Başlığı öyle atınca, ‘öter turna’ diye türküye devam edip sonra da bir yerde turnanın sesini keserek sezonu bitirebilirdim aslında. Ama hiç sevmem o türküyü…
Nedir yani şimdi..? Allah aşkına nasıl bir türküdür bu yaa..?
Pınar başı burma burma
Yar yar yar amman
Yaz gelince öter turna
Leylim leylim leylim amman
Çayırda buldum seni
Ellere vermem seni
Kendime alsam seni
Sineme şarsam seni
Turna pınara su içmek için gider. Ötmek için pınar başına niye gitsin ki..? Ayrıca pınarla yazın da ne alakası var Allah aşkına. Pınardan plaj olur mu, hayır olmaz. Mevsimlik meyve midir, yine hayır. Her mevsim su içilir ondan. Yare gelince. Çayırda git salyangoz ara, bulamazsan solucan bulursun. Niye çayırda arıyorsun ki yari..! Gerçekten neyi geveliyorsun yaa..? Yok kucağına alırmış da, yok sinesine sararmış da… Alla Allaa… Sevişmek istiyorsan git adam gibi söyle…
Bak ben söylüyorum, birkaç ay yokum. Dağ bayır, dere tepe, deniz okyanus, şehir ülke kıta gezip; dönüp dolaşıp geleceğim yine kürkçü dükkanına. Sanki diğer mevsimler başka bir şey yapıyormuşum gibi…
Laf aramızda ben de geveledim şimdi. Sadece yazları yazmak istemiyorum diyecektim. Hepsi bu kadar aslında…
Sevgiye, dostluğa, aşka bulanmış güzel bir yaz diliyorum hepinize. Ama hak ettiğiniz kadar…
Yazdan sonra görüşmek umuduyla…
Dostça ve hoşça kalın…