Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
haftada bir
Köşe Yazarı
haftada bir
 

Batakda yok oluyoruz

        TÜRKİYE BÜYÜK SORUNDA Her sorunda - seçim öncesinde olduğu gibi ''Gündem saptırması'' algı operasyonları benzeri Türkiye ekonomisinde neler olup bittiğinden bakıldığında, yabancı basında haberlerin çoğu Türkiye desteği ile Suriye'de kurulan yeni Terörist devlet ile ilgili olanlarla ilgiliydi. Türkiye güney sınırının önemli bir kısmını Suriye ile paylaşmaktadır. Aralık ayı başında Türkiye'nin Esad rejimine karşı isyancılara önemli destek sağladığı bildirildi. Ancak mevcut durumda, Suriye’de eski yöneticiler devrilmiş olmasına rağmen ülkede hâlâ büyük bir bölünme var.   PYD – PKK için alenen destek veren ABD başkanı Donald Trump kısa bir süre önce tuhaf bir manevra yaparak herkesi şaşırtan ‘’Türkiye'nin Suriye'nin geleceği için kilit bir role sahip olduğuna inandığını’’ söyledi. Suriye'deki iç savaş Türkiye'nin manşetlerini oldukça meşgul etti ve bu nedenle geçtiğimiz çeyrekte Türkiye'nin resmi olarak resesyona girdiği gerçeğini kaçırmış olabilirsiniz. Son grafiklerde Türkiye’nin çeyrek bazlı GSYİH büyüme oranını gösterilsede, 2024'ün ikinci ve üçüncü çeyreklerinde GSYİH negatif bir seviyeye düştü. Her iki çeyrekte de %0,2 oranında bir düşüş yaşandı. Resesyonun teknik tanımı ise üst üste iki çeyrek boyunca GSYİH’nin düşmesidir. Bu nedenle Türkiye artık resmi olarak resesyonda. Son 12 aylık yuvarlanan GSYİH rakamlarında, 2024'ün üçüncü çeyreğindeki %2,1'lik tam yıl GSYİH rakamının Türkiye’nin son 3 yılda gördüğü en düşük seviye olduğunu gösteriyor. Bu düşüş, Türkiye’nin ekonomiyi yeniden inşa etmeye çalışması gerektiği için büyük bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Son 12 ayda Türkiye'deki resmi enflasyon oranındaki değişimi gösteren bu grafik, Kasım 2023 ile Mayıs 2024 arasında enflasyonun artmaya devam ettiğini ve Mayıs ayında %75'lik bir zirveye ulaştığını gösteriyor. Ancak son 6 ayda enflasyon düşmeye başladı ve Kasım 2024 için açıklanan en son rakam enflasyonun Türkiye'nin CİDDİ MİKTARDA GİZLENEN GERÇEK verilerine karşın resmi rakamlara göre bile olsa %47’de olduğunu gösteriyor. Türkiye'de enflasyonun düşmeye başlaması elbette iyi bir haber, ancak fiyatlar yıllık bazda hâlâ %47 artmış durumda. Bu oran, maaşların çok üzerinde ve bu nedenle insanların ellerindeki para azalıyor. G20 ülkeleri arasındaki mevcut enflasyon oranlarını gösteren grafikte ise, Türkiye'nin CİDDİ MİKTARDA GİZLENEN GERÇEK verilerine karşın resmi rakamlara göre bile olsa en yüksek ikinci enflasyon oranına sahip olduğunu gösteriyor. Daha yüksek bir oran yalnızca Arjantin’de var ve oradaki enflasyon şu anda %166 gibi tamamen uçuk bir seviyede. Çift haneli enflasyona sahip başka bir ülke yok. Üçüncü en yüksek enflasyon oranına sahip ülke ise şu anda Ukrainya ile savaşta olan Rusya için %8,9. Dünya genelindeki durumu karşılaştırdığımızda, Türkiye en yüksek beşinci enflasyon oranına sahip. Daha yüksek oranlara sahip ülkeler arasında Arjantin, Suriye (%120), Güney Sudan (%107) ve Zimbabve (%57) yer alıyor. Türkiye'deki gıda fiyatlarındaki yıllık değişim grafiğinde, enflasyon oranının yeniden yükselmeye başladığını ortaya koyuyor. Kasım ayında gıda fiyatlarının yıllık bazda CİDDİ MİKTARDA GİZLENEN GERÇEK verilerine karşın resmi rakamlara göre bile olsa %48’in üzerinde arttığı açıklandı. Gıda enflasyonu özellikle önemlidir çünkü toplumun en yoksul kesimleri bütçelerinin çok daha büyük bir kısmını gıdaya harcar. Aylık enflasyon değişimlerini gösteren grafik ise, Kasım ayında fiyatların %2,2 oranında arttığını gösteriyor. Bu oran 12 ile çarpıldığında yıllık enflasyon oranının %26 ile %30 arasında olacağını öngörüyor. Bu, mevcut seviyenin oldukça altında bir oran. Ancak bu olumlu eğilim, Türkiye'nin aylık artışları sınırlı tutup tutamayacağına bağlı. Enflasyon ve faiz oranlarının ilişkisine bakacak olursak, geleneksel teori yüksek enflasyon oranları sırasında faiz oranlarını artırmayı önerir. Ancak geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan, tam tersi bir yaklaşım benimseyerek faiz oranlarını düşürmeyi tercih etmişti. Bunun sonucunda enflasyon daha da yükseldi. Ancak yeniden seçilmesinden bu yana politika değişti ve faiz oranları Haziran 2023’ten bu yana dokuz kez artırılarak %50’ye yükseltildi. Bu enflasyon ve faiz oranının yükselişidir.   İki oran, Eylül 2024’te kesişti. Faiz oranları artık resmi enflasyon oranlarının çok üzerinde. Bu durum, Türkiye'de faiz oranlarının yeniden düşmeye başlayabileceği umutlarını artırsada. Ancak %50’lik faiz oranları, şirketler ve bireyler için borçlanmayı çok pahalı hale getiriyor. Kimse resmi rakamlarla borç aldığı paraya yıllık %50 – gayri resmi şekilde nerdeyse 2 katı faiz ödemek istemez. Bu durum, şirketlerin işlerini büyütmek için borç almaktan kaçınmasına neden oluyor ve bu da şirketlerin büyümesini yavaşlatıyor. Enflasyondaki artışın diğer bir önemli nedeni, Türk lirasının zayıflığıdır. ABD doları ve Türk lirası arasındaki döviz kurunun son 5 yıldaki hareketi, Beş yıl önce 1 ABD doları yaklaşık 6 Türk lirası ederken, bugün bu oran 35 TL üzerindedir. Bu, liranın değerinin son 5 yılda yaklaşık altı kat düştüğü anlamına geliyor. Son 12 aya bakacak olursak, bir yıl önce 1 ABD doları 29 Türk lirası civarında işlem görüyordu. Bu da Türk lirasının değerinin son bir yılda %20’den fazla düştüğünü gösteriyor. Türk lirasının değeri, Türkiye açısından büyük önem taşımaktadır çünkü Türkiye 22 yıllık savurgan borçlanma politikaları sonunda artık tamamen dışa bağlı bir ithalatçıdır. Türkiye, büyük miktarlarda yakıt ve gıda ithal etmektedir ve kendi talebini karşılayacak kadar üretim yapamamaktadır. Liranın değer kaybetmesi, bu ithalatların fiyatını artırmaktadır ve bu da Türkiye’deki insanlar için fiyatların daha da artması anlamına gelmektedir. Bu, Türkiye’deki enflasyonun temel nedenlerinden biridir ve çözülmesi oldukça zordur. Türkiye’nin yaşadığı bir diğer büyük problem, yüksek dolarizasyon oranıdır, insanlar Türk lirasına olan güvenlerini kaybetmiş durumdalar ve bunun yerine Euro ve ABD doları gibi dövizlerle ödeme yapmayı tercih ediyorlar. Bu durum, Merkez Bankası’nın ekonomiyi kontrol etmesini daha da zorlaştırmaktadır.   Özet ve Sonuç Türkiye’nin artık resmi olarak resesyonda olduğu.  Bu önemli bir dönüm noktası. Şimdiye kadar Türkiye, yüksek enflasyon oranları ve para biriminin değer kaybıyla mücadele ediyordu ancak GSYİH hala büyüyordu. Ancak son iki çeyrek boyunca GSYİH’nin küçülerek negatif bir seviyeye düştüğünü gördük. Bu durum Türkiye için büyük bir problem çünkü ekonominin büyümesi gerekiyor. Türkiye, üretim ve imalat üzerine kurulu bir ekonomi. Hammadde alıyor, bunu işleyerek ürünler üretiyor ve ihraç ediyor. Ancak GSYİH’deki düşüş, imalat sektörünün büyüme seviyelerini korumakta zorlandığını gösteriyor. Enflasyon altı aydır düşüşte olması belki iyi bir haber çünkü enflasyonu kontrol altına almak ana hedeflerden biri. Ancak kötü haber şu ki, enflasyon hâlâ CİDDİ MİKTARDA GİZLENEN GERÇEK verilerine karşın resmi rakamlara göre %47’nin üzerinde ve dünya çapında yalnızca dört ülkenin enflasyon oranı Türkiye’den daha yüksek. Bu da Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ciddi bir sorun. Aylık veriler, Kasım ayındaki aylık artış %2,2’ye düştü. Eğer Türkiye bu oranı koruyabilirse, Çok daha gerçekçi ENAG raporun göre % 157 enflasyon önümüzdeki yıl %30’un altına düşmesi hedeflense bile %30 bile oldukça yüksek bir oran. Türkiye Merkez Bankası, 2025’in sonuna kadar enflasyonu pekde gerçekçi olmayan %25’e indirmeyi hedefliyor. Bu resmi deyimler bile Türkiye’nin ekonomik problemlerini gözler önüne seriyor. Çünkü %25’lik bir enflasyon oranı, yaşam standartlarını korumak için maaşların en az %25 artmasını gerektirirki bu imkansız görünüyor. Ayrıca maaşların böyle bir oranda artırılması bile enflasyonu yeniden körükleyebilir. Çünkü insanlar daha fazla harcama yapmaya başlar, talep artar ve bu da fiyatların yükselmesine neden olur. Türk lirasının değerine baktığımızda, HIZLA değer kaybının haftalık bazda devam ettiğini görüyoruz. Bu durum, Türkiye’nin ithalat maliyetlerini artırıyor ve ihraç edilen ürünlerin gelirleri bu maliyetleri karşılamaya yetmiyor. Türkiye hala ÇOK BÜYÜK MİKTARDA dış ticaret açığı veriyor ve bu açığı kapatmak büyük yatırımlar ve ekonomik büyüme gerektiriyor. Ancak şu anda hala ısrarla devam eden yanlış politikalar yüzünden böyle bir büyüme ihtimali maalesef görülemiyor. Genel olarak, Türkiye yavaş ilerlemeye devam ederken. Enflasyonu yeterince hızlı düşüremiyor. Dolayısıyla Türkiye ekonomisinin artık resmi olarak resesyonda olması çok büyük bir sorun. Bu, özellikle imalat sektörü üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor ve BM – Dünyaca ‘Terorist’ olarak tescilli HTŞ gibi İsrail, PYD ve PKK …. gibi değişik guruplara parçalanmış Suriye’ye yıllardır bütçesinin çoğunu harcayan Türkiye ekonomisinin geleceği için önemli hayati bir risk oluşturuyor.   Kaynek: https://www.youtube.com/watch?v=10uuKblimhw    

Batakda yok oluyoruz

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK SORUNDA

Her sorunda - seçim öncesinde olduğu gibi ''Gündem saptırması'' algı operasyonları benzeri Türkiye ekonomisinde neler olup bittiğinden bakıldığında, yabancı basında haberlerin çoğu Türkiye desteği ile Suriye'de kurulan yeni Terörist devlet ile ilgili olanlarla ilgiliydi.

Türkiye güney sınırının önemli bir kısmını Suriye ile paylaşmaktadır. Aralık ayı başında Türkiye'nin Esad rejimine karşı isyancılara önemli destek sağladığı bildirildi. Ancak mevcut durumda, Suriye’de eski yöneticiler devrilmiş olmasına rağmen ülkede hâlâ büyük bir bölünme var.   PYD – PKK için alenen destek veren ABD başkanı Donald Trump kısa bir süre önce tuhaf bir manevra yaparak herkesi şaşırtan ‘’Türkiye'nin Suriye'nin geleceği için kilit bir role sahip olduğuna inandığını’’ söyledi.

Suriye'deki iç savaş Türkiye'nin manşetlerini oldukça meşgul etti ve bu nedenle geçtiğimiz çeyrekte Türkiye'nin resmi olarak resesyona girdiği gerçeğini kaçırmış olabilirsiniz. Son grafiklerde Türkiye’nin çeyrek bazlı GSYİH büyüme oranını gösterilsede, 2024'ün ikinci ve üçüncü çeyreklerinde GSYİH negatif bir seviyeye düştü. Her iki çeyrekte de %0,2 oranında bir düşüş yaşandı. Resesyonun teknik tanımı ise üst üste iki çeyrek boyunca GSYİH’nin düşmesidir. Bu nedenle Türkiye artık resmi olarak resesyonda.

Son 12 aylık yuvarlanan GSYİH rakamlarında, 2024'ün üçüncü çeyreğindeki %2,1'lik tam yıl GSYİH rakamının Türkiye’nin son 3 yılda gördüğü en düşük seviye olduğunu gösteriyor. Bu düşüş, Türkiye’nin ekonomiyi yeniden inşa etmeye çalışması gerektiği için büyük bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor.

Son 12 ayda Türkiye'deki resmi enflasyon oranındaki değişimi gösteren bu grafik, Kasım 2023 ile Mayıs 2024 arasında enflasyonun artmaya devam ettiğini ve Mayıs ayında %75'lik bir zirveye ulaştığını gösteriyor. Ancak son 6 ayda enflasyon düşmeye başladı ve Kasım 2024 için açıklanan en son rakam enflasyonun Türkiye'nin CİDDİ MİKTARDA GİZLENEN GERÇEK verilerine karşın resmi rakamlara göre bile olsa %47’de olduğunu gösteriyor. Türkiye'de enflasyonun düşmeye başlaması elbette iyi bir haber, ancak fiyatlar yıllık bazda hâlâ %47 artmış durumda. Bu oran, maaşların çok üzerinde ve bu nedenle insanların ellerindeki para azalıyor.

G20 ülkeleri arasındaki mevcut enflasyon oranlarını gösteren grafikte ise, Türkiye'nin CİDDİ MİKTARDA GİZLENEN GERÇEK verilerine karşın resmi rakamlara göre bile olsa en yüksek ikinci enflasyon oranına sahip olduğunu gösteriyor. Daha yüksek bir oran yalnızca Arjantin’de var ve oradaki enflasyon şu anda %166 gibi tamamen uçuk bir seviyede. Çift haneli enflasyona sahip başka bir ülke yok. Üçüncü en yüksek enflasyon oranına sahip ülke ise şu anda Ukrainya ile savaşta olan Rusya için %8,9.

Dünya genelindeki durumu karşılaştırdığımızda, Türkiye en yüksek beşinci enflasyon oranına sahip. Daha yüksek oranlara sahip ülkeler arasında Arjantin, Suriye (%120), Güney Sudan (%107) ve Zimbabve (%57) yer alıyor.

Türkiye'deki gıda fiyatlarındaki yıllık değişim grafiğinde, enflasyon oranının yeniden yükselmeye başladığını ortaya koyuyor. Kasım ayında gıda fiyatlarının yıllık bazda CİDDİ MİKTARDA GİZLENEN GERÇEK verilerine karşın resmi rakamlara göre bile olsa %48’in üzerinde arttığı açıklandı. Gıda enflasyonu özellikle önemlidir çünkü toplumun en yoksul kesimleri bütçelerinin çok daha büyük bir kısmını gıdaya harcar.

Aylık enflasyon değişimlerini gösteren grafik ise, Kasım ayında fiyatların %2,2 oranında arttığını gösteriyor. Bu oran 12 ile çarpıldığında yıllık enflasyon oranının %26 ile %30 arasında olacağını öngörüyor. Bu, mevcut seviyenin oldukça altında bir oran. Ancak bu olumlu eğilim, Türkiye'nin aylık artışları sınırlı tutup tutamayacağına bağlı.

Enflasyon ve faiz oranlarının ilişkisine bakacak olursak, geleneksel teori yüksek enflasyon oranları sırasında faiz oranlarını artırmayı önerir. Ancak geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan, tam tersi bir yaklaşım benimseyerek faiz oranlarını düşürmeyi tercih etmişti. Bunun sonucunda enflasyon daha da yükseldi. Ancak yeniden seçilmesinden bu yana politika değişti ve faiz oranları Haziran 2023’ten bu yana dokuz kez artırılarak %50’ye yükseltildi. Bu enflasyon ve faiz oranının yükselişidir.

 

İki oran, Eylül 2024’te kesişti.

Faiz oranları artık resmi enflasyon oranlarının çok üzerinde. Bu durum, Türkiye'de faiz oranlarının yeniden düşmeye başlayabileceği umutlarını artırsada. Ancak %50’lik faiz oranları, şirketler ve bireyler için borçlanmayı çok pahalı hale getiriyor. Kimse resmi rakamlarla borç aldığı paraya yıllık %50 – gayri resmi şekilde nerdeyse 2 katı faiz ödemek istemez. Bu durum, şirketlerin işlerini büyütmek için borç almaktan kaçınmasına neden oluyor ve bu da şirketlerin büyümesini yavaşlatıyor.

Enflasyondaki artışın diğer bir önemli nedeni, Türk lirasının zayıflığıdır. ABD doları ve Türk lirası arasındaki döviz kurunun son 5 yıldaki hareketi, Beş yıl önce 1 ABD doları yaklaşık 6 Türk lirası ederken, bugün bu oran 35 TL üzerindedir. Bu, liranın değerinin son 5 yılda yaklaşık altı kat düştüğü anlamına geliyor.

Son 12 aya bakacak olursak, bir yıl önce 1 ABD doları 29 Türk lirası civarında işlem görüyordu. Bu da Türk lirasının değerinin son bir yılda %20’den fazla düştüğünü gösteriyor. Türk lirasının değeri, Türkiye açısından büyük önem taşımaktadır çünkü Türkiye 22 yıllık savurgan borçlanma politikaları sonunda artık tamamen dışa bağlı bir ithalatçıdır. Türkiye, büyük miktarlarda yakıt ve gıda ithal etmektedir ve kendi talebini karşılayacak kadar üretim yapamamaktadır. Liranın değer kaybetmesi, bu ithalatların fiyatını artırmaktadır ve bu da Türkiye’deki insanlar için fiyatların daha da artması anlamına gelmektedir.

Bu, Türkiye’deki enflasyonun temel nedenlerinden biridir ve çözülmesi oldukça zordur. Türkiye’nin yaşadığı bir diğer büyük problem, yüksek dolarizasyon oranıdır, insanlar Türk lirasına olan güvenlerini kaybetmiş durumdalar ve bunun yerine Euro ve ABD doları gibi dövizlerle ödeme yapmayı tercih ediyorlar. Bu durum, Merkez Bankası’nın ekonomiyi kontrol etmesini daha da zorlaştırmaktadır.

 

Özet ve Sonuç

Türkiye’nin artık resmi olarak resesyonda olduğu.  Bu önemli bir dönüm noktası. Şimdiye kadar Türkiye, yüksek enflasyon oranları ve para biriminin değer kaybıyla mücadele ediyordu ancak GSYİH hala büyüyordu. Ancak son iki çeyrek boyunca GSYİH’nin küçülerek negatif bir seviyeye düştüğünü gördük. Bu durum Türkiye için büyük bir problem çünkü ekonominin büyümesi gerekiyor. Türkiye, üretim ve imalat üzerine kurulu bir ekonomi. Hammadde alıyor, bunu işleyerek ürünler üretiyor ve ihraç ediyor. Ancak GSYİH’deki düşüş, imalat sektörünün büyüme seviyelerini korumakta zorlandığını gösteriyor.

Enflasyon altı aydır düşüşte olması belki iyi bir haber çünkü enflasyonu kontrol altına almak ana hedeflerden biri. Ancak kötü haber şu ki, enflasyon hâlâ CİDDİ MİKTARDA GİZLENEN GERÇEK verilerine karşın resmi rakamlara göre %47’nin üzerinde ve dünya çapında yalnızca dört ülkenin enflasyon oranı Türkiye’den daha yüksek. Bu da Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ciddi bir sorun.

Aylık veriler, Kasım ayındaki aylık artış %2,2’ye düştü. Eğer Türkiye bu oranı koruyabilirse, Çok daha gerçekçi ENAG raporun göre % 157 enflasyon önümüzdeki yıl %30’un altına düşmesi hedeflense bile %30 bile oldukça yüksek bir oran. Türkiye Merkez Bankası, 2025’in sonuna kadar enflasyonu pekde gerçekçi olmayan %25’e indirmeyi hedefliyor. Bu resmi deyimler bile Türkiye’nin ekonomik problemlerini gözler önüne seriyor. Çünkü %25’lik bir enflasyon oranı, yaşam standartlarını korumak için maaşların en az %25 artmasını gerektirirki bu imkansız görünüyor. Ayrıca maaşların böyle bir oranda artırılması bile enflasyonu yeniden körükleyebilir. Çünkü insanlar daha fazla harcama yapmaya başlar, talep artar ve bu da fiyatların yükselmesine neden olur.

Türk lirasının değerine baktığımızda, HIZLA değer kaybının haftalık bazda devam ettiğini görüyoruz. Bu durum, Türkiye’nin ithalat maliyetlerini artırıyor ve ihraç edilen ürünlerin gelirleri bu maliyetleri karşılamaya yetmiyor. Türkiye hala ÇOK BÜYÜK MİKTARDA dış ticaret açığı veriyor ve bu açığı kapatmak büyük yatırımlar ve ekonomik büyüme gerektiriyor. Ancak şu anda hala ısrarla devam eden yanlış politikalar yüzünden böyle bir büyüme ihtimali maalesef görülemiyor.

Genel olarak, Türkiye yavaş ilerlemeye devam ederken. Enflasyonu yeterince hızlı düşüremiyor. Dolayısıyla Türkiye ekonomisinin artık resmi olarak resesyonda olması çok büyük bir sorun. Bu, özellikle imalat sektörü üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor ve BM – Dünyaca ‘Terorist’ olarak tescilli HTŞ gibi İsrail, PYD ve PKK …. gibi değişik guruplara parçalanmış Suriye’ye yıllardır bütçesinin çoğunu harcayan Türkiye ekonomisinin geleceği için önemli hayati bir risk oluşturuyor.

 

Kaynek: https://www.youtube.com/watch?v=10uuKblimhw

 

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort