Satala 15. Roma Garnizonu
Yaşadığımız topraklar gibi Bizi BİZ yapan - Tarihimizi, Geçmişimizi bilmek ŞART ilkesiyle, DOĞA TARİH’ in bu son kültür gezisi Kelkit’in Satala (Sadak) yerleşimine Havva Tosun liderliğinde ve Tarih öğretmeni Esin Saraçoğlu rehberliğinde yapıldı.
Satala tarihsel açıdan çok önemli bir yer. Roma’nın doğu sınırının güvenliği için kurulmuş. Roma imparatoru Vetvesanus’ un doğu sınırını Partlar’a ve Sasaniler’e karşı güçlendirmek için kurduğu dört lejyon garnizonundan ayakta kalan tek merkezi. Tarihi kaynaklara göre, ilçe merkezine 28 kilometre uzaklıkta bulunan ve Roma İmparatorluğu döneminde kurulan kent, antik dönemde garnizon olarak kullanılmasının yanı sıra Anadolu ve Kapadokya’dan Karadeniz’e geçen askeri yolların birleştiği nokta görevini üstlendi.
Geride ne kaldı?
Roma İmparatorluğu’nun stratejik karakol olma görevini üstlenen kentin bulunduğu topraklar tarihte Urartu, Asur, Makedonya, Roma ve Bizans medeniyetlerinin
hakimiyetinde kaldı. Roma İmparatorları Trajan ve Hadrian tarafından da ziyaret edilen Satala Antik Kenti’ne, 15. yüzyılda su getirmek için 47 gözlü su kemeri inşa edilmesine rağmen, günümüze sadece bir kemer ayakta kaldı.
“ Coğrafya kaderimizdir”demiş büyük bilge İbn-i Haldun……evet çok güzel bir tespit. Bugün Sadak köyünün sokaklarında dolaşırken ,ahır, ev ve bahçe duvarlarının nerdeyse tamamında Satala Garnizonun taşlarının kullanıldığını görebilirsiniz. Çünkü bu bölgeye yıllar sonra gelenler çevrede bulunan yıkıntılardaki taşları ihtiyaçları için çeşitli alanlarda kullanmışlardır.Bölge deprem bölgesi ..istilaların ,işgallerin yoğun yaşandığı bölge ve halk eğitimsiz ve yoksul.Bu yüzden onları kınayamıyoruz.
Sadak köyünün..
Fayansçı Fikri Ustaya Evinin duvarındaki Latince taş bloğun ne anlama geldiğini ve temel duvarındaki blok taşları sordum, cevap çok ilginçti: Ben bu titizlikte ve düzgünlükte yapamam, şeklinde oldu. Satala’ da kazı çalışmaları çok yeni. Kazı çalışmaları yeni başlamış. Arkeolojik kazılar için, iğneyle kuyu kazmak deyimi boşuna değildir. Bu bize, kazı çalışmalarının kuyumcu titizliğinde ne kadar titiz yapıldığını gösterir. Satalada’ki kazı çalışmalar onlarca yıl sürebilir. Yine de bazı teknikler kullanılarak üç boyutlu animasyonları, buluntuların da katkısıyla bir yapıya dönüştürülebiliyor.
Yapılan kazı çalışmaları Gümüşhane’ye büyük bir zenginlik kazandıracaktır. Bu antik kent insanlığın ortak mirası olarak gün yüzüne çıkacak ve insanlığın ortak kullanımına sunulacaktır. Bu antik kent bizim coğrafyamız ve ülkemiz için önemli bir değerdir. Önce kendi halkımızın ,sonra bütün dünyanın bu zengin geçmişi farkedeceğini ve bu güzel coğrafyayı görebileceğini umut ediyoruz.
Arkeologlar buluntular üzerinden yaptıkları ilk değerlendirmelerde antik Satala kentinde bulunan ayak izleri ile burada erken Bronz Çağına kadar yerleşim alanı olduğunu görmek mümkündür yorumunu yapıyorlar. Roma İmparatorluğu’nun doğusundaki ayakta kalan tek lejyon kalesinin, ilk kazıda lejyonun Komuta merkezi ve orta Bizans’a tarihlenen yapıya ulaşıldığını ifade ediyorlar. Ülkemizde dört lejyon kalesi var; biri baraj altında, Malatya Battal Gazi yerleşim alanında kaldı.
Satala’nın ilerleyen kazı çalışmalarında elde edilecek buluntuların katkısıyla yapılabilecek üç boyutlu tasarımı aracılığıyla Satala’ ya can verildiğinde bölge turizmine büyük katkı vereceği gözüyle bakılıyor. Bu bölgeden çıkarılan eserlerin bir bölümü Erzurum Arkeoloji müzesinde sergilenirdi.Ne yazık ki o müze şu an kapatılmış ve eserler depolarda….bir kısmı da Gümüşhane müzesinin bahçesinde ziyaretçilerini bekliyor.
Tabi oradaki tadilat çabuk biterse.