emeklinin hedefi
Bölge bazında tanımlanacak olursa:
Karadeniz bölgesinin şehir merkezlerinde yaşayanları pek bilmem ama belli bir yaşın üstünde olup da köylerde yaşayanların hemen hepsine yakını şu veya bu şekilde emekli olup devletten maaş almaktadır.
Bunların ev kirası diye bir derdi yok. Gurbete çıkmadıklarına ve o köylerde yaşadıklarına göre bir miktar arazileri de var. Kimi çaydan kimi de fındıktan az veya çok bir gelir elde ediyor. Çoğu sebzeye, meyveye para vermez. Ahırda bir tane ineği, kümeste birkaç tavuğu var.
Şehrin pazarı olduğu gün köyünden çıkar, alışverişini yapar, sahibinin aynı siyasi görüşte olduğuna inandığı kahvehaneye giderek tanıdıklarını görür, bilebildiği ve aklının erdiği kadar siyaset konuşur, Recep Erdoğan’ın ne kadar büyük bir müslüman ve başarılı bir devlet adamı olduğu konusunda hep beraber anlaşmaya varıp sağlığına dua ederek akşama doğru köyüne döner.
Aylık on bin liralık gelir onun için çok büyük bir paradır.
Hepsini harcayamaz, para bile biriktirir. Yıllardan beri bu ülkeyi yönetenler ve onların güdümündeki din adamı kılıklı sahtekarlar ona, fakirliğin çok kutsal bir şey olduğunu, ölünce cennete gideceklerini, bu dünyada zengin olanların öbür dünyada hapı yutacağını, onun için haline şükredip fazla bir şey istememeleri gerektiğini aşılayıp ihtiyaçlarının sınırlı kalmasına neden oldular.
Emperyalist güçler tarafından kurgulanıp uygulamaya konulan eğitim programları sayesinde müspet ilimden koparılıp, azla yetinen ve çokça şükreden bireyler haline getirildiler. Şimdi, böyle bir toplumun bu yaşam tarzını bırakıp da alışkın olmadığı ve kendisine yabancı gelen başka bir şekle dönüşmesi kolay kolay mümkün olabilir mi?!..
Somut bir örnekle bitirelim;
Bilindiği gibi geçen yılki seçimlerden önce Kemal Kılıçdaroğlu, ramazan ve kurban bayramlarında emeklilere on beş bin lira ikramiye vereceğini söylemişti. Sayıları on beş milyon civarında olan ve hangi partiyi desteklerse onu iktidar yapabilecek güçleri bulunan emeklilerden yüzde kaçı Kılıçdaroğlu’na oy verdi?..
Çok büyük bir çoğunluğu bu on beş bin lirayı tepti ve Recep Erdoğan’ın toplam dört bin lirasına tav oldu ve bana bu kadarı yeter dedi.
Yani demem o ki hiç kimse, sadece Karadeniz’de değil diğer bölgelerde de, emeklilere güvenip iktidar hesapları yapmasın.
Herkes layık olduğu kişiler tarafından ve layık olduğu şekilde yönetilir…