EĞER;
TIP okursan karşına insan DNAsının şempanze ile %98 aynı olduğu çıkar...
BİYOLOJİ okursan karşına evrim çıkar...
FİZİK okursan karşına BİG BANG çıkar...
KİMYA okursan karşına elementlerin kaynaşmasıyla İLK CANLILARIN nasıl oluştuğu çıkar...
TARİH okursan karşına dinlerin nasıl ortaya çıktığı çıkar...
JEOLOJİ okursan karşına dünyanın 4,5 milyar yıl yaşında olduğu çıkar...
ARKEOLOJİ okursan karşına tüm Ortadoğu dinlerinin temelini oluşturan SÜMER kültürü çıkar...
PALEONTOLOJİ okursan karşına dinozorlar çıkar. Din kitapları yazmaz bunu...
EMBRİYOLOJİ okursan karşına insanın balık atasından kalma solungaçları ve kuyruk çıkar...
Ama hiçbir şey okumazsan sana ne söylenirse ona inanırsın. Hep başkasının sana sunduğu hayatı yaşarsın, başkalarının doğrularıyla AKkoyun gibi sürü bağışıklığı ile yaşamak zorunda kalırsın, seni herkes kandırır ama sen bunların hiçbirisini fark etmezsin bile...
Okuma – aydınlanmadan uzak dangalAKPudracı güruhun meydanlarda Lozanda verdik deyip algı yaratması !, tamamen bir SAHTEKARLIK. 12 adaları 1912’de verdik..... Araştırmayan halk da: “ulan savaşı kazandık- adaları verdik”e inandırıldı...
Oysa: Lozan şehrinin Ouchy semtinde.
Sene 1912 Osmanlı Devleti, bugün 12 Adalar olarak bilinen adaları“Uşi Anlaşması” geçici olarak İtalya'ya bırakıyor. Anlaşma şartlarına uyulduğu takdirde adalar tekrar Osmanlı Devleti'ne geri verilecek. Fakat şartlara uyum sağlanmıyor, bu yüzden 3 yıl sonra, yani 1915'te Londra'da bu konu gündeme geliyor ve Londra Paktı denilen anlaşmada bu adaların tamamı İtalya'ya bırakılıyor. İtiraz eden hiçbir padişah - sultan yok.
Adaları İtalya'ya bırakmakla kalmıyorlar aynı sene bir de Çanakkale Boğazı'na dayanıyorlar ve Çanakkale Savaşı'nı yapıyoruz. Yani 12 Adalar önce Uşi'de, sonra da 1915’de Londra'da İtalya'ya verilmiştir. 12 Adaları İtalya'ya bırakan heyetin içerisinde Osmanlı temsilcilerinden biri Rumbeyoğlu Fahreddin Bey idi. Türk milleti bir milli mücadele verirken, Kuvayı Milliye'yi kurmuşken, bu adam Kuvayı Milliye'nin karşısına Damat Ferit'in kurduğu Kuvayı İnzibatiye ile çıkan ve denize dökülen Yunan ordusunun yanında olduğu için, kazanılan savaş sonrası sürgün edilenlerin arasında yer almıştır.
Şimdi asıl olaya gelelim...
Uşi Anlaşması'nın ismini aldığı Uşi, Lozan şehrinin bir semtidir. Bu yüzden 1912'de imzalanmış olan Uşi Anlaşması, İtalyan tarihinde Lozan Anlaşması olarak geçer. Fakat bizim bildiğimiz yani 1923'te imzalanan Lozan Barışı ile bu anlaşma birbirine karıştırılmasın diye bu anlaşmaya Uşi denmiştir.
Sahte kiralık kalemli tarihçiler, yani Kadir PÜSKÜLLÜ Mısıroğlu, Armağan ve çetesi, bu durumdan faydalanıp, 12 Adaların Lozan Anlaşması'nda gittiğini söylüyorlar. Halbuki o Lozan ile bu Lozan anlaşmaları FARKLI. Ne yazık ki bunu bütün millete yutturdular ve böylece bir avuş ŞEREFSİZ sahtekarlar milletimizi Lozan barışına düşman ettiler.
Bizim bildiğimiz Lozan Anlaşması'nda ise bilakis Ege'de birçok ada Türkiye'ye geçen bu adalar ise, maalesef son 10 yılda Yunanistan'a bırakılmıştır.
Bugün sessiz kaldığımızdan, yunan papazların mangal yaptığı Ege adaları, uluslararası anlaşmaya göre halen daha Türklerindir...
Prof. Yusuf HALAÇOĞLU