EN BÜYÜK SERÜVENCİ KRAL; GILGAMIŞ
Hazırlayan: Bilhan Akkaya
Gılgamış; MÖ 2600 yıllarında yaşamış, Uruk kent devletinin 5. kralıdır. İçinde Kuran, İncil ve Tevrattan BİNLERCE YIL ÖNCE yazılmış - NUH TUFANI olarak bildiğimiz tüm efsaneler dahil Tarihin bilinen ilk destanı O'nu anlatmaktadır.
En erken söylencelerde; hizmetkârı Enkidu ile atıldıkları serüvenler, canavar ile dövüşmeleri, yeraltı dünyasına inmeleri, tanrıça Ishtar ile konuşmaları gibi kahramanlık ve şamanlık özellikleri gösteren olayları anlatılmıştır. Sonradan destana daha derin anlamlar yüklenmiş ve destan, insanın sonsuz yaşam arayışını anlatır olmuştur.
Destana göre Gılgamış; yolunu kaybetmiş, yüreğinde fırtınalar kopan biridir. Halkına zulüm etmektedir. Halk, tanrılara yakarır ve bu durum için onlardan yardım ister. Tanrılar Gılgamış'ı frenleyebilecek gerçek bir düşman vermek için Enkidu'yu yaratır ve Gılgamış'a gönderir. Enkidu; hayvanlara daha çok benzemektedir. Gövdesi kıllarla kaplıdır. Yabanıldır.
Gılgamış; Enkidu'yu evcilleştirmek için, ona Şamhat adındaki yosmayı gönderir. Şamhat ile geçirdiği 6. geceden sonra Enkidu, hayvan dünyası ile bağlarının koptuğunu farkeder. Uruk'un üstün yaşam biçiminin tadını çıkaracak incelik ve bilgiye ulaşmıştır.
Gılgamış ile Enkidu arkadaş olur ve serüvenlere çıkar. Ishtar ile karşılaşırlar. Daha eski mitolojilerde ana tanrıça ile evlenmek; aydınlanmayı ve kahramanın arayışının doruğunu temsil ederdi. Fakat Gılgamış, tanrıçayı reddeder. (Gılgamış burada göksel varlıklardan bağımsızlığını ilan etmiştir.) Ishtar intikamını almakta gecikmez.
Enkidu birdenbire hastalanır ve ölür. Gılgamış çılgına döner. Kendinin de ölümlü olduğu aklına gelmiştir. Bunu engellemek için; Tufan'dan sağ kurtulup ölümsüzlük hediye edilmiş Utnapiştim ile konuşmak için Dilmun'a doğru yola çıkar.
Üstünde sadece bir aslan postu, saçı sakalı karışmış şekilde bozkırları aşar, yeraltı dünyasını hayal eder ve 'tanrıların gizli bilgisini' arar. Dilmun'a ulaşır.
Utnapiştim; O'na tanrıların artık seçilmiş insanlar için doğa yasalarını askıya alamayacaklarını anlatır.
Gılgamış tanrılardan özel bilgiler almak yerine, insanlığın sınırları ile ilgili acı dolu bir ders yaşamış olur. Uygarlığa geri döner, üzerindeki postu atar, banyo yapar, saçını düzeltir ve temiz giysiler giyer.
Bundan böyle; Uruk'un etrafına duvar örmeye, uygar sanatları yaymaya önem verir. Bir gün ölecektir fakat insanlığın refahı için eriştiği başarıları kayda geçireceği yazıyı bulması; O'nu ölümsüz kılmıştır.
Yorgun ve boyun eğmiştir fakat tam bir bilgeye dönüşmüştür.