Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Sığınmacı ve mülteciler için geri dönüş mümkün mü

Siyaset 911+ kez okundu.
 

Sığınmacı ve mülteciler için geri dönüş mümkün mü

Sığınmacı ve mülteci sorunu küresel iş birliği ile çözülmelidir
Sığınmacı ve mülteci sorunu küresel iş birliği ile çözülmelidir   Sığınmacı ve mültecilerle ilgili konuların siyaset üstü bir mesele olarak ele alınmasının önemini vurgulayan uzmanlar, evrensel insan haklarını temel alacak bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğinin altını çiziyor. Dünya devletlerinin küresel eşitsizlikler, yoksulluk, çatışmalar konusunda küresel bir iş birliği yaparak göçe kaynaklık eden ülkelerdeki durumun iyileştirilmesi için çaba harcaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, güvenli geri dönüş için göçe sebebiyet veren durumların ortadan kalkması gerektiğine dikkat çekiyor.    Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, sığınmacı ve mültecilerin toplumla entegrasyonu için alınması gereken önlemlere ilişkin değerlendirmede bulundu.   Türkiye, en fazla mülteci barındıran ülke konumundadır   Türkiye’ye Suriyeli ilk kafilenin 29 Nisan 2011 tarihinde ulaştığını kaydeden Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu tarihten itibaren Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısı gittikçe artmıştır. Açık kapı politikası çerçevesinde Türkiye’ye giriş yapan hiçbir Suriyeli geri gönderilmemiş ve kendilerine geçici koruma statüsü verilmiştir. Birçok Avrupa ülkesi mültecileri güvenliklerini tehlikeye düşüreceği kaygısıyla sınırlarını tel örgülerle kapatıp kabul etmediği dönemde hiçbir ayırım yapmadan 3,5  milyonu mülteciyi kabul etmiştir. Afganistan, Pakistan gibi diğer ülkelerden gelenlerle birlikte bu sayı daha da artmaktadır. Bu bağlamda Türkiye bir anda dünyada en fazla mülteci nüfusu barındıran ülkesi konumuna yükselmiştir.” dedi.   Yeni bir aşamaya geçildi…   Türkiye’nin sürecin başından itibaren  hem devlet olarak hem halk olarak gelen mültecilere her türlü yardımı göstermeye çalıştığını ifade eden Prof. Dr. Süleymanlı, “Türkiye uyguladığı bu insancıl politikayla tüm dünyaya örnek olmuştur. Fakat mültecilerin Türkiye’de kalma süreleri uzayınca mültecilerle ilgili durum yeni bir aşamaya geçmiş, zamanla ekonomik, sosyal, kültürel ve güvenlik gibi çok boyutlu konular ve sorunlar gündeme gelmeye başlamıştır.” dedi.   Geçici politikalar üretildi   Suriye’de iç savaşın bu kadar uzayacağının ve mültecilerin bu kadar uzun süre kalıcı olduğunun öngörülemediğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu yüzden de  uzun süre daha ziyade geçicilik üzerinden politika üretildi. Daha çok palyatif çözümler üzerinden sorunların üstesinden gelmeye çalışıldı. Sayıları milyonları bulan mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye hazırlıksız bir şekilde yakalandığı bu göç krizi karşısında çeşitli uygulamalarda bulunmuş, göç yönetimi konusundaki girişimler bugün de halen devam etmektedir. Aynı şekilde Suriyeliler de  “nasıl olsa döneriz” diye topluma uyum sağlamak için pek çaba sarf etmediler.” dedi.    Toplumsal yaklaşım ve tutumlar da etkili   Göçle bağlantılı olan toplumsal uyum süreçlerinde bilinen başka bir bilimsel gerçeğin de bu sürece yerel toplumun yaklaşımının ve tutumlarının çok önemli bir yeri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, şunları söyledi:   “Yerel toplumun toplumsal uyuma ilişkin yaklaşımı, büyük oranda ülkelerin de kendilerine yönelik hizmetlerin nicelik ve niteliğindeki değişimle ilişkili kaygılarla birlikte zorlaşmaktadır. Bunun dışında doğru bilinen yanlışlar ve yerel halkın mültecilere sunulan haklar ile kendi haklarını kaybedeceğini düşünmeleri, toplumsal uyum sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Örneğin Suriyelilerin iş gücü piyasa­sında yarattığı en önemli etki, Suriyelilerin kaçak yollarla ucuz işgücü olarak çalıştırılmaları ile ortaya çıkmaktadır. Suriyelilerin daha düşük ücretle çalışmaya razı olması bir çok yerde insanların işsiz kal­masına neden olmakta, bu da Suriyelilere yönelik dışlayıcı ve ötekileştirici  söylemleri daha da arttırmaktadır.”   Doğru bilgilendirme yapılması gerekiyor   Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı, bunun dışında sığınmacıların farklı örneklerle sosyal medyada gündem olmalarının,   özellikle sosyal medya üzerinden mültecilere yönelik dışlayıcı tutumu daha da tetiklediğini söyledi. Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu yüzden toplumsal bilgi ve bilinci artıracak doğru bilgilendirme önem kazanmaktadır. Ayrıca topluma yön verebilecek potansiyele sahip kişilerin de mültecilere yönelik nefreti ve dışlamayı körükleyecek söylemlerden sakınmaları elzemdir.” dedi.   Geri dönüşün pek çok boyutu var   Geri dönüşün mülteci hareketleri için devletler tarafından en çok tercih edilen çözüm yöntemi olduğunu belirten Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı,  geri dönüşün pek çok boyutu olduğunu kaydederek şunları söyledi: “Devletlerin ve uluslararası aktörlerin çabaları ile sığınan kişileri ülkelerindeki belirli güvenli bölgelere geri göndermeleri, en kalıcı ve etkin çözüm olarak görülmektedir. Fakat bunları söylerken geri dönüş meselesinin çok  ciddi bir mesele olduğu hususunu gözden kaçırmamız gerekir. Geri gönderme meselesinin öncelikle iç hukuk boyutu var. Yani kanunlar öncelikle ne diyor? Uluslararası hukuk boyutu var, yani Türkiye’nin dış yükümlülükleri. Zira Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası sözleşmelerde de belirtildiği üzere, geri dönüşün aslında tamamen güvenli, savaşın olmadığı, kişilerin aynı zamanda bireysel olarak çeşitli cezalandırmalara veya şiddete maruz kalmayacağı durumlarda yapılması gerekiyor. Siyasi boyutu kaçınılmaz. Yani işin ekonomik boyutu, toplumsal boyutu, özellikle  belli   bölgelerde temel hizmetlerde yoğunluk boyutu. Dış politika boyutu var. Uluslararası kamuoyundaki imaj, ülkenin imajıyla ilgili boyutu var. Örneğin Türkiye her zaman insanı yardım yapan ülke imajıyla ortaya çıktı. Bazı ülkeler ırkçılıkla aşırı sağ eğilimlerin artmasıyla hatta zalimlikle öne çıktılar ve bundan rahatsız olmadılar.”   Güvenli geri dönüş ortamı sağlanmalıdır   Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, geri dönüşün ne derece mümkün olduğunun göçe sebebiyet veren durumların ortadan kalkması ve büyük ölçüde güvenli dönüş ortamının sağlanmasına bağlı olduğunu belirterek “Zira geri dönüşte mültecilerin en önemli beklentileri, güvenlik ve barış içinde yaşamaktır. Türkiye, bu amaç doğrultusunda güvenli bölge oluşturmak için yoğun çaba harcamaktadır.” dedi.   İhtiyaç duyulan desteğe erişimleri sağlanmalı   Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, geri dönüşte sürdürülebilirliğin de önem arzettiğini ifade ederek “Özellikle sürdürebilirlik için geri dönen mültecilerin fiziksel, sosyoekonomik ve politik boyutlarda ihtiyaç duydukları desteğe erişimlerini sağlamak önemlidir. Köken ülkede yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda ekonomik güvenliği ve kişilerin hak ve hizmetlere erişimlerini sağlamak geri dönüşün sürdürülebilir olması açısından önemlidir.” diye konuştu.   Küresel bir iş birliği yapılmalı   Dünya devletlerinin küresel eşitsizlikler, yoksulluk, çatışmalar konusunda küresel bir iş birliği yaparak bu göçe kaynaklık eden ülkelerdeki durumun iyileştirilmesi için çaba harcamaları gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Gelir adaletsizliğinin bu derece keskinleştiği bir yapıda, göçü tamamen bitirmek mümkün değildir. Ayrıca politikaların şeffaf ve açık yürütülmesi gerekir. Bu, hem Türkiye’deki kamuoyunu bilgilendirmek hem de mültecilerin önlerindeki tabloyu açık olarak görmeleri için elzem. Eğitim, sağlık, temel haklar konusunda hangi politikaların uygulandığının, hangi hak ve ödevlerin olduğunun paylaşılması gerekiyor.”şeklinde konuştu.   Siyaset üstü bir mesele olarak ele alınmalı   Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, sözlerini şöyle tamamladı: “Genel olarak mültecilerle ilgili konuları siyaset üstü bir mesele olarak ele alınması evrensel insan haklarını temel alacak bir yaklaşımın benimsenmesi önem arzetmektedir. Bu bağlamda topluma doğrudan seslenecek, topluma sesini duyuracak, bu konuda duyarlı mevcut iletişim kanallarını daha aktif kullanacak bir sivil bir anlayışın yerleşmesi gerekir.”
Sığınmacı ve mülteci sorunu küresel iş birliği ile çözülmelidir

Sığınmacı ve mülteci sorunu küresel iş birliği ile çözülmelidir

 

Sığınmacı ve mültecilerle ilgili konuların siyaset üstü bir mesele olarak ele alınmasının önemini vurgulayan uzmanlar, evrensel insan haklarını temel alacak bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğinin altını çiziyor. Dünya devletlerinin küresel eşitsizlikler, yoksulluk, çatışmalar konusunda küresel bir iş birliği yaparak göçe kaynaklık eden ülkelerdeki durumun iyileştirilmesi için çaba harcaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, güvenli geri dönüş için göçe sebebiyet veren durumların ortadan kalkması gerektiğine dikkat çekiyor. 

 

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, sığınmacı ve mültecilerin toplumla entegrasyonu için alınması gereken önlemlere ilişkin değerlendirmede bulundu.

 

Türkiye, en fazla mülteci barındıran ülke konumundadır

 

Türkiye’ye Suriyeli ilk kafilenin 29 Nisan 2011 tarihinde ulaştığını kaydeden Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu tarihten itibaren Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısı gittikçe artmıştır. Açık kapı politikası çerçevesinde Türkiye’ye giriş yapan hiçbir Suriyeli geri gönderilmemiş ve kendilerine geçici koruma statüsü verilmiştir. Birçok Avrupa ülkesi mültecileri güvenliklerini tehlikeye düşüreceği kaygısıyla sınırlarını tel örgülerle kapatıp kabul etmediği dönemde hiçbir ayırım yapmadan 3,5  milyonu mülteciyi kabul etmiştir. Afganistan, Pakistan gibi diğer ülkelerden gelenlerle birlikte bu sayı daha da artmaktadır. Bu bağlamda Türkiye bir anda dünyada en fazla mülteci nüfusu barındıran ülkesi konumuna yükselmiştir.” dedi.

 

Yeni bir aşamaya geçildi…

 

Türkiye’nin sürecin başından itibaren  hem devlet olarak hem halk olarak gelen mültecilere her türlü yardımı göstermeye çalıştığını ifade eden Prof. Dr. Süleymanlı, “Türkiye uyguladığı bu insancıl politikayla tüm dünyaya örnek olmuştur. Fakat mültecilerin Türkiye’de kalma süreleri uzayınca mültecilerle ilgili durum yeni bir aşamaya geçmiş, zamanla ekonomik, sosyal, kültürel ve güvenlik gibi çok boyutlu konular ve sorunlar gündeme gelmeye başlamıştır.” dedi.

 

Geçici politikalar üretildi

 

Suriye’de iç savaşın bu kadar uzayacağının ve mültecilerin bu kadar uzun süre kalıcı olduğunun öngörülemediğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu yüzden de  uzun süre daha ziyade geçicilik üzerinden politika üretildi. Daha çok palyatif çözümler üzerinden sorunların üstesinden gelmeye çalışıldı. Sayıları milyonları bulan mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye hazırlıksız bir şekilde yakalandığı bu göç krizi karşısında çeşitli uygulamalarda bulunmuş, göç yönetimi konusundaki girişimler bugün de halen devam etmektedir. Aynı şekilde Suriyeliler de  “nasıl olsa döneriz” diye topluma uyum sağlamak için pek çaba sarf etmediler.” dedi. 

 

Toplumsal yaklaşım ve tutumlar da etkili

 

Göçle bağlantılı olan toplumsal uyum süreçlerinde bilinen başka bir bilimsel gerçeğin de bu sürece yerel toplumun yaklaşımının ve tutumlarının çok önemli bir yeri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, şunları söyledi:

 

“Yerel toplumun toplumsal uyuma ilişkin yaklaşımı, büyük oranda ülkelerin de kendilerine yönelik hizmetlerin nicelik ve niteliğindeki değişimle ilişkili kaygılarla birlikte zorlaşmaktadır. Bunun dışında doğru bilinen yanlışlar ve yerel halkın mültecilere sunulan haklar ile kendi haklarını kaybedeceğini düşünmeleri, toplumsal uyum sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Örneğin Suriyelilerin iş gücü piyasa­sında yarattığı en önemli etki, Suriyelilerin kaçak yollarla ucuz işgücü olarak çalıştırılmaları ile ortaya çıkmaktadır. Suriyelilerin daha düşük ücretle çalışmaya razı olması bir çok yerde insanların işsiz kal­masına neden olmakta, bu da Suriyelilere yönelik dışlayıcı ve ötekileştirici  söylemleri daha da arttırmaktadır.”

 

Doğru bilgilendirme yapılması gerekiyor

 

Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı, bunun dışında sığınmacıların farklı örneklerle sosyal medyada gündem olmalarının,   özellikle sosyal medya üzerinden mültecilere yönelik dışlayıcı tutumu daha da tetiklediğini söyledi. Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu yüzden toplumsal bilgi ve bilinci artıracak doğru bilgilendirme önem kazanmaktadır. Ayrıca topluma yön verebilecek potansiyele sahip kişilerin de mültecilere yönelik nefreti ve dışlamayı körükleyecek söylemlerden sakınmaları elzemdir.” dedi.

 

Geri dönüşün pek çok boyutu var

 

Geri dönüşün mülteci hareketleri için devletler tarafından en çok tercih edilen çözüm yöntemi olduğunu belirten Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı,  geri dönüşün pek çok boyutu olduğunu kaydederek şunları söyledi:

“Devletlerin ve uluslararası aktörlerin çabaları ile sığınan kişileri ülkelerindeki belirli güvenli bölgelere geri göndermeleri, en kalıcı ve etkin çözüm olarak görülmektedir. Fakat bunları söylerken geri dönüş meselesinin çok  ciddi bir mesele olduğu hususunu gözden kaçırmamız gerekir. Geri gönderme meselesinin öncelikle iç hukuk boyutu var. Yani kanunlar öncelikle ne diyor? Uluslararası hukuk boyutu var, yani Türkiye’nin dış yükümlülükleri. Zira Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası sözleşmelerde de belirtildiği üzere, geri dönüşün aslında tamamen güvenli, savaşın olmadığı, kişilerin aynı zamanda bireysel olarak çeşitli cezalandırmalara veya şiddete maruz kalmayacağı durumlarda yapılması gerekiyor. Siyasi boyutu kaçınılmaz. Yani işin ekonomik boyutu, toplumsal boyutu, özellikle  belli   bölgelerde temel hizmetlerde yoğunluk boyutu. Dış politika boyutu var. Uluslararası kamuoyundaki imaj, ülkenin imajıyla ilgili boyutu var. Örneğin Türkiye her zaman insanı yardım yapan ülke imajıyla ortaya çıktı. Bazı ülkeler ırkçılıkla aşırı sağ eğilimlerin artmasıyla hatta zalimlikle öne çıktılar ve bundan rahatsız olmadılar.”

 

Güvenli geri dönüş ortamı sağlanmalıdır

 

Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, geri dönüşün ne derece mümkün olduğunun göçe sebebiyet veren durumların ortadan kalkması ve büyük ölçüde güvenli dönüş ortamının sağlanmasına bağlı olduğunu belirterek “Zira geri dönüşte mültecilerin en önemli beklentileri, güvenlik ve barış içinde yaşamaktır. Türkiye, bu amaç doğrultusunda güvenli bölge oluşturmak için yoğun çaba harcamaktadır.” dedi.

 

İhtiyaç duyulan desteğe erişimleri sağlanmalı

 

Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, geri dönüşte sürdürülebilirliğin de önem arzettiğini ifade ederek “Özellikle sürdürebilirlik için geri dönen mültecilerin fiziksel, sosyoekonomik ve politik boyutlarda ihtiyaç duydukları desteğe erişimlerini sağlamak önemlidir. Köken ülkede yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda ekonomik güvenliği ve kişilerin hak ve hizmetlere erişimlerini sağlamak geri dönüşün sürdürülebilir olması açısından önemlidir.” diye konuştu.

 

Küresel bir iş birliği yapılmalı

 

Dünya devletlerinin küresel eşitsizlikler, yoksulluk, çatışmalar konusunda küresel bir iş birliği yaparak bu göçe kaynaklık eden ülkelerdeki durumun iyileştirilmesi için çaba harcamaları gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Gelir adaletsizliğinin bu derece keskinleştiği bir yapıda, göçü tamamen bitirmek mümkün değildir. Ayrıca politikaların şeffaf ve açık yürütülmesi gerekir. Bu, hem Türkiye’deki kamuoyunu bilgilendirmek hem de mültecilerin önlerindeki tabloyu açık olarak görmeleri için elzem. Eğitim, sağlık, temel haklar konusunda hangi politikaların uygulandığının, hangi hak ve ödevlerin olduğunun paylaşılması gerekiyor.”şeklinde konuştu.

 

Siyaset üstü bir mesele olarak ele alınmalı

 

Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, sözlerini şöyle tamamladı: “Genel olarak mültecilerle ilgili konuları siyaset üstü bir mesele olarak ele alınması evrensel insan haklarını temel alacak bir yaklaşımın benimsenmesi önem arzetmektedir. Bu bağlamda topluma doğrudan seslenecek, topluma sesini duyuracak, bu konuda duyarlı mevcut iletişim kanallarını daha aktif kullanacak bir sivil bir anlayışın yerleşmesi gerekir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Adana Escort Çukurova Escort Seyhan Escort Ankara Escort Mamak Escort Etimesgut Escort Polatlı Escort Pursaklar Escort Haymana Escort Çankaya Escort Keçiören Escort Sincan Escort Antalya Escort Kumluca Escort Konyaaltı Escort Manavgat Escort Muratpaşa Escort Kaş Escort Alanya Escort Kemer Escort Bursa Escort Eskişehir Escort Gaziantep Escort Şahinbey Escort Nizip Escort Şehitkamil Escort İstanbul Escort Merter Escort Nişantaşı Escort Şerifali Escort Maltepe Escort Sancaktepe Escort Eyüpsultan Escort Şişli Escort Kayaşehir Escort Büyükçekmece Escort Beşiktaş Escort Mecidiyeköy Escort Zeytinburnu Escort Sarıyer Escort Bayrampaşa Escort Fulya Escort Beyoğlu Escort Başakşehir Escort Tuzla Escort Beylikdüzü Escort Pendik Escort Bağcılar Escort Ümraniye Escort Üsküdar Escort Esenyurt Escort Küçükçekmece Escort Esenler Escort Güngören Escort Kurtköy Escort Bahçelievler Escort Sultanbeyli Escort Ataşehir Escort Kağıthane Escort Fatih Escort Çekmeköy Escort Çatalca Escort Bakırköy Escort Kadıköy Escort Avcılar Escort Beykoz Escort Kartal Escort İzmir Escort Balçova Escort Konak Escort Bayraklı Escort Buca Escort Çiğli Escort Gaziemir Escort Bergama Escort Karşıyaka Escort Urla Escort Bornova Escort Çeşme Escort Kayseri Escort Kocaeli Escort Gebze Escort İzmit Escort Malatya Escort Manisa Escort Mersin Escort Yenişehir Escort Mezitli Escort Erdemli Escort Silifke Escort Akdeniz Escort Anamur Escort Muğla Escort Bodrum Escort Milas Escort Dalaman Escort Marmaris Escort Fethiye Escort Datça Escort Samsun Escort Atakum Escort İlkadım Escort Adıyaman Escort Afyonkarahisar Escort Ağrı Escort Aksaray Escort Amasya Escort Ardahan Escort Artvin Escort Aydın Escort Balıkesir Escort Bartın Escort Batman Escort Bayburt Escort Bilecik Escort Bingöl Escort Bitlis Escort Bolu Escort Burdur Escort Çanakkale Escort Çankırı Escort Çorum Escort Denizli Escort Diyarbakır Escort Düzce Escort Edirne Escort Elazığ Escort Erzincan Escort Erzurum Escort Giresun Escort Gümüşhane Escort Hakkari Escort Hatay Escort Iğdır Escort Isparta Escort Kahramanmaraş Escort Karabük Escort Karaman Escort Kars Escort Kastamonu Escort Kırıkkale Escort Kırklareli Escort Kırşehir Escort Kilis Escort Konya Escort Kütahya Escort Mardin Escort Muş Escort Nevşehir Escort Niğde Escort Ordu Escort Osmaniye Escort Rize Escort Sakarya Escort Siirt Escort Sinop Escort Sivas Escort Şanlıurfa Escort Şırnak Escort Tekirdağ Escort Tokat Escort Trabzon Escort Tunceli Escort Uşak Escort Van Escort Yalova Escort Yozgat Escort Zonguldak Escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort