Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Davut HACIHASANOĞLU
Köşe Yazarı
Davut HACIHASANOĞLU
 

İKİ İYİ İNSAN

  İyi insan ol; fakat bunu kanıtlamak için zaman harcama...                                         T. S. Eliot Tilki kim, nerede dönüp dolaşır, nereye gelir, kürkçü dükkanı nerede, sıla nere gurbet nere birbirine karıştırılmış bir hayattan bakıyorum insana ve insanlığa. Bir süredir de doğduğum toprakları arşınlıyorum… Ve en çok Sürmene dolaylarında dolaşıyorum. Nedendir bilinmez ama sanki bir şeyler arıyor gibiyim. Belki de iyi insanlar. İyi insanlar ararken de sadece ruhlarını bulmuş gibiyim... Belki onlardan çok daha başarılı,  çok daha zengin, yatları katları gemicikleri olan insanlar gördü bu topraklar ama onlar gibi vatanını milletini seven namuslu insanları çok az gördü. Anılarına saygıyla..: İkisi de Sürmene’nin Köprübaşı köyünde doğdu, yedi ay arayla. Aynı sokaklarda oynayarak büyüdüler. Aynı ilkokulda başladılar okumaya. Okuyup adam oldular sonra. Okumasalar da adam olacaklardı zaten. Çünkü insan doğarken ya delikanlı adam olarak doğar ya da kanı bozuk kahpe. Yani sonradan adam olmaz kahpe; görüyoruz olmuyor da… Yıllar sonra birgün yedi ay küçük olanı Maliye Bakanı koltuğunda otururken arar büyüğünü. Büyüğü Erzincan’da Vali koltuğunda oturmaktadır. Aslında pek oturduğu  da yoktur. Depremle yerle bir olan Erzincan’ı yeniden inşaa etmektedir her şeyiyle... “Ne var ne yok Erzincan’da” diye sorar küçüğü. Uzun uzun Erzincan’ın sıkıntılarını anlatır büyüğü ve para ister ülkenin veznedarından. Erzincan’la çok ilgiliyim o zamanlar. İçinde bir yarim vardır çünkü. (Neyse geçelim gönül işlerini, yar da orada yara olarak kaldı zaten) Aralarındaki konuşma şöyle sonlanır iki çocukluk arkadaşının : A. K. : Yeter bu kadar valilik. Bırak gel birlikte siyaset yapalım... R. Y. : Yapamam kardeşim. Önce sen o partiye Genel Başkan ol sonra söz... Yedi ay arayla doğan bu iki güzel insan on yıl arayla aynı merkezden planlanan kaza süslü cinayetlerle gittiler bu dünyadan. Bu ülkede namuslu insanlar çok sevilmişlerdir ama hiç istenmemişlerdir. Onlar da halk tarafından çok sevildiler ama birileri tarafından hiç istenmediler işte... Niye istenmez iyi insanlar ya da kimler niye istenir? Kimlerin istemediğini anlamak için kimlerin istendiğine bakmak gerekir… Şiiri, türküyü, eşitliği, özgürlüğü, adaleti  sevmeyen, utanması olmayan insanlar istenir bizim ülkemizde. Çünkü yaraları yoktur onların, yaraladıkları vardır. O yüzdendir ülkemizin şairlerinin, ozanlarının, özgürlük savaşçılarının, insan hakları savunucularının ve utanmayı bilen insanlarının ya içerde ya da sürgünde ömür tüketmeleri... Büyük olana Süper Vali dendi uzun yıllar. O da zamanın adam gibi bir televizyon kanalında şunları söyledi. Kanal aynı, program yapan adamlar aynı ama şimdi o kanalda bunları söyleyemezsiniz. Sadece o kanalda değil hiçbir yerde. Yeni Türkiye dedikleri de bu oluyor işte..: -- “Mezarıma hür demokrat adam gibi  bir ülkede yaşayamadan gitti yazın” demişsiniz. Hala öyle mi düşünüyorsunuz..? --Evet, yani bu kıvırtma vaziyetlerinin, şahsiyet olarak kıvırtma vaziyetlerinin olmadığı, özgür, hukukun üstün olduğu, faili meçhullerin olmadığı, eşkıyalığın olmadığı,çetelerin olmadığı, faili meçhul cinayetlerin olmadığı özgür bir ülkede yaşamak isterim. Ama bu özlem ile ölürsem ki öyle olacak, öyle görünüyor. Çünkü sevgili halkımızın bu anlamda ciddi bir talebi, ciddi bir dayatması yok. Ne demokratik sivil örgütlerin, ne sivil inisiyatifin böyle bir derdi yok çok şükür. Onların ne derdi var? Birileri bizi kurtarsın, işte kurtarıyorlar bizi zaten. Ben mezar taşıma bunu vasiyet edeceğim. Ve böyle bir ülkede yaşayamadan gitti. Çünkü bunları anlattığımız zaman ‘efendim batı standartları bize göre değil’ peki 130 yıllık batılılaşma macerası ne oluyor o zaman, Uganda’yla Tanzanya’yla beraber olalım o zaman, onlarla bir pakt imza edelim madem öyle. Yani tüketim tarzında hiçbir çekince koymuyoruz, Avrupalılar’dan daha yakışıklı daha güzel giyiniyoruz, çok güzel ama onlar gibi yönetilemiyoruz, onlar gibi üretemiyoruz. Peki niye o zaman bir konuda tamam deyip, efendim bizim şartlarımız ülkenin milleti ile, ülkesi ile bölünmez bütünlüğü… uyaa bunlar boş laflardır… Adam gibi adam olmanın yollarını, yöntemlerini hep birlikte bulacağız, yazıktır günahtır. Gün hızla gidiyor aramızdaki mesafe hızlı açılıyor. 15 milyon genç okula başladı. Bu 15 milyon ne olacak? Ülkenin alt yapısı ne olacak? enflasyon ne olacak? Bunlar kimi ilgilendiriyor. Bizi. Biz ne yapıyoruz? Günün 24 saatini kurtardık elhamdülillah. Allah kolaylık versin… Bazen sonucu okuyucuya bırakmak güzeldir…

İKİ İYİ İNSAN

 

İyi insan ol; fakat bunu kanıtlamak için zaman harcama...

                                        T. S. Eliot

Tilki kim, nerede dönüp dolaşır, nereye gelir, kürkçü dükkanı nerede, sıla nere gurbet nere birbirine karıştırılmış bir hayattan bakıyorum insana ve insanlığa. Bir süredir de doğduğum toprakları arşınlıyorum…

Ve en çok Sürmene dolaylarında dolaşıyorum. Nedendir bilinmez ama sanki bir şeyler arıyor gibiyim. Belki de iyi insanlar. İyi insanlar ararken de sadece ruhlarını bulmuş gibiyim...

Belki onlardan çok daha başarılı,  çok daha zengin, yatları katları gemicikleri olan insanlar gördü bu topraklar ama onlar gibi vatanını milletini seven namuslu insanları çok az gördü. Anılarına saygıyla..:

İkisi de Sürmene’nin Köprübaşı köyünde doğdu, yedi ay arayla. Aynı sokaklarda oynayarak büyüdüler. Aynı ilkokulda başladılar okumaya. Okuyup adam oldular sonra. Okumasalar da adam olacaklardı zaten. Çünkü insan doğarken ya delikanlı adam olarak doğar ya da kanı bozuk kahpe. Yani sonradan adam olmaz kahpe; görüyoruz olmuyor da…

Yıllar sonra birgün yedi ay küçük olanı Maliye Bakanı koltuğunda otururken arar büyüğünü. Büyüğü Erzincan’da Vali koltuğunda oturmaktadır. Aslında pek oturduğu  da yoktur. Depremle yerle bir olan Erzincan’ı yeniden inşaa etmektedir her şeyiyle...

“Ne var ne yok Erzincan’da” diye sorar küçüğü. Uzun uzun Erzincan’ın sıkıntılarını anlatır büyüğü ve para ister ülkenin veznedarından. Erzincan’la çok ilgiliyim o zamanlar. İçinde bir yarim vardır çünkü. (Neyse geçelim gönül işlerini, yar da orada yara olarak kaldı zaten) Aralarındaki konuşma şöyle sonlanır iki çocukluk arkadaşının :

A. K. : Yeter bu kadar valilik. Bırak gel birlikte siyaset yapalım...

R. Y. : Yapamam kardeşim. Önce sen o partiye Genel Başkan ol sonra söz...

Yedi ay arayla doğan bu iki güzel insan on yıl arayla aynı merkezden planlanan kaza süslü cinayetlerle gittiler bu dünyadan. Bu ülkede namuslu insanlar çok sevilmişlerdir ama hiç istenmemişlerdir. Onlar da halk tarafından çok sevildiler ama birileri tarafından hiç istenmediler işte...

Niye istenmez iyi insanlar ya da kimler niye istenir? Kimlerin istemediğini anlamak için kimlerin istendiğine bakmak gerekir…

Şiiri, türküyü, eşitliği, özgürlüğü, adaleti  sevmeyen, utanması olmayan insanlar istenir bizim ülkemizde. Çünkü yaraları yoktur onların, yaraladıkları vardır. O yüzdendir ülkemizin şairlerinin, ozanlarının, özgürlük savaşçılarının, insan hakları savunucularının ve utanmayı bilen insanlarının ya içerde ya da sürgünde ömür tüketmeleri...

Büyük olana Süper Vali dendi uzun yıllar. O da zamanın adam gibi bir televizyon kanalında şunları söyledi. Kanal aynı, program yapan adamlar aynı ama şimdi o kanalda bunları söyleyemezsiniz. Sadece o kanalda değil hiçbir yerde. Yeni Türkiye dedikleri de bu oluyor işte..:

-- “Mezarıma hür demokrat adam gibi  bir ülkede yaşayamadan gitti yazın” demişsiniz. Hala öyle mi düşünüyorsunuz..?

--Evet, yani bu kıvırtma vaziyetlerinin, şahsiyet olarak kıvırtma vaziyetlerinin olmadığı, özgür, hukukun üstün olduğu, faili meçhullerin olmadığı, eşkıyalığın olmadığı,çetelerin olmadığı, faili meçhul cinayetlerin olmadığı özgür bir ülkede yaşamak isterim. Ama bu özlem ile ölürsem ki öyle olacak, öyle görünüyor. Çünkü sevgili halkımızın bu anlamda ciddi bir talebi, ciddi bir dayatması yok. Ne demokratik sivil örgütlerin, ne sivil inisiyatifin böyle bir derdi yok çok şükür. Onların ne derdi var? Birileri bizi kurtarsın, işte kurtarıyorlar bizi zaten. Ben mezar taşıma bunu vasiyet edeceğim.

Ve böyle bir ülkede yaşayamadan gitti. Çünkü bunları anlattığımız zaman ‘efendim batı standartları bize göre değil’ peki 130 yıllık batılılaşma macerası ne oluyor o zaman, Uganda’yla Tanzanya’yla beraber olalım o zaman, onlarla bir pakt imza edelim madem öyle. Yani tüketim tarzında hiçbir çekince koymuyoruz, Avrupalılar’dan daha yakışıklı daha güzel giyiniyoruz, çok güzel ama onlar gibi yönetilemiyoruz, onlar gibi üretemiyoruz.

Peki niye o zaman bir konuda tamam deyip, efendim bizim şartlarımız ülkenin milleti ile, ülkesi ile bölünmez bütünlüğü… uyaa bunlar boş laflardır… Adam gibi adam olmanın yollarını, yöntemlerini hep birlikte bulacağız, yazıktır günahtır. Gün hızla gidiyor aramızdaki mesafe hızlı açılıyor. 15 milyon genç okula başladı. Bu 15 milyon ne olacak? Ülkenin alt yapısı ne olacak? enflasyon ne olacak? Bunlar kimi ilgilendiriyor. Bizi. Biz ne yapıyoruz? Günün 24 saatini kurtardık elhamdülillah.

Allah kolaylık versin…

Bazen sonucu okuyucuya bırakmak güzeldir…

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort