DUT AĞACININ ÖYKÜSÜ
1980 ihtilalinden sonra geçirdiğim savcılık soruşturmasından sonra sürüldüğüm, Sürmene Çimenli Köyü İlkokulu önüne diktiğim dut ağacı.
Tarım İl Müdürlüğü fidanları dağıtmıştı. Fotoyu yıllar önce, 30 Haziran 2020 de rahmetli dostum Abdul Kurt göndermişti. Çok hüzünlendim ve çokta hoşuma gitti. Bu dut ağacı aldı beni yıllar öncelerine götürdü.
Bu fidanlardan beş tane dikmiştim demek ki bir tane tutmuş. Bir insan o duttan bir tane yemiş ise ne mutlu bana. Hatta sekiz on tane çam ağacı, başka meyvede dikmiştim.
Başta da dediğim gibi çok güzel ve mutlu olduğum, altı yıl bu güzel köyde, bu güzel insanların arasında geçti.
Altı yılın dört yılını, tek öğretmen olarak çalıştım. Okulun lojmanı da yoktu. Bir müdür odası, iki sınıflı idi. Müdür odasına koyduğum bir divanda yatıyordum. Akşamları da, çaylı, kestaneli çok söylencelerimiz olurdu.
Elektrik tesisatı döşenmemişti. Kabloları okulun önünden geçen hattan Ali Çelik okula çekmişti.
Ne güzel sevecen insanlardı;
Ayşe Hanım Teyze, tam bir Türk kadını olan Vadon'lu teyze, eşi Ali emice manevi babam. Topal Memet emice, minibüsçü Hasan abi, oğlu mukallit mi mukallit Mustafa.
Bayram emice, Sürmene emniyetinde bekçi Saffet abi, muhtarımız İhsan abi, Ali Çelik, Abdul, köyün küçük bakkalı Sefer ki bir akşam Ali Çelik'in koyununu okulun odunluğuna getirmişti.:))),
yakışıklı Uğur, babası Hasan abi, Mustafa bizim neşe kaynağı idi. Fıkraları, espirileri öyle bir anlatırdı ki gülmekten kırar sizleri.
Daha çok var, yani köyün hepsi güzel insanlar. Bir kitap bile yazarım ha. Köyde kahve olmadığı için, aşağı köye gider okey oynardık. Gelirken yerden bol bol kestane toplayıp yerdik. Akşama da okulda ördek sobanın üstünde kestane kızartırdık.
Tabi bahsettiğim dostlarımın çoğu rahmetli oldular. Tanrım tümüne rahmetler eylesin. Tinleri Şad makamları Uçmağ olsun. Kalanlara Lazanat'a selamlar, sevgiler olsun masum kuşun kanadında.
Aman Tanrım, az kalsın unutacaktım unutamayacaklarımdan Oflu teyzemi. Of'tan gelin geldiği için adı Oflu kalmış. İnanın çoğu büyüklerin isimlerini bilmem, çoğunun anıldığı isimleri vardı.
Bakın, küçük bir dut ağacı bizleri nerelere götürdü. Tanrıma söylem olsun nasib etti. Dut ağacının büyümesi gibi bende yaşlandığımı hissettim.
İyi ki dikmişim seni dut ağacım.
Tüm doğaya bin selamlar olsun.
Babür Ali Yaşar
Eğitimci/Araştırmacı