Tarih şunu kanıtlamaktadır ki; her toplum kadına verdiği değere oranla gelişir ya da ilkelleşir...
İlhan Arsel
Başlık, girişteki sözü içinden aldığım 1987’de ilk baskısını yapan bir kitabın adıdır. Kitabın yazarı da sözün altındaki dev isimdir. İlk baskısını okuduğumda o kadar çok umutlanmıştım ki. Ama maalesef olmadı. Bırakın aydınlanmayı o zamanki alaca karanlığı bile koruyamadık. 15 yıl sonra “dindar nesiller yetiştireceğiz” vaadiyle bir partı iktidar oldu ve zifiri karanlığa gömdü ülkeyi. 22 yıldır da sürüyor o karanlık hikaye. Ve o hikayeyi daha çok kadınlar besliyor erkeklerden daha çok oy vererek. O kitabı okuyup da “dindar nesiller yetiştireceğiz” diyen bir partiye oy veren bir kadın olabileceğini aklım hayalım almıyor hala. Varsa eğer yarım akıllı olduğunu söylemek o kitabın içinden çıkacak bir sonuç olacaktır ama ben o sonucu buraya yazmayacağım. O kadar şeytanlıkları planlayıp uygulayan kadın yarım akıllı olmaz olamaz olmamalı diye düşünüyorum çünkü…
Yazacak başka bir şey bulamadığım için bu yazıyı yazmıyorum. Aslında her gün bunu yaz diyen onlarca olayla karşılaşıyoruz, onlarcasını da yazılı görüntülü basından izliyoruz ama bana ne diyoruz. Son zamanlarda sokaklarda, hatta adliye binalarında bile şeriat gösterileri düzenleniyor ya. Hata hatta Anıtkabir’de bile. Ülkenin Cumhurbaşkanı da çıkıp “şeriata karşı çıkanlar, aslında İslam’ın kendisine karşı çıkıyorlardır” diyerek eleştirilere yanıt veriyor ya. Yani kendim bile kendimi tutamadım ve mecbur kaldım işte bunları yazmaya…
Aslında, düşüncelerini onları anlamayacak insanlara göstermek diye bir derdi olmamalı bir insanın. Ama birilerine de anlatmak hatta gözüne sokmak gerekiyor işte…
Bak Sayın Cumhurbaşkanı. Evet, aslında İslamın kendisine de karşıyım ben. Ne olmuş yani karşıysam. Beni bununla korkutup şeriatı kabul ettirecebileceğini mi sanıyorsun. Eğer amacın islam karşıtı görünüyor olmaktan korkacak olan insanları bu şekilde korkutup şeriata mecbur etmek ise ki kesinlikle öyle, ama onda da yanılıyorsun sayın Cumhurbaşkanı. Bu yanılgın cehaletinden mi kaynaklanıyor narsistliğinden mi bilemiyorum, orası beni aşıyor işte. Ama bir şeyi çok iyi biliyorum. İslam şeriat demek değildir, yani doğru bir yalan bul kendine. Bir de zaten senin şeriat ya da islam diye bir derdin de yok ki. Bunu hepimiz biliyoruz, sen de bildiğimizi biliyorsun. Cumhuriyete ve Atatürk’e açtığın savaşta bütün barutunu kullanıyorsun, hepsi bu…
Şimdi de siz bakın güzel kardeşlerim. Cihad kelimesi Arapça "mücadele" kökünden gelir ve günümüz Türkçe’sinde de "İslam uğruna savaşma" anlamında kullanılır çoğunlukla. Kur’an-i Kerim’de de bir çok yerde geçer. Cihadda hırsızlık, gasp, talan, zina, tecavüz gibi fiiller suç kabul edilmez. Ve savaştan sonra her şey de ganimettir. Kadın bile...
Bugün Türkiye’de Cumhuriyete demokrasiye ve özgürlüklere karşı sürdürülen savaş da AKEPE anlayışına göre bir cihaddır. O yüzden hiç bir AKEPEli hırsız değildir, soyguncu değildir, gerici değildir. Tecavüzcü hiç değildir. Tecavüzcülerin hırsızların soyguncuların ceza almamaları da sadece bu yüzdendir.
Her şeyi biraz açıklayabiliyorum ama tecavüze uğrayan kadınların tecavüz eden erkeklerden daha çok AKEPEli olmalarının nedenini bulamıyorum ve açıklayamıyorum işte...
Bilmediği yerde de susmalı insan…