Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Davut HACIHASANOĞLU
Köşe Yazarı
Davut HACIHASANOĞLU
 

Okul Günleri

      Eğitimli insanlar yapabileceklerinden fazlasını söylemeye utanırlar… Konfüçyüs Abileri gibi minik minik çocuklarımız da okula başladılar geçen hafta. Onları elinden tutup okula götüren veli anne babalar çocukları istiklal marşı için düzen alırken birbirleriyle çocuklarını yarıştırdılar.  Benimki harfleri öğrendi okula başlamadan. O da iş mi benimki okuma yazmayı da öğrendi diyor diğeri. Daha başarılı olduğunu göstermek istercesine benimki çarpım tablosunu da ezbere biliyor diyor öbür diğeri.  Nerdeyse üçüncü dereceden üç bilinmeyenli denklem çözüyor benimki diyecek kadar iyi (!) yetiştirmemişler çocuklarını. Ey eğitimsiz veliler, çocuklarınız harfleri okula başlama yaşından önce öğrenecek olsaydı bilim onların okula başlama yaşını o yaş olarak belirlerdi. Bırakın çocuklarınız çocukluğunu yaşasınlar, okula başlayınca öğrensinler harfleri rakamları. Siz onlara çocukluğunu yaşatın, Hayat her şeyi yaşında öğretir. Neyse uzatmayalım. Gelin şimdi velileri dışarıda kendi sidik yarışlarında bırakıp öğrencilerle sınıflara girelim…. Sevgili öğretmenim, her şeyi silbaştan yapan yeni bir Milli Öğretim Bakanı (eğitim demiyorum, çünkü bizim bakanlığımızın sisteminde eğitim diye bir şey yoktur) ile başladım yeni öğretin yılına biliyorum o güzelim çocukları yarıştıran sen değilsin. Çünkü seni de yarış atı gibi koşturan bir sistemin elemanısın sen. Okulunun adını bozamamışlardı ama gittiğin dershanenin adı MARATON’du, ya da savaşa gider gibi gitmiştin ZAFER isimli dershaneye.  Şimdi gel az da olsa itiraz et seni yarış atı gibi koşturan sisteme. Programında olmayan şeyler öğret o yalanla dolanla iftirayla dolmamış kirlenmemiş tertemiz beyinlere… Mesela “bal tutan parmağını yalar”ı değil “gül veren elde gül kokusu kalır”ı öğret onlara, “Her koyun kendi bacağından asılır”ı değil “herkes her şeyden sorumludur”u öğret onlara mesela, “Dereyi geçene kadar ayıya dayı diyeceksin”i değil dürüstlüğün en namuslu siyaset olduğunu öğret onlara, Her devrin adamı olmayı değil her devirde adam olmayı öğret onlara, Ayaklarını yorganlarına göre uzatmayı öğretme onlara sakın. Bırak dilediği gibi uzatsınlar ayaklarını. Belki kendi karanlıklarına ışık olmayı öğrenirler, Namusuyla alın teriyle kazanılan 1 kuruşun çalınan 100 liradan çok daha bereketli olduğunu öğret onlara. Bir de paradan çok daha değerli şeylerinin olması gerektiğini… Gerisini onlar halleder, merak etme sen… Konfüçyüs’ün sözüne dönersek. Eğitimsiz bir toplum olduğumuz için yönetenlerimiz de yönetmeğe aday olanlarımız da bol keseden atarken hiç utanmıyorlar. Sadece onlar mı..? Onları utandıracak seçmenleri de yok…

Okul Günleri

 

 

 

Eğitimli insanlar yapabileceklerinden fazlasını söylemeye utanırlar…
Konfüçyüs

Abileri gibi minik minik çocuklarımız da okula başladılar geçen hafta. Onları elinden tutup okula götüren veli anne babalar çocukları istiklal marşı için düzen alırken birbirleriyle çocuklarını yarıştırdılar.  Benimki harfleri öğrendi okula başlamadan. O da iş mi benimki okuma yazmayı da öğrendi diyor diğeri. Daha başarılı olduğunu göstermek istercesine benimki çarpım tablosunu da ezbere biliyor diyor öbür diğeri.  Nerdeyse üçüncü dereceden üç bilinmeyenli denklem çözüyor benimki diyecek kadar iyi (!) yetiştirmemişler çocuklarını.

Ey eğitimsiz veliler, çocuklarınız harfleri okula başlama yaşından önce öğrenecek olsaydı bilim onların okula başlama yaşını o yaş olarak belirlerdi. Bırakın çocuklarınız çocukluğunu yaşasınlar, okula başlayınca öğrensinler harfleri rakamları. Siz onlara çocukluğunu yaşatın, Hayat her şeyi yaşında öğretir. Neyse uzatmayalım. Gelin şimdi velileri dışarıda kendi sidik yarışlarında bırakıp öğrencilerle sınıflara girelim….

Sevgili öğretmenim, her şeyi silbaştan yapan yeni bir Milli Öğretim Bakanı (eğitim demiyorum, çünkü bizim bakanlığımızın sisteminde eğitim diye bir şey yoktur) ile başladım yeni öğretin yılına biliyorum o güzelim çocukları yarıştıran sen değilsin. Çünkü seni de yarış atı gibi koşturan bir sistemin elemanısın sen. Okulunun adını bozamamışlardı ama gittiğin dershanenin adı MARATON’du, ya da savaşa gider gibi gitmiştin ZAFER isimli dershaneye. 

Şimdi gel az da olsa itiraz et seni yarış atı gibi koşturan sisteme. Programında olmayan şeyler öğret o yalanla dolanla iftirayla dolmamış kirlenmemiş tertemiz beyinlere…

Mesela “bal tutan parmağını yalar”ı değil “gül veren elde gül kokusu kalır”ı öğret onlara,

“Her koyun kendi bacağından asılır”ı değil “herkes her şeyden sorumludur”u öğret onlara mesela,

“Dereyi geçene kadar ayıya dayı diyeceksin”i değil dürüstlüğün en namuslu siyaset olduğunu öğret onlara,

Her devrin adamı olmayı değil her devirde adam olmayı öğret onlara,

Ayaklarını yorganlarına göre uzatmayı öğretme onlara sakın. Bırak dilediği gibi uzatsınlar ayaklarını. Belki kendi karanlıklarına ışık olmayı öğrenirler,

Namusuyla alın teriyle kazanılan 1 kuruşun çalınan 100 liradan çok daha bereketli olduğunu öğret onlara. Bir de paradan çok daha değerli şeylerinin olması gerektiğini…

Gerisini onlar halleder, merak etme sen…

Konfüçyüs’ün sözüne dönersek. Eğitimsiz bir toplum olduğumuz için yönetenlerimiz de yönetmeğe aday olanlarımız da bol keseden atarken hiç utanmıyorlar. Sadece onlar mı..? Onları utandıracak seçmenleri de yok…

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort