Ülkeler Neden İsrailli Turistleri Yasaklıyor? CJ Werleman Neden giderek artan sayıda ülkenin İsrailli turistleri yasaklıyor ?. Bugün, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) son kararıyla, İsrail’i Gazze’deki soykırımdan suçlu bulmasının ardından nihayet siyonist devlete karşı harekete geçen ülkeleri kutluyoruz. Gerçekten de ahlaki evrenin yayı yeniden adalete ve Filistin halkına doğru eğiliyor, bu da İsrail’in yalnızlaşmasına ve giderek Batılı müttefiklerinden kopmasına neden oluyor. Örneğin Avustralya'yı ele alalım. ABD ve İngiltere ile İsrail’e en çok destek veren ülke olma konusunda yarışan bir ülke olarak bilinen Avustralya, Yahudi devletine karşı yalnızca tam bir dönüş yapmakla kalmadı, aynı zamanda UCM'nin Netanyahu ve yetkilileri hakkında tutuklama emri çıkarmasından bu yana Filistin’e yönelik politikasında da tamamen değişiklik yaptı. Avustralya, UCM kararının İsrail için neden bu kadar yıkıcı olduğuna bir örnek teşkil ediyor: Bu karar, siyonist rejimin uluslararası hukuku ve insan haklarını ihlal etmeye devam ettiğini Batılı müttefiklerinin inkâr etmesini ve küçümsemesini imkânsız hale getiriyor. Artık açık denizde bir hedef haline geldi ve bu durum, Avustralya’nın 4 Aralık’ta Birleşmiş Milletler’de nihayet Filistin devletini tanımasını açıklıyor. İki gün önce, Avustralya, eski bir İsrail adalet bakanına, ziyaretinin nefret uyandıracağı ve toplumsal uyumu bozacağı gerekçesiyle turist vizesi vermeyi reddetti. Bu karar İsrail'de öfkeye neden oldu ve Netanyahu, Avustralya’nın artık "İsrail’in dostu olmadığını" ilan etti. Ayelet Shaked ise ülkemizi kendisine vize vermediği için antisemitizmle suçladı. On gün sonra, Avustralya hükümeti daha da ileri giderek Gazze'deki soykırıma katılan İsrail Savunma Kuvvetleri mensuplarına turist vizesi vermeyi reddetti. Bu, uzun süredir İsrail’in sadık bir müttefiki olan ve siyonist ordusuna destek veren bir ülke için dikkat çekici bir gelişme. Günümüzde tüm İsrailli turistlerin, fiziksel veya psikolojik istismara karışıp karışmadıklarına, hapishanelerde gardiyan ya da yetkili olarak görev alıp almadıklarına ve savaş suçları ya da soykırıma katılıp katılmadıklarına ilişkin sorular içeren 13 sayfalık bir form doldurmaları gerekiyor. Avustralya’nın önde gelen insan hakları avukatı, hükümetinin bu kararı alma nedenlerini açıkladı. Bir Avustralya vatandaşı olarak ülkemle hiç bu kadar gurur duymamıştım – İsrailli ziyaretçilere gölge yasağı uygulamak ve Filistin’in egemenliğini tanımak. Bunu hayatım boyunca asla göremeyeceğimi sanıyordum ama daha da iyisi, Avustralya'nın değişen politikası ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun tutumlarını yansıtıyor ve bu çoğunluk giderek daha fazla BDS hareketini destekliyor. Ve bunları destekleyen pek çok örnek var, ancak bu hikâye ne demek istediğimi açıkça ortaya koyuyor: Filistin devletini desteklemeyi reddettiği için bir Yahudi radyo sunucusunun işten çıkarılması. Siyonistlerin nefretlerini yaymaları için alan giderek daralıyor çünkü Avustralya geçen yıl büyük bir değişim geçirdi ve bu, dünyadaki genel değişimi de yansıtıyor. Kuruluşundan bu yana İsrail hiç bu kadar nefret ve hor görülmemişti – çünkü İsrail, 15 ay boyunca aralıksız süren masum erkek, kadın ve çocuk katliamının insanların siyonizm ve siyonist devlet konusundaki görüşlerini değiştirmeyeceğine inanmıştı. İsrail’e yönelik bu artan küresel antipati yalnızca İsrail hükümetini askerlerini yurtdışına seyahat etmemeleri konusunda uyarmaya zorlamakla kalmadı, aynı zamanda yurtdışında tatil yapan İsrail askerlerini savaş suçları nedeniyle tutuklanma korkusuyla paniğe kapılarak kaçmaya da zorladı. Aslında, Aralık ayında Sri Lanka’yı ziyaret eden bir İsrail askeri, Filistin yanlısı bir grup tarafından teşhis edilip yerel yetkililere ihbar edildikten sonra ülkeyi terk etmesi için uyarıldı. Yalnızca İsrail, kibri ve şiddetinin asla cezasız kalacağını düşünecek kadar küstah olabilirdi. Soykırım politikası, her İsrail vatandaşının sırtına bir hedef tahtası koydu. Zorunlu askerlik nedeniyle her İsrail vatandaşı ya mevcut ya da eski bir askerdir. İşte bu nedenle Maldivler de Cezayir, Bangladeş, Brunei, İran, Irak, Kuveyt, Lübnan, Libya, Malezya, Pakistan, Suudi Arabistan, Suriye ve Yemen’e katılarak İsrailli turistleri yasakladı. Devlet düzeyinin ötesinde, bireysel düzeyde de İsraillilere yönelik boykotlar ve yasaklar uygulanıyor. Örneğin, kısa süre önce Vietnam’daki bir restoran sahibi, İsrailli müşterilere Gazze’deki soykırım nedeniyle hizmet vermeyi reddetti. İki hafta önce Norveç milli futbol takımı, İsrail ile planlanan Dünya Kupası eleme maçını boykot etme kararı aldı ve bunun gerekçesi olarak İsrail'in savaş suçlarını ve insan hakları ihlallerini gösterdi. Futboldan bahsetmişken, İsrailli futbol taraftarlarının iki ay önce Amsterdam’da sergilediği korkunç davranışlar, şiddet, ırkçılık ve kaos getirdiklerini gösterdiği için daha fazla ülkenin İsrailli turistleri yasaklaması kritik öneme sahiptir. Stop Arab Hate adlı ırkçılık karşıtı grup, Batı'daki Araplara yönelik siyonist nefret suçlarını takip ediyor ve Twitter sayfasında her gün siyonistlerin Filistinlilere yönelik çevrimiçi ve çevrimdışı saldırılarının onlarca örneğini paylaşıyor. Bu bağlamda, Avustralya, İsrailli liderleri yasaklayarak ve yakın zamanda İsrail ordusunda görev yapmış kişileri sorgulayarak Batılı demokratik müttefikleri için bir örnek sunuyor. Ancak daha sert önlemler gerekiyor çünkü İsrail’e yönelik soykırım suçlamaları artık tartışmalı değil. Kısacası, modern Batı dünyasında Katil siyonizme yer yok.     Kaynak:  https://www.youtube.com/watch?v=nBBixHdblJY