Bilim insanları, ölüm riskini yüzde 53 azaltan özelliği açıkladı
4 Eylül 2024
Uzmanlar, 10.ooo kişinin verilerini inceledikten sonra aile ve arkadaşlarla vakit geçirmenin de yaşam süresini etkilediğini düşünüyor.
Hayatın getirdiği zorluklar karşısında psikolojik dayanıklılığa sahip olmanın, ömrü uzatabildiği tespit edildi. Genetiğin yanı sıra beslenme biçimi ve düzenli egzersiz yapmak gibi hayat tarzıyla bağlantılı faktörler yaşam süresi üzerinde önemli bir rol oynuyor. BMJ Mental Health adlı hakemli dergide dün (3 Eylül) yayımlanan kapsamlı bir çalışma, bu listeye psikolojik dayanıklılığı da ekledi.
Araştırmacılar, 50 yaşından büyük ABD'lilerin sağlık verisini toplayan Sağlık ve Emeklilik Çalışması'nın verilerinden yararlandı. Alışma kapsamında katılımcıların psikolojik dayanıklılık bilgileri de alınmıştı.
Çin'deki Sun Yat-sen Üniversitesi ve İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden bilim insanları, 10 bin 569 kişinin verisini 12 yıl boyunca veya ölümlerine kadar takip etti. Takip süresi boyunca 3 bin 489 katılımcı hayatını kaybetti.
Araştırmacılar psikolojik dayanıklılığı, azim, dinginlik, amaç duygusuna sahip olma, kendine güvenme ve bazı deneyimlerle tek başına yüzleşilmesi gerektiğini kabul etme gibi özellikler üzerinden ölçtü.
Bulgular, daha yüksek dayanıklılığa sahip kişilerin herhangi bir sebepten ölme ihtimalinin kayda değer derecede düşük olduğunu gösterdi. Psikolojik direnci en yüksek gruptakilerin 10 yıl içinde hayatını kaybetme ihtimali, en düşük gruptakilerden yüzde 53 daha düşüktü.
Araştırmacılar mental dayanıklılık ve yaşam süresi arasındaki ilişkinin kadınlarda daha kuvvetli olduğunu kaydetti. Bilim insanları psikolojik dayanıklılığın, cinsiyet ve hormonlardan etkilenen, yaşam boyu değişen bir özellik olduğunu söylüyor. Fakat bir anlam duygusu taşımak, sosyal destek görmek ve olumlu duygular hissetmek gibi faktörlerin bunu etkileyebildiğini belirtiyorlar. Araştırmacılar makalede şöyle yazıyor:
Bu olumlu duyguları tetiklemek, psikolojik dayanıklılığın koruyucu etkilerini artırabilir ve birikmiş sıkıntıların, yetişkinlerde ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkisini azaltabilir.
Öte yandan ekip, bulguların bir neden sonuç ilişkisi kurmadığının altını çiziyor. Genetik faktörler ve çocuklukta yaşanan olumsuzluklar gibi etmenlerin çalışmaya dahil edilmediğini de ekliyorlar. Bilim insanları, kanser ve kalp hastalıkları gibi sağlık sorunları veya sağlıksız bir yaşam sürmek gibi faktörleri hesaplamaya dahil ettiğinde, psikolojik direnci en yüksek ve en düşük gruplar arasındaki fark yüzde 53'ten yüzde 38'e indi.
Yine de bulgular, hayattaki sıkıntıların yanı sıra bunlara yönelik bakış açısının da yaşam süresi üzerinde önemli bir rolü olduğunu gösteriyor.