Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Ömer Faruk Demirkır
Köşe Yazarı
Ömer Faruk Demirkır
 

Kemal Okuyan yeni çözüm süreci

        Kemal Okuyan'dan 'Yeni Çözüm Süreci' açıklaması TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan'la Abdullah Öcalan'ın çağrı sonrası oluşan zemini değerlendirdi. Okuyan, "Kürt sorununa cumhuriyetin yol açtığı iddiası absürttür. Bin yıl öncesine referansla çözüm üretemezsiniz. Asıl mesele şu ki, masanın iki tarafında da cumhuriyetle derdi olanlar var. " dedi. 04 Mart 2025  Doğan'ın "Mektup amacına ulaşır mı, PKK silah bırakır mı?" sorusuna TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Birilerinin elinde yol haritası var ama birden fazla harita var" yanıtını verdi. Türkiye ve bölgedeki siyasi aktörlerin sürece etkisinin gelişmeleri değiştirebileceğine dikkat çeken Okuyan, mektubun beklenen bir içerikte olduğunu vurguladı, yaşananların bir sürecin sonu değil, başı olduğunu söyledi. Okuyan, mektubun Kürt sorununun temelinin sosyalizm ve cumhuriyet olduğuna işaret eden bölümüne ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "İnsanlık ileriye doğru gitmeye çalışıyor. Ömrünü tamamlamış bir Osmanlı İmparatorluğu ve bir sıçrama olan Cumhuriyet var. Bizim bu cumhuriyette bugün bile değerli bulduğumuz unsurlar var. Bunun üzerini örtecek bir cumhuriyet tarihi olmaz. Örneğin Fransız Devrimi'nin değerini kimse sorgulayamaz ama sonrasına bakıp Fransız Devrimi'ni karalayabilir misiniz? Türkiye’de bu yapılıyor.   'KARDEŞLİĞİN ZEMİNİNİ SOSYALİZM VE CUMHURİYET KARŞITLIĞIYLA GÜÇLENDİREMEZSİNİZ' İddia şu: 'Cumhuriyet Kürtleri dışlayarak doğdu.' Bu kısmen doğru. Yine bir ulus devlet projesi şeklinde Kürtleri içine çeken çözüm mümkündü. Ama o çözüm bugün ne kadar bu sorunu dile getirenlerin çözümü olurdu, o ayrı. Çünkü o zaman aşiret yapısı darmadağın edilirdi. Bu yaklaşım dahi sakat. Tarihte, 'alternatif neydi?' diye bakılır. Yani cumhuriyet bir ilerleme, Osmanlı'dan bir kopuştur. Kürt sorununa cumhuriyetin yol açtığı iddiası absürttür. Bin yıl öncesine referansla çözüm üretemezsiniz. Asıl mesele şu ki, masanın iki tarafında da cumhuriyetle derdi olanlar var. O yüzden de top cumhuriyete atılıyor. Ancak Türkiye’de kardeşliğin zeminini sosyalizm ve cumhuriyet karşıtlığıyla güçlendiremezsiniz. Sovyetler Birliği'nin varlığı yalnızca Öcalan'ı değil diğer aktörleri de dengeli hareket etmeye itiyordu. Rahatlıkla söyleyebiliriz, hiçbir zaman marksist değillerdi. Böyle düşünenler gelinen noktayı değerlendirsin."   'BİN YIL' VURGUSUNUN SEBEBİ NE? "Yeni süreç" tartışılırken "bin yıl" öncesine referans verilmesinin altını çizen TKP Genel Sekreteri, "Bugünkü Türkiye dışında bir olgu olarak Türk-Kürt kardeşliği gündemde tutuluyor, bu tehlikeli" dedi. "Artık bu süreç hegemonya kurmanın bir sonucudur" diyen Okuyan, AKP'nin de daha önce işaret ettiği gibi bölgede farklı Kürt siyasi hareketlerinin doğacağını belirtti. Bu alanda siyasi rekabetin artacağını söyleyen Okuyan, "Örneğin Barzanicilik hiç bu kadar destek bulmamıştı" şeklinde konuştu. Okuyan "bin yıl" vurgusuna ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Türkiye sınırlarının dışında sürmekte olan bir süreç var ve kapalı sürüyor. Herkes bir şeyler söylüyor ve anlamaya çalışıyor. Masa varsa taraflar vardır, pazarlık vardır. Bu tarz durumlarda en iyi yöntem şudur: Masa varsa 'taraflar nerede buluşuyor' diye bakılır. 'Kardeşlik' soyut bir laf, peki nerede ortaklaşabilirler? Kalkış noktaları farklı olsa da cumhuriyet veya sosyalizm karşıtlığında buluşabilirler. Bir diğeri ise şu, Türkiye'nin bölgede bu sorun çözülürse güçleneceği de taraflarca dillendirildi. Ayrıca ortak noktaları Suriye. Ülkedeki rejim değişikliği konusunda Kandil ve AKP arasında uyum vardı. Bir diğer ortaklıksa İran karşıtlığı."   'SÜREÇTE TOPLUMU HEYECANLANDIRACAK BİR UNSUR YOK' TKP’nin sürece itirazına da açıklık getiren Kemal Okuyan, "Silahların susmasına neden itiraz edelim. Asıl mesele az önce konuştuğumuz ortaklıklar, hedef. Bunların hepsiyle sorunumuz var" dedi. Süreçte "demokrasi" adına bir şey olmadığını, toplumu heyecanlandıracak bir unsur bulunmadığını kaydeden Okuyan, "Türkiye’de ülkeyi aydınlığa taşıyacak bir süreç olsa her şey yapılsın arkasında duralım. Ama muhalefet biçimle ilgileniyor, konunun özünü konuşmuyor" diye konuştu.   'CUMHURİYET BELİRSİZLEŞTİRİLSE BÖLGE, TARİHİN EN UZUN SAVAŞLARINA GİRER' Okuyan, şunları söyledi: "Diyelim bu süreç başarılı oldu ve Anayasa'da değişikliğin de önünü açtılar, cumhuriyet belirsizleştirildi. Yayılıyoruz diye sınırlar da belirsizleştirilecek. Türkiye egemenlik alanı nereler, belli olmayan bir ülkeye dönüştürülüyor. Bunlar ciddi meseleler. Bunun ağır sonuçları olur. Türkiye Cumhuriyeti'nin zemini ortadan kalkar. Ülkenin içe ya da dışa dönük değişiminin tartışıldığı bir anda bölge tarihin en uzun savaşlarına girer. İster fetihçilik isterse devrimcilik adına yapılmış olsun, aynı yere hizmet eder. Toplumsal hayat ve siyaset alanınınsa din referanslarıyla belirlenmesine dönük yeni adımlar atılacak. 'İki farklı dil var, bu ayrıları birleştirecek tek şey din' diyecekler. Bir sorunu din temelli çözmek isterseniz ortaya büyük karanlıklar çıkar. Bizim pozisyonumuz belli. Tabii ki barış olsun ama içerik önemli. O içerikte de cumhuriyetçiliği, eşitliği, aydınlanmacılığı, laikliği, anti-emperyalizmi savunacağız."   'SÜRECİN HAKİM İDEOLOJİSİ BARZANİCİLİK' Bölgede "Barzanicilik"in yükselmesinin tehlikesine dikkat çeken TKP Genel Sekreteri, "Bir İsrailciden bir Amerikancıdan medet ummayız. Bu da sürecin taraflarının ortak noktası. Sürecin hakim ideolojisi Barzanicilik" dedi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın açıklamalarına ilişkin de konuşan ve TKP’nin bu eleştirilerin muhatabı olmadığını vurgulayan Okuyan, "Görüşmelere de silahların susmasına da itirazımız yok, defalarca söyledik. Ama peşin peşin bir sürece katılmayız, içeriğe bakarız" diye konuştu. Odatv.com  

Kemal Okuyan yeni çözüm süreci

 

 

 

 

Kemal Okuyan'dan 'Yeni Çözüm Süreci' açıklaması

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan'la Abdullah Öcalan'ın çağrı sonrası oluşan zemini değerlendirdi. Okuyan, "Kürt sorununa cumhuriyetin yol açtığı iddiası absürttür. Bin yıl öncesine referansla çözüm üretemezsiniz. Asıl mesele şu ki, masanın iki tarafında da cumhuriyetle derdi olanlar var. " dedi.

04 Mart 2025 

Doğan'ın "Mektup amacına ulaşır mı, PKK silah bırakır mı?" sorusuna TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Birilerinin elinde yol haritası var ama birden fazla harita var" yanıtını verdi. Türkiye ve bölgedeki siyasi aktörlerin sürece etkisinin gelişmeleri değiştirebileceğine dikkat çeken Okuyan, mektubun beklenen bir içerikte olduğunu vurguladı, yaşananların bir sürecin sonu değil, başı olduğunu söyledi.

Okuyan, mektubun Kürt sorununun temelinin sosyalizm ve cumhuriyet olduğuna işaret eden bölümüne ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

"İnsanlık ileriye doğru gitmeye çalışıyor. Ömrünü tamamlamış bir Osmanlı İmparatorluğu ve bir sıçrama olan Cumhuriyet var. Bizim bu cumhuriyette bugün bile değerli bulduğumuz unsurlar var. Bunun üzerini örtecek bir cumhuriyet tarihi olmaz. Örneğin Fransız Devrimi'nin değerini kimse sorgulayamaz ama sonrasına bakıp Fransız Devrimi'ni karalayabilir misiniz? Türkiye’de bu yapılıyor.

 

'KARDEŞLİĞİN ZEMİNİNİ SOSYALİZM VE CUMHURİYET KARŞITLIĞIYLA GÜÇLENDİREMEZSİNİZ'

İddia şu: 'Cumhuriyet Kürtleri dışlayarak doğdu.' Bu kısmen doğru. Yine bir ulus devlet projesi şeklinde Kürtleri içine çeken çözüm mümkündü. Ama o çözüm bugün ne kadar bu sorunu dile getirenlerin çözümü olurdu, o ayrı. Çünkü o zaman aşiret yapısı darmadağın edilirdi. Bu yaklaşım dahi sakat. Tarihte, 'alternatif neydi?' diye bakılır.

Yani cumhuriyet bir ilerleme, Osmanlı'dan bir kopuştur. Kürt sorununa cumhuriyetin yol açtığı iddiası absürttür. Bin yıl öncesine referansla çözüm üretemezsiniz. Asıl mesele şu ki, masanın iki tarafında da cumhuriyetle derdi olanlar var. O yüzden de top cumhuriyete atılıyor. Ancak Türkiye’de kardeşliğin zeminini sosyalizm ve cumhuriyet karşıtlığıyla güçlendiremezsiniz.

Sovyetler Birliği'nin varlığı yalnızca Öcalan'ı değil diğer aktörleri de dengeli hareket etmeye itiyordu. Rahatlıkla söyleyebiliriz, hiçbir zaman marksist değillerdi. Böyle düşünenler gelinen noktayı değerlendirsin."

 

'BİN YIL' VURGUSUNUN SEBEBİ NE?

"Yeni süreç" tartışılırken "bin yıl" öncesine referans verilmesinin altını çizen TKP Genel Sekreteri, "Bugünkü Türkiye dışında bir olgu olarak Türk-Kürt kardeşliği gündemde tutuluyor, bu tehlikeli" dedi.

"Artık bu süreç hegemonya kurmanın bir sonucudur" diyen Okuyan, AKP'nin de daha önce işaret ettiği gibi bölgede farklı Kürt siyasi hareketlerinin doğacağını belirtti. Bu alanda siyasi rekabetin artacağını söyleyen Okuyan, "Örneğin Barzanicilik hiç bu kadar destek bulmamıştı" şeklinde konuştu. Okuyan "bin yıl" vurgusuna ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye sınırlarının dışında sürmekte olan bir süreç var ve kapalı sürüyor. Herkes bir şeyler söylüyor ve anlamaya çalışıyor. Masa varsa taraflar vardır, pazarlık vardır. Bu tarz durumlarda en iyi yöntem şudur: Masa varsa 'taraflar nerede buluşuyor' diye bakılır. 'Kardeşlik' soyut bir laf, peki nerede ortaklaşabilirler? Kalkış noktaları farklı olsa da cumhuriyet veya sosyalizm karşıtlığında buluşabilirler.

Bir diğeri ise şu, Türkiye'nin bölgede bu sorun çözülürse güçleneceği de taraflarca dillendirildi. Ayrıca ortak noktaları Suriye. Ülkedeki rejim değişikliği konusunda Kandil ve AKP arasında uyum vardı. Bir diğer ortaklıksa İran karşıtlığı."

 

'SÜREÇTE TOPLUMU HEYECANLANDIRACAK BİR UNSUR YOK'

TKP’nin sürece itirazına da açıklık getiren Kemal Okuyan, "Silahların susmasına neden itiraz edelim. Asıl mesele az önce konuştuğumuz ortaklıklar, hedef. Bunların hepsiyle sorunumuz var" dedi.

Süreçte "demokrasi" adına bir şey olmadığını, toplumu heyecanlandıracak bir unsur bulunmadığını kaydeden Okuyan, "Türkiye’de ülkeyi aydınlığa taşıyacak bir süreç olsa her şey yapılsın arkasında duralım. Ama muhalefet biçimle ilgileniyor, konunun özünü konuşmuyor" diye konuştu.

 

'CUMHURİYET BELİRSİZLEŞTİRİLSE BÖLGE, TARİHİN EN UZUN SAVAŞLARINA GİRER'

Okuyan, şunları söyledi:

"Diyelim bu süreç başarılı oldu ve Anayasa'da değişikliğin de önünü açtılar, cumhuriyet belirsizleştirildi. Yayılıyoruz diye sınırlar da belirsizleştirilecek. Türkiye egemenlik alanı nereler, belli olmayan bir ülkeye dönüştürülüyor. Bunlar ciddi meseleler. Bunun ağır sonuçları olur. Türkiye Cumhuriyeti'nin zemini ortadan kalkar. Ülkenin içe ya da dışa dönük değişiminin tartışıldığı bir anda bölge tarihin en uzun savaşlarına girer. İster fetihçilik isterse devrimcilik adına yapılmış olsun, aynı yere hizmet eder.

Toplumsal hayat ve siyaset alanınınsa din referanslarıyla belirlenmesine dönük yeni adımlar atılacak. 'İki farklı dil var, bu ayrıları birleştirecek tek şey din' diyecekler. Bir sorunu din temelli çözmek isterseniz ortaya büyük karanlıklar çıkar. Bizim pozisyonumuz belli. Tabii ki barış olsun ama içerik önemli. O içerikte de cumhuriyetçiliği, eşitliği, aydınlanmacılığı, laikliği, anti-emperyalizmi savunacağız."

 

'SÜRECİN HAKİM İDEOLOJİSİ BARZANİCİLİK'

Bölgede "Barzanicilik"in yükselmesinin tehlikesine dikkat çeken TKP Genel Sekreteri, "Bir İsrailciden bir Amerikancıdan medet ummayız. Bu da sürecin taraflarının ortak noktası. Sürecin hakim ideolojisi Barzanicilik" dedi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın açıklamalarına ilişkin de konuşan ve TKP’nin bu eleştirilerin muhatabı olmadığını vurgulayan Okuyan, "Görüşmelere de silahların susmasına da itirazımız yok, defalarca söyledik. Ama peşin peşin bir sürece katılmayız, içeriğe bakarız" diye konuştu.

Odatv.com

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.