muhalefeti ile üzerine düşen görevlerini unutmuşlar!
Toplum incinirken, duyarsızlığı seçmiş kendi iç meselelerini halletmeye çalışır olmuş.
Cumhuriyetin ana değerlerine bağlı, laik hukukun üstünlüğü, insan hakları, bayrağımız, dilimizin asla değiştirilmez olması ilkelerini hatırlatan Zafer Partisine de, aramızda ki anlaşmayı neden servis ettiniz diye kızan olmuş.
Ülkemizin çıkarlarını korumak noktasında, gösterecekleri hassasiyet yerine, Genel Başkanları, Pervin Çakar, benim onurumdur demeyi tercih etmiş.
Kendine has bir muhalefet anlayışı olmayan CHP, maalesef hükümetinde hiç gale almadığı bir parti haline gelmiş.
Oysa hiçbir rol tek başına oynanmaz. Hükümetin çıktığı sahnede, en fazla oya sahip ikinci parti olarak, repliklerinizi şaşırıyorsunuz.
Önceden bizim gençliğimizde, CHP’li arkadaşlar, CHP halktır, kamunun sesidir, toplumun, işçinin, çalışanın vicdanıdır derlerdi.. Ne oldu bu sorumluluklara.
CHP’nin vermek istediği mesaj sizce nedir?
CHP kimlerin oyuna talip?
Bugün için CHP’nin yol haritası nedir?
CHP’ye halkın inancı nedir???
“GİTMEK GELİYOR İÇİMDEN; bir sabah masmavi bir bulutun peşinden, dönüşü olmayan yerlere” diyor Ataol Bahremoğlu. Kendi ülkemizde yabancı gibiyiz. Farklı diyarlarda, rahat nefes alacağımız ümit eder olduk. Biz değilsek bile çocuklarımızın geleceği için. Bunda hiç suçluluk duyuyor musunuz Sayın CHP yetkilileri?
Hiç seçmeninizi aldattığınızı düşünüyor musunuz? Bugün yaşanılan problemlerde hiç suçluluk hissediyor musunuz?
Muhalefetsiniz bir silkelenin lütfen! Yürüyüşünüze, yolunuza dikkat edin.
Yaptığınız her şey yine vatandaşa maalesef, Erdoğan karşısında muhalefet mi var dedirtiyor.
Lütfen çuvaldız hikayesini hatırlayın.....