Yar ağladı ben ağladım.
Üstad Altaylı'nın bugünkü konuğu Nobel ödüllü iktisatçı Daron Acemoğlu idi.
Derdi Türkiye olan Altaylı elbet de ekonomi ağırlıklı sorular hazırlamıṣtı. Acemoğlu rakamlar ile sıkmak yerine "TR nin kurtuluṣu, CB ṣivesi ile ṣu kadar dölarra bağlı" yerine, dünya gerçeklerini masaya yatırdı.
Uzak doğu gerçeklerini, kalabalık nüfusların, Türkiye ye kıyasla beyin göçündeki etkileṣimini vurguladı. Öyle ya, Çin ve Hindistan beyin göçünü ülke lehine çeviriyor, Türkiye ülkeden ayrılanı temelli kaybediyor; uluslararası lobi gücümüz/zayıflığımız bunun kanıtı değilmi!
Ülkenin ekonomik darboğazdan çıkması için, illede eğitimli kalifiye insan, katma değeri yüksek ürün, bu ürünü pazarlamak için 1. sınıf tüccar ve ülkeye olan güvenin tesis edilmesi için berrak sular gibi akan yargı ṣart değilmi?
Tam da bu bağlam da, Altaylı sesi titreyerek sordu: "Türkiye batmıṣ nasıl kurtulur?".
Acemoğlu, ṣu kadar milyar yerine, eğitim, yargı, teknoloji dedi.
En acısı da, elimizde ki en değerli varlığımız olan ZAMAN ı 15 sene ile sınırlandırdı. Kaybolan para yerine konulabilir, biraz fazla terleriz o kadar, ancak 2000 den günümüze müsrifce harcadığımız zaman'ı yerine koymak kolay mı...
Keṣke , Türkiye nin en fazla para harcayan kiṣisi ulaṣtırma bakanı değil de, Milli Eğitim Bakanı olsa idi.
2000 de dünyaya gelen çocuk bugün iṣ hayatına adım atacak yaṣta, 2000 de 7 yaṣında olan genç bugün mesleki kariyerinin en verimli sürecinde.
Türkiye maalesef, telafisi mümkün olmayan 24 koca yılı kaybetti...
Bu gerçekler karṣısında Üstad Altaylı, hem de çok samimi ṣekil de ağladı, ben de eṣlik ettim,.
Siz hala gülebiliyormusunuz?