Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Ahmet Hoşsöyler
Köşe Yazarı
Ahmet Hoşsöyler
 

Zeki Müren anısına

            Bugün Türkiye’de kime sorarsanız sorun Türk Sanat Müziği’nde gelmiş geçmiş 1 numara kim diye, yüzde 90’ı Zeki Müren der. Zeki Müren güzel sanatların çoğunda maharetliydi, yardımseverdi.   “Sevmiyorum Seni Artık Gözlerimi Geri Ver...”   Ankara Körler Okulu öğrencilerinin Zeki Müren’e hayran olduklarını biliyordum, onlara Köşk Gazinosu’ndaki programı için Ankara’ya bir gelişinde, sürpriz yapmak istedim.   Zeki Müren’den istekte bulundum:   “Ankara’da bulunacağınız bu bir ay içinde, bir iki saatinizi Ankara Körler Okulu öğrencileri için ayırır mısınız?”   Zeki Müren daveti kabul etti. Görme engelli çocukların kendisini görmek istemeleri karşısında çok duygulandığını söyledi.   Öğrencilerin kendisini “yakından da tanımak” isteklerini duyunca nasıl sarsıldığı, 1967 yılının o günkü canlılığıyla, şu anda da gözlerimin önündedir. Kararını o an verdi: “Haydi üç gün sonra yapalım bu işi.”   Şahap Akıllıoğlu, 1967 yılında Ankara Körler Okulu’nun yalnızca müdürü değil, okulun 300 öğrencisinin babasıydı da... Zeki Müren çapında bir büyük sanatçının, görmeyen çocuklarının davetine karşılık vereceğini duyunca bu “ağır misafiri”, ağırlığına yakışır bir ağırlıkla ağırlamaya karar verdi.   Öğrenciler, Zeki Müren’in geleceği cumartesi günü okulun konser salonundaki yerlerini almışlardı.Okulun büyük konuğunu, Müdür Şahap Akıllıoğlu, bahçe kapısında karşıladı.   Zeki Müren, bir süre dinlenmesi için müdür odasına alındı. Odanın girişinde ikisi kız, beş öğrenci bekliyordu.   Akıllıoğlu onları konuğuna tanıttı: “Bu öğrencilerimizin görevi sizi arkadaşları adına görmektir.”   Zeki Müren elini çocukların başlarına götürdü, “Nasılsınız çocuklar?” dedi. Çocuklar bir istekte bulundular:   “Bizle konuşurken sesinizden, çok uzun boylu olduğunuzu anladık. Lütfen biraz çömelir misiniz? Çünkü sizi ancak öyle görebiliriz.”   Zeki Müren olduğu yerde çömeliverdi.   Çocuklardan biri, parmaklarının uçlarını Zeki Müren’in yanaklarında dolaştırmaya başladı. Önce elmacık kemiklerini, göz çukurlarını yokladı, sonra da parmak uçlarını alnının, burnunun üstünde, çenesinin çevresinde dolaştırdı. Sıra saçlarına geldiğinde ise parmak uçlarını, konuğunun özenle taranmış saçlarında gezdirdi, tek telini bile bozmadan...   Sonra da “Sizi gördüm” dedi Zeki Müren’e, “Sesiniz gibi yüzünüz de çok güzelmiş.”   Beş çocuğun beşi de parmaklarının uçlarıyla Zeki Müren’i gördükten sonra konser salonunda, arkadaşlarının arasındaki yerlerini aldılar.Yaşamında ilk kez karşılaştığı böylesi bir olay, Zeki Müren’i tarifsiz kederlere boğmuştu.   Ankara Körler Okulu’nun “Türk Sanat Müziği saz heyeti”  kendi de bir görme engelli olan müzik öğretmeninin dışında, okulun öğrencilerinden oluşuyordu.   Zeki Müren klasiklerinden birini, “Manolya”yı çalmaya başladılar.   Aynı anda salondaki tüm öğrenciler de ayağa kalktılar... Oluşturdukları üç yüz kişilik korolarıyla “Manolya”yı söylemeye başladılar.   Zeki Müren, bu sevgi çağlayanının içinden geçerek çıktı sahneye. Soru sormak için ayağa kalkan her çocuğu dinlerken birkaç kez yutkunuyordu.   Soru sorma sırası, sapsarı saçlarının örgüleri omuzlarından önüne sarkan, masmavi gözlerinin görmediklerine inanmak istemeyeceğiniz, sekiz ya da dokuz yaşlarında bir kız çocuğa gelmişti. Çocuk bir istekte bulundu Zeki Müren’den: “Radyodaki programlarınızdan birinde ‘Sevmiyorum Seni Artık Gözlerimi Geri Ver’ şarkısını söylerken bizi düşünür müsünüz? Biz de radyoda sizin o şarkıyı söylediğinizi duyunca, ‘Zeki Müren şimdi bizi düşünüyor’ diyerek sizi düşünürüz.”   Çocuğun söyledikleri burada bitmişti ama aynı noktada Zeki Müren’in de dayanma gücü bitmişti.   O dakikaya kadar kimi zaman yutkunarak, kimi zaman dudağını ısırarak tutabilmeye çalıştığı gözyaşlarını daha fazla tutamadı. Zeki Müren’in yüreğinde iki saatten bu yana biriken gözyaşlarının tümü birden, kapakları kaldırılmış baraj duvarlarından fışkıran sular örneği gözlerinden boşaldılar.   Kendini biraz toparlayabildiğine inandığı an konuşmaya çalıştı ama.Önce bir süre sustu, yere baktı, salonun tavanına baktı, sonra yeniden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Konuşmasını ağlayarak sürdürdü: “Hepinize söz veriyorum yavrularım” dedi. “O şarkıyı bundan sonra söylediğim her zaman sizi düşüneceğim.Ben şimdi o şarkıyı burada sizin için söyleyeceğim. Siz de bundan sonra bu şarkıyı ne zaman duyarsanız, hep beni düşüneceksiniz, söz mü?”   Kocaman bir salon dolusu, gözyaşlarına bulanmış “Söz” geldi çocuklardan.   Zeki Müren şarkısına başladı:   “Sevmiyorum Seni Artık Gözlerimi Geri Ver...”   Salonun bir o noktasından, bir bu noktasından, bir o yanından, bir bu yanından çocukların hıçkırıkcıkları yükselip alçalıyor, sahnede  Zeki Müren’in frenleyemediği hüngür hüngür boşalmaları ise şarkının bestesine, yeni sesler katıyordu.   Anısına Saygıyla

Zeki Müren anısına

 
 
 
 
 
 
Bugün Türkiye’de kime sorarsanız sorun Türk Sanat Müziği’nde gelmiş geçmiş 1 numara kim diye, yüzde 90’ı Zeki Müren der. Zeki Müren güzel sanatların çoğunda maharetliydi, yardımseverdi.
 
“Sevmiyorum Seni Artık Gözlerimi Geri Ver...”
 
Ankara Körler Okulu öğrencilerinin Zeki Müren’e hayran olduklarını biliyordum, onlara Köşk Gazinosu’ndaki programı için Ankara’ya bir gelişinde, sürpriz yapmak istedim.
 
Zeki Müren’den istekte bulundum:
 
“Ankara’da bulunacağınız bu bir ay içinde, bir iki saatinizi Ankara Körler Okulu öğrencileri için ayırır mısınız?”
 
Zeki Müren daveti kabul etti. Görme engelli çocukların kendisini görmek istemeleri karşısında çok duygulandığını söyledi.
 
Öğrencilerin kendisini “yakından da tanımak” isteklerini duyunca nasıl sarsıldığı, 1967 yılının o günkü canlılığıyla, şu anda da gözlerimin önündedir. Kararını o an verdi: “Haydi üç gün sonra yapalım bu işi.”
 
Şahap Akıllıoğlu, 1967 yılında Ankara Körler Okulu’nun yalnızca müdürü değil, okulun 300 öğrencisinin babasıydı da... Zeki Müren çapında bir büyük sanatçının, görmeyen çocuklarının davetine karşılık vereceğini duyunca bu “ağır misafiri”, ağırlığına yakışır bir ağırlıkla ağırlamaya karar verdi.
 
Öğrenciler, Zeki Müren’in geleceği cumartesi günü okulun konser salonundaki yerlerini almışlardı.Okulun büyük konuğunu, Müdür Şahap Akıllıoğlu, bahçe kapısında karşıladı.
 
Zeki Müren, bir süre dinlenmesi için müdür odasına alındı. Odanın girişinde ikisi kız, beş öğrenci bekliyordu.
 
Akıllıoğlu onları konuğuna tanıttı: “Bu öğrencilerimizin görevi sizi arkadaşları adına görmektir.”
 
Zeki Müren elini çocukların başlarına götürdü, “Nasılsınız çocuklar?” dedi. Çocuklar bir istekte bulundular:
 
“Bizle konuşurken sesinizden, çok uzun boylu olduğunuzu anladık. Lütfen biraz çömelir misiniz? Çünkü sizi ancak öyle görebiliriz.”
 
Zeki Müren olduğu yerde çömeliverdi.
 
Çocuklardan biri, parmaklarının uçlarını Zeki Müren’in yanaklarında dolaştırmaya başladı. Önce elmacık kemiklerini, göz çukurlarını yokladı, sonra da parmak uçlarını alnının, burnunun üstünde, çenesinin çevresinde dolaştırdı. Sıra saçlarına geldiğinde ise parmak uçlarını, konuğunun özenle taranmış saçlarında gezdirdi, tek telini bile bozmadan...
 
Sonra da “Sizi gördüm” dedi Zeki Müren’e, “Sesiniz gibi yüzünüz de çok güzelmiş.”
 
Beş çocuğun beşi de parmaklarının uçlarıyla Zeki Müren’i gördükten sonra konser salonunda, arkadaşlarının arasındaki yerlerini aldılar.Yaşamında ilk kez karşılaştığı böylesi bir olay, Zeki Müren’i tarifsiz kederlere boğmuştu.
 
Ankara Körler Okulu’nun “Türk Sanat Müziği saz heyeti”  kendi de bir görme engelli olan müzik öğretmeninin dışında, okulun öğrencilerinden oluşuyordu.
 
Zeki Müren klasiklerinden birini, “Manolya”yı çalmaya başladılar.
 
Aynı anda salondaki tüm öğrenciler de ayağa kalktılar... Oluşturdukları üç yüz kişilik korolarıyla “Manolya”yı söylemeye başladılar.
 
Zeki Müren, bu sevgi çağlayanının içinden geçerek çıktı sahneye. Soru sormak için ayağa kalkan her çocuğu dinlerken birkaç kez yutkunuyordu.
 
Soru sorma sırası, sapsarı saçlarının örgüleri omuzlarından önüne sarkan, masmavi gözlerinin görmediklerine inanmak istemeyeceğiniz, sekiz ya da dokuz yaşlarında bir kız çocuğa gelmişti. Çocuk bir istekte bulundu Zeki Müren’den: “Radyodaki programlarınızdan birinde ‘Sevmiyorum Seni Artık Gözlerimi Geri Ver’ şarkısını söylerken bizi düşünür müsünüz? Biz de radyoda sizin o şarkıyı söylediğinizi duyunca, ‘Zeki Müren şimdi bizi düşünüyor’ diyerek sizi düşünürüz.”
 
Çocuğun söyledikleri burada bitmişti ama aynı noktada Zeki Müren’in de dayanma gücü bitmişti.
 
O dakikaya kadar kimi zaman yutkunarak, kimi zaman dudağını ısırarak tutabilmeye çalıştığı gözyaşlarını daha fazla tutamadı. Zeki Müren’in yüreğinde iki saatten bu yana biriken gözyaşlarının tümü birden, kapakları kaldırılmış baraj duvarlarından fışkıran sular örneği gözlerinden boşaldılar.
 
Kendini biraz toparlayabildiğine inandığı an konuşmaya çalıştı ama.Önce bir süre sustu, yere baktı, salonun tavanına baktı, sonra yeniden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Konuşmasını ağlayarak sürdürdü: “Hepinize söz veriyorum yavrularım” dedi. “O şarkıyı bundan sonra söylediğim her zaman sizi düşüneceğim.Ben şimdi o şarkıyı burada sizin için söyleyeceğim. Siz de bundan sonra bu şarkıyı ne zaman duyarsanız, hep beni düşüneceksiniz, söz mü?”
 
Kocaman bir salon dolusu, gözyaşlarına bulanmış “Söz” geldi çocuklardan.
 
Zeki Müren şarkısına başladı:
 
“Sevmiyorum Seni Artık Gözlerimi Geri Ver...”
 
Salonun bir o noktasından, bir bu noktasından, bir o yanından, bir bu yanından çocukların hıçkırıkcıkları yükselip alçalıyor, sahnede 
Zeki Müren’in frenleyemediği hüngür hüngür boşalmaları ise şarkının bestesine, yeni sesler katıyordu.
 
Anısına Saygıyla

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort