Atatürk'ün okullarda detaylıca anlatılmayan soyu
Osmanlı imparatorluğun fethettiği yerlerdeki kültürel olarak varlık sağlamak amacıyla Anadolu'nun çeşitli yerlerinden Türk aileleri bu bölgelere yollamaktaydı. Buna Fatih Sultan Mehmet döneminde en yoğun yaşanan iskan politikası denilmekteydi.
Karamanoğlu ve Aydınoğlu Beylikleri Osmanlı tarafından ele geçirildiğinde, bölgedeki Türkler zamanla: Yunanistan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Sırbistan, Eflak - Boğdan ve İstanbul'a yollanmıştı. Böylelikle hem Anadolu'daki Türkmen yürütülen ayaklanması engellenmiş hem de Balkanlardaki Topraklar güvence altına alınmıştı ve bu bölgelere göç ettirilen kişilere ‘’Evladı Fatihan - Fatih'in evlatları’’ denirdi.
Sözde tarihçi geçinen yalaka takımının duymak istediği gerçeklere gelince; Atatürk'ün babasının soyu Anadolu'nun Türkleşmesinde çok katkıları olan Kızıl Oğuz’dan gelmektedir. Bu Yürük topluluğu Anadolu'nun belli bölgelerinde hala varlığını sürdürmektedir. Kaynaklara göre bugünkü Makedonya'nın - Devre beldesinin Kocacık Köyü Atatürk'ün atalarının topraklarıdır.
Ali Rıza Efendi'nin babasının adı Kızıl Hafız Ahmet Efendi, annesinin adı Ayşe hanımdır. Kızıl Hafız Ahmet Efendi'nin, Kızıl Hafız Mehmet Efendi ve nimeti Hanım adında kardeşleri vardı. Aile bir süre sonra Selânik'e taşınmıştır. Ali Rıza Efendi 1841 yılında dünyaya gelmiş, Mustafa Hatice nimeti ve Emine adında kardeşleri vardır. Mustafa Bebekken talihsizce düşerek hayatını kaybetmiştir. O yüzden Ali Rıza Efendi oğluna Mustafa adını vermiştir.
Atatürk'ün dedesi ve amcası okuryazar ve eğitimlidir ve dini bilgileri sebebiyle öğretmen ve tarihçi Enver Behnan, Atatürk'ün kardeşi Makbule’ye ailenizin kökü ne ? diye sorduğunda, Makbule ‘’babam Ali Rıza Efendi ve annem her zaman Yörük olmakla gurur duyardı, bir gün abime Yörük nedir diye sordum bana yürüyen Türkler’’ demekmiş derdi. Kadı Ruşen Eşref ise bu konuyla ilgili anlarında, Atatürk çok kere, dostlar meclisinde ‘’atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye gelmiş Yörük-Türkmenlerdi’’ diye anlatırdı. Keza ilk Konya milletvekili Naim Hazım Onat, Türk dili çalışmaları dolayısıyla, Atatürk'ün sofrasında Atatürk'ün kendisine ‘’Konya benim dedelerimin öz vatanıdır, onlar Rumeli'ye Konya - Anadolu'dan gelmişlerdir’’ demiş.
Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın soy bilgilerinde Ali Rıza Efendi'den dahada eskiye gider. Zübeyde Hanım'ın ataları da Konya-Karaman’dan – Sarıköy’e yerleşmişler. Konya'dan geldikleri için kendilerine Konyalı - Yörükler denilmekteydi. Aile daha sonra Yunanistan Langaza oradan da Selânik'e göçmüştür. Zübeyde hanımın dedesinin babasının adı Alim Molla Hasan İbrahim, anneannesinin adı Emetullah hanımdır. Zübeyda hanımın babasının adı da keza Alim Sofuzade Feyzullah efendi, annesinin adı Kadıkızı Ayşe'dir. Annesinin adı Molla Emine hanımdır. Önceki eşleri ölen Alim Sofuzade Feyzullah Efendi 3 evlilik yapmış, ilkinden Hüseyin ikinci evliliğinden Zehra, Hasan ve 3. evliliğinden ise Zübeyde Hanım dünyaya gelmiştir.
Ali Rıza Efendi öldüğünde Zübeyde hanım ve çocuklarının gittiği çiftliğin kahyası Zübeyde Hanım'ın büyük abisi Hüseyin ağadır. Zübeyde Hanım ‘bizim esas soyumuz Yörük, atalatrımız buralara Konya-Karaman çevresinden gelmiş. Büyükbabam Alim Sofuzade Feyzullah Efendi'nin büyük amcası, Konya'ya gitmiş - Mevlevi Dergahına girmiş ve orda kalmış.
Atatürk'ün amcası Kızıl Hafız Mehmet Efendi'nin oğlu Salih ve Atatürk'ün belgelerde yenge diye hitap ettiği Müberra hanımın soyu, bugün hala devam etmektedir çocuklarından biri olan Necati Erbatur 28 Eylül 1927'de Dolmabahçe'de nişanlanmıştı. Kızı Nesin'in Feridun Söğütlügil ise nikahlarınıda Atatürk bizzat 2 Ekim 1937'de Park otelde yapmış, düğüne katılan akrabalarının masrafları karşılamıştı. Nişan gazetelerde ‘Reisi Cumhur Hazretlerinin, amcaları merhum Salih beyin oğlu Necati bey ile eski Gümrük İdaresi Teftiş heyeti başkanı merhum Aziz Bey'in kızı Fethiye Semiha hanım nişanını Dolmabahçe Sarayı'nda icra etmişlerdir. Merasim her iki tarafına aileleriyle ahbapları hazır bulunmuşlardır, saadeti temenni ederiz’ diye duyurulmuştu.
Zübeyde Hanım'ın daha sonra ortaya çıkan yaptığı bağış belgesinde, ruhlarını dua okunması için isimlerinin geçirdiği kişiler arasında aileden dedeleri, anaları, babaları başta olmak üzere birçok kişinin ismi arşivlerde mevcuttur. Ali Rıza Efendi ve Zübeyde Hanım'ın altı çocuğu olmuştur. Bunlar: Fatma, Ömer, Ahmet, Mustafa, Makbule ve Naciye’dir. Atatürk kardeşleri hakkında en sevdiğim Naciye, çocuk yaşının üstünde hisli duygulu ve öğrenmeye hep meraklıydı. Ben harbiyeye giderken kitaplarımı istemişti ve annemden onu okutması istemiştim.
1883'te ben iki yaşındayken ölen ablam Fatma ve ağabeylerim Ahmet, Ömer’i hatırlamıyorum. Naciye Makbule’ye hiç benzemezdi annem gibi, sarışın - mavi gözlü, duru beyaz tenli tipik bir o yörük kızıydı. Naciye hayatını kaybettiğinde Atatürk Babasından sonra ikinci en büyük acıyı yaşamıştır.
Atatürk kendine iftira atan Bozkurt yazarına, 1933 yılında gazete aracılığıyla kendisinin öz ve öz Türk ve Yörük soyu olduğunu belgelerle ispatlarken, maalesef İstiklal harbi sırasında ‘’Keşke yunan kazansaydı’’ diyebilecek kadar haysiyetsiz ‘’püsküllü meczub’’ Kadir Mısırlıoğlu gibi, ATALARI BELİRSİZ sözde tarihçiler hala Atatürk hakkında yalan uydurmakla meşgül olmaları manidardır.